Gönderen Konu: hollanda'da barok sanat  (Okunma sayısı 17370 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
hollanda'da barok sanat
« : 03 Mayıs 2008, 16:17:28 »

hollanda'da barok sanat
 
Hollanda’da Protestanlık karşımıza çıkmakta. Hollanda, cumhuriyetini kurduktan sonra Protestanlık’ın bir savunucusu durumuna gelir. Ekonomik alanda gelişmiş kentlerin çoğu 16. yüzyılda Protestanlık’ı kabul etmiştir. Protestanlık, devleti tanrısal bir kurum olarak görmüş; özellikle de otoriter devleti meşrulaştırmıştır.

Yönetici bir grup karşısında yönetilen durumda olan ulusal ya da dini azınlıkların etkili siyasal mevkilerden dışlanmaları, ekonomik yaşama atılmalarına neden olmuştur.

Protestan ahlakı, öte dünya için bu dünyadaki yaşam biçiminin ussallaştırılması taraftarıdır. İngiliz, Hollandalı ve Amerikalı püritenler “dünya zevkleri”nin karşısında oluşlarıyla tanınırlar. Bu durum, Protestanlığın meslek kavramının etkisine bağlıdır.

Meslek sözcüğü, İngilizce’de de Almanca’da da (calling/beruf) dini bir tasarımdır. Tanrı tarafından verilen bir ödev olarak görülür meslek.

Kavram, tüm Protestan mezheplerinin temel dogmasını dile getirir:Tanrı tarafından kabul edilen yaşam biçiminin tek amacı, insanın dünyadaki konumunu oluşturan dünyevi ödevini yerine getirmesidir. Bu şekilde bu onun “mesleği” olur. Bu düşünceler, Luther’de, reformist eylemlerinin ilk on yılında gelişir. Luther için meslek, insanın kendini ona uydurmak zorunda olduğu ve tanrı buyruğu olarak kabul ettiği şeydir.

“Meslek” kavramına bu denli bağlılık eğitime de yansır. Katoliklerde iş ve ticari mesleklerde hazırlayıcı yüksek okul mezunlarının oranı buralardan mezun olan Protestanların çok gerisindedir. Katolikler insan bilimleri öğreten okulların sağladığı eğitimi tercih ederler.

Mezhep ve manastır disiplini arasında da yakın bir ilişkiden de söz etmek mümkün. Çıraklık ilişkisi bunlardan bir olarak düşünülebilir.

Protestan mezhebi, denetim ve rakipleri bir araya getirmesi konusunda Ortaçağ loncalarıyla da yakın ilişkilidir.

Protestanlık, devleti tanrısal bir kurum, olarak tam bir meşruluğa kavuşturmuş; özellikle de otoriter devleti meşrulaştırmıştır. Luther, bireyi savaşın ahlaki sorumluluğundan kurtarmış ve bu sorumluluğu yetkililere devretmiştir. Reform, kilise otoritesinin yaşam üzerinden tümüyle kaldırılması olmayıp var olan biçimin farklı bir anlamda değiştirilmesidir. Değiştirme, o zamanlar pratik alanda az hissedilen, birçok durumda yalnızca biçimsel olan bir otoritenin, özel ve toplumsal yaşamın bütün alanlarında gözlenebilir ölçüde etkili olan bir otoriteye yerini vermesidir.

Hollanda’da sanatın merkezi Amsterdam. Amsterdam, yüzyıl boyunca Avrupa kentlerinin en büyüklerinden ve en iyi donatılmışlarından biri oldu. 1612’de 50.000 olan nüfusu 1632’de 125.000’e ve yüzyılın son yarısında da 200.000’ e çıkar.

Konular, objeler, kompozisyonlar sanatçının yaşadığı şehrin tercihlerinden bir hayli etkilenmiştir. Bir lonca örgütlenmesi söz konusudur ve Hollanda’da bu örgütlenme daha güçlüdür. Bir sanatçının resim satabilmesi için öncelikle bir loncaya kayıtlı olması gerekmektedir. Ressamların büyük çoğunluğu da zanaatçı ailelerden gelmektedir. Örneğin Rembrandt’ın babası değirmenci, Jan van Goyen’inki ayakkabıcı, Ruisdael’inki de çerçevecidir. Hollanda’da resim de bir zanaat olarak algılanmaktadır. Çoğu sanatçı salt resimle geçinememektedir. Vermeer, bir dealer’dı, van Goyen emlakçılık yapmaktadır ve lale tüccarıdır.

Hollanda’da sanat yapıtı bir yatırım olarak görülmektedir. Resim üretimi sabit bir komisyona bağlı olmaktan çıkmış ve pazar oluşmaya başlamıştır. Galeri sahipleri kendi sanatçıları için komisyon almaktadır ancak bunun yanı sıra kitapçılar, yıllık ya da mevsimlik fuarlar da sanat için merkez oluşturmaya başlamıştır. Hatta haftalık pazarlarda meyveler-sebzelerle dahi resim satıldığı görülmektedir.

Yeryüzünü evrenin merkezi olmaktan çıkarıp ona evrensel bir rol veren Kopernik devrimiyle, yaratıcı olarak Tanrı ideolojisinin yerine, yaratıcı olarak insan ideolojisinin geçirilmesi aynı zamana rastlar.

Yaratıcı olarak insan ideolojisi, kapitalizmin egemen olduğu/doğduğu bütün toplumlarda görülen burjuva ideolojisidir.

Hollanda resmini açıklayabilecek tek şey de, burada burjuvazinin varoluşu ve gerçek iktidarı elinde bulunduruşudur. Sipariş burjuvaziden gelir ve sanat da bu doğrultuda gelişim gösterir. Protestanlık nedeniyle Hollanda’da kilise resim siparişi vermez.

Manzara, natürmort ve tür resmi 17. yüzyıl ürünü olmakla birlikte bunların kökenleri Manyerist döneme dek uzanmakta. Tür resmi İtalya’da Caravaggio ve Annibale Carraci’de, İspanya’da IV. Philip için çalışmadan önce Velasquez’de, Anvers’te Adriaen Brouwer’de ve Fransa’da Louis Le Nain’de görülmekte ancak en geniş yeri Protestan burjuva toplumunda bulmaktaydı. Hollandalı ressamların bu tür resimlerle metafora başvurduğu ve Protestan ahlakının uygun gördüğü yaşama gönderme yaptıkları kabul edilir.


Rembrandt van Rijn (1606-1669)

Barok çağın, Caravaggio üslubunun etkili olduğu ilk ya da erken evresi; Rubens’in öne çıktığı Klasik Evre ya da II. Evresi ve Poussin, Velasquez ve Vermeer ile önem kazanan III. ya da Klasisist evresi olduğundan söz edilmişti. Rembrandt bu evreler açısından düşünüldüğünde daha bireysel ve Barok’un tüm evrelerini yansıtmakta.

Atölyesinde Çalışırken, 1626-28 Oil on canvas, 25,5 x 32 cm Museum of Fine Arts, Boston

Rembrandt’ın insana dönük portreleri önemli ve bunlar gerek Rubens’ten gerek Caravaggio’dan farklı. Amsterdam’da portre ustası olarak ünlenir Rembrandt. Gerrit Dou’nun öğrencisi olur. Amsterdam loncasına kayıtlı.

Portrelerinde kendisini, ailesini ve yakın çevresini konu edindiği bilinir. Grup portreleri yapar. Dini ve mitolojik konular üzerinde de eser verir. Müşterilerinin büyük çoğunluğunu Amsterdamlı koloniler oluşturur.

1979’da, Amsterdam Kraliyet Sarayı resimleri arasında, ona ait olduğu sanılan pek çok resmin aslında izleyicileri tarafından yapıldığı anlaşılmış. Ciddi bir koleksiyoner olduğu, iki kez iflas ettiği ve bu nedenle tüm mal varlığını sattığı biliniyor.

Rembrandt’ta ışık önemli. Ya manevi ışık kullanır ya da ışık kaynağını belirtir. Resmin dışından gelen bir ışık seçilir onda.

Her yaş kesiminin portresini yaptığı biliniyor. Geri planı boş bırakmayı sever ve genellikle karanlık tonlardan ışıklı portreleri gelir. Barok’un madde illüzyonu da onda doruk noktasına varır.

Gençlik Portresi, 1634, Oil on canvas, 61 x 52 cm, Galleria degli Uffizi, Florence

Daima biraz yakada biraz yüzde ışık bulunur. Resme ışıklı bir yüzeyden girilir ve ışıkta bir derecelendirme gözlenir. Buradaki fırça vuruşları ileriki yaşlarında serbestleşecektir.

Otoportre, c. 1629, Oil on canvas, 37,7 x 28,9 cm, Mauritshuis, The Hague
Otoportre, 1640, Oil on canvas, 102 x 80 cm, National Gallery, London.
Otoportre

Otoportrelerinin sayısı 80’den fazla. Asker olarak, dilenci olarak, Doğulu olarak, toplumun çeşitli sınıflarının temsilcileri olarak, ressam olarak ve de her birinde çok farklı ifadeler kullanarak kendini resimlemiştir. İlk dönemlerinde zengin kostümler kullanırken son dönemlerinde sade giysiler içerisinde kendini betimliyor.

Karısı Saskia’nın Portresi, c. 1642, Oil on wood, 99,5 x 78,8 cm, Staatliche Museen, Kassel

O da Rubens gibi karısının çok sayıda portresini yaptıysa da Rubens gibi çağdaş kostümler yerine tarihi kostümleri kullanmayı tercih etmiştir. Burada da Rembrandt’ın kullandığı kostümler Rönesans kostümleri. Rembrandt portreyi 1642’de karısının ölümüne kadar tamamlamaz. Karısının ölümü sonrasında şapkanın üzerine yerleştirdiği tüyle de dünyevi yaşamın geçiciliğini ima etmekte.

Saskia ile Otoportre, c.1636

Resim Prodigal Son/Tutumsuz Evlat adıyla da bilinir ve bu haliyle yoruma açıktır. Resimde yer alan tüm objeler dünyevi yaşamın geçiciliğinin sembolü. Rembrandt’ın varsıl günlerine ait bir portre. Rembrandt bu sıralarda her şeye sahipti:Ün, para, eş, yeni bir ev ve zengin bir koleksiyon. Bilindiği gibi sonradan 2 kez iflas edecek ve tüm mal varlığını kaybedecektir. Dolayısıyla resme Tutumsuz Evlat adının sonradan verilmiş olduğu düşünülebilir.

Gülen Saskia, 1633, Oil on oak, 52,5 x 44,5 cm, Gemäldegalerie, Dresden
Flora/Saskia, 1634, Oil on canvas, The Hermitage, St. Petersburg.

Rembrandt’ın döneminde, çelenk takan ve çiçek taşıyan kadın, tanrıça Flora’nın personifikasyonu gibi algılanırdı.

Saskia Portresi, 1641, Oil on wood, 98,5 x 82,5, Gemäldegalerie, Dresden.

Saskia’nın ölümü Rembrandt’ın hayatındaki gerilemenin de başlangıcıdır. Oğlu Titus’un bakıcısı Geertje Dirckx’le birlikte olmaya başlar ama 40 yaşlarına yakın olan bu kadından sıkılıp evlerine hizmetçi olarak gelen genç Hendrickje Stoffels ile evlenir. Ancak verdiği sözü tutmaması nedeniyle 1649’da Geertje’e tazminat ödemek zorunda kalır. Bu arada Heindrickje de bu ilişki nedeniyle 1656’da kilise tarafından suçlu bulunur. Rembrandt suçlanmaz çünkü o hiçbir kiliseye bağlı değildir.

Hendrickje Stoffels Portresi, 1656-57, Oil on canvas, 86 x 65 cm, Staatliche Museen, Berlin.

Saskia’dan sonraki modeli ikinci karısı Stoffels olur.

Banyo Yapan Kadın, 1654, Oil on panel, 61.8 x 47 cm, National Gallery, London.
Fırça darbeleri artık belirsiz olmaktan çıkar.

Hendrickje Stoffels’in Yataktan Bakarken Portresi, c. 1648. Oil on canvas. National Gallery of Scotland, Edinburgh, UK.

Yaşantı içinde portre betimi Rembrandt için tipiktir. Bu bir anlamda ifadeyi de oluşturur.

Rembrandt Rubens gibi finans konusunda becerikli değildir. 1660 yılında Hendrickje ve Rembrandt’ın 18 yaşındaki oğlu Titus, sanatçının finansal danışmanlığını üstlenen bir şirket kurarlar. Ancak 1663’te Heindrickje, 1668’de de Titus vebadan ölür.

Rembrandt da Rubens gibi büyük bir atölyeye sahiptir. 150’den fazla asistan ve öğrenci yetiştirdiği bilinir. Öğrencilerinin orijinal eserleri de Rembrandt adıyla satılır. Bu loncanın, fiyatları Rembrandt’ınkiler kadar olmaması şartını koşarak izin verdiği bir şey.

14. Yaşlı Adam Portresi, 1651. Oil on canvas. Duke of Devonshire, Chatsworth House, Derbyshire, UK.

Annesinin Portresi, 1639.

Rembrandt kalın dokular oluşturma konusunda da usta. Işıklı olarak kullanacağı alanlarda önce kalın boyalar kullanıp kabartı elde eder. Boya tabakasını gravür gibi kazır, sivri uçlu bir aletle desenini çizer. Kuruyunca saydam boya ile üzerinden geçer ve böylelikle doku elde eder. Koyu tonlarda da saydam ve derinlikli olmaya çalışır.

Reform hareketinin ardından Katolik Kilisesi okumayı neredeyse şeytan işi haline getirir ve bundan sonra Meryem’i okurken gösteren tasvirler azalır. Rembrandt ise annesini İncil okurken resimlemiştir.
Annesinin Portresi/ An Old Woman Reading-The Wife of Rembrandt’s Brother, 1655.

Portrenin Rembrandt’ın annesine ait olduğu da kardeşinin karınsa ait olduğu da belirtilir. Buradaki portrenin kimliği açıklığa kavuşmamış olsa da Rembrandt’ın yaşamının son yıllarında bir çok yaşlı adam ve kadın portresi yaptığı bilinir. Genellikle de Amsterdam’daki Musevi mahallesinden bu tür siparişler aldığı bilinir.

Oğlu Titus Okurken, 1655 Oil on canvas, 77 x 63 cm. Boymans-van Beuningen Museum, Rotterdam.

Yazı yazmakta zorlanan çocuğu yansıtır. En çok ışık alan kısım küçük üçgende ve geri kalan kısım soyut nitelikte. 20. yüzyıl sanatında da onun tablolarından yararlanılır.

Fransisken Keşişi Olarak Titus, 1660. Oil on canvas. Rijksmuseum, Amsterdam, the Netherlands.

Oğlu Titus’un veba nedeniyle öldüğü bilinir.

Musevi Gelin, c. 1665, Oil on canvas, 121,5 x 166,5 cm, Rijksmuseum, Amsterdam.

Buradaki figürün oğlu Titus olduğu yorumu da yapılır. Evlilik resmi. Rembrandt’ın evinin yakınında Musevi ghettoso vardı ve Rembrandt oradan sipariş almaktaydı. Resmin adı sonradan verilmiş ve bu nedenle de gerçekten bir Musevi çifti tasvir edip etmediği bilinmiyor.

Penceredeki Genç Kız Portresi, 1651. Oil on canvas. Nationalmuseum, Stockholm, Sweden.

Portrelerinde sık sık pencere, masa gibi öğelerden yararlanır.

Yelpazeli Kadın, 1668.

Geometrik kurgu iki ters üçgen şeklinde.

21. Cornelis Claeszoon’un Bir Kadınla Portresi, 1641, Oil on canvas, 176 x 210 cm, Staatliche Museen, Berlin.

Batsheba’nın Banyosu, 1654, Oil on canvas, 142 x 142 cm, Musée du Louvre, Paris.

Venüslerin ve yaşlı genç ikileminin burada tekrarlanması söz konusu.

23. Danae, Altın Yağmuru, 1636-47, Oil on canvas, 165 x 203 cm, The Hermitage, St. Petersburg.
24. Andromeda, Mauritshuis, The Hague.
25. Susanna, Mauritshuis, The Hague.

Susanna, Babilonia’da oturan Yohakim adlı bir Yahudi’nin karısıdır. Varlıklı bir kişi olan Yohakim’in, evini çepeçevre saran bir bahçesi vardır. O yıl, halk tarafından yargıç seçilen iki ihtiyar, sık sık Yohakim’in evine giderler. Susanna, öğle saatlerinde herkes gittiği zaman bahçeye çıkıp gezinir. Onun böyle her gün bahçede gezindiğini gören iki ihtiyar, Susanna’ya tutulurlar ve birbirlerinden gizli bir şekilde onu izlemeye başlarlar. Ancak bir gün bahçede burun buruna gelince gerçeği itiraf etmek durumunda kalırlar ve bundan sonra ikisi birden Susanna’yı elde etmeye çalışır.

Bir gün Susana iki cariyesiyle birlikte dışarı çıkar. Hava çok sıcak olduğu için banyo yapmak ister ve cariyelerine bahçenin kapısını kapayıp gitmelerini söyler. İki ihtiyar bunu fırsat bilir ve Susanna’yı tehdit ederler.


Rembrandt’ın portre siparişleri içerisinde en bilinenleri loncaların siparişleridir.


26. Doktor Tulp’un Anatomi Dersi, 1632 Oil on canvas, 169,5 x 216,5 cm. Mauritshuis, The Hague.

İlk lonca siparişlerinden. Cerrahlar Loncasının siparişi. Şehir meclisinin onayıyla, üç gün süreyle bir kadavranın incelenmesi söz konusu. Olayın halka açık olarak verilen ilk anatomi dersi olması resme tarihi bir boyut da katmakta. Cerrahlar Loncasının başkanı Nicolaes Tulp’un idam edilmiş bir suçlunun bendi üzerinde verdiği ders, loncanın diğer üyeleri tarafından da izlenmekte. Arkadaki figürün elindeki kağıtta öğrenci doktorların isimleri yazılı.

27. Beyin Ameliyatı,1656

Resim Dr. Joan Deiman’ın Anatomi Dersi adıyla da bilinir. Dr. Tulp’un Anatomi Dersi’nden 20 yıl sonra, yine Cerrahlar Loncasından bu siparişi alır. Aslında daha büyük boyutlu bir resimdir fakat 1723 yılının Kasım ayında çıkan bir yangında tahrip olur. Rijkmuseum’da yer alan deseninde doktor ve kadavranın dışında simetrik olarak dizilmiş 8 figürün daha olduğu görülür. Solda yer alan asistan Dr. Delijman’ın açtığı kafatasını tutmakta. Mantegna’nın Ölü İsa’sında olduğu gibi bir rakursi kullanımı söz konusu. Hijyenin olmadığı bir ameliyat ortamı yansıtılmakta.

28. Kumaşçılar Loncası, 1662 Oil on canvas, 191,5 x 279 cm. Rijksmuseum, Amsterdam

Resim Rembrandt’ın son grup portresi olarak bilinir. Sendika adıyla da anılır. X-Ray ışınlarıyla yapılan analiz, resmin üzerinde çok çalışıldığını, sanatçının hangi figürü nereye yerleştireceğine zor karar verdiğini gösterir. Fotoğrafı yansıtır gibi ele alma söz konusu. Masadaki halı da Doğu halısı. Resim tamamlandığında Amsterdam’dakki loncanın duvarına asılır.

29. Gece Devriyesi, 1642 Oil on canvas, 363 x 437 cm. Rijksmuseum, Amsterdam.

Grup resmi. Amsterdam’daki belediye bekçileri loncasının siparişi. Genellikle bu tür sahnelerde bir ziyafet ya da toplantı masası etrafında bir grup insan yansıtılırken burada Rembrandt anlık hareketi vermekte. Devriye başında Phonie adlı subay yer almakta. Anatomi Dersi’nde olduğu gibi burada da bir enstantanenin anlatılması söz konusu. Resmin asıl adı The Militia Company of Captain Banning Coq. 1715’te Kraliyet Sarayı’na taşınırken, yeni yerine uydurulmak için soldan kesilmiş ve bu nedenle gerçek boyutları bilinmiyor.

17. yüzyıl, dünyanın güneş sistemindeki gezegenlerden biri olduğunu ortaya koyar. Kopernik tezinin anlaşıldığı bu çağda, bu tezle ilişkili olarak kozmos geniş bir sistem olarak düşünülür. Evrenin fiziksel birliği sanata da yansır ve uzam anlayışında bir değişiklik söz konusu olur. Bundan böyle sanatçının amacı, sanat yapıtıyla gerçek dünya arasındaki bariyeri kaldırmak olur. Bu kimi zaman Rembrandt’ın “Gece Devriyesi”nde olduğu gibi jestlerle sağlanır.

30. Yüzülmüş Sığır, 1655, Oil on wood, 94 x 69 cm, Musée du Louvre, Paris.

Natürmort burada öne çıkıp figür geri planda kalıyor ve bu Caravaggio’dan farklı. Rembrandt’ın sadece böyle bir konuyu ele alması dahi, insanı resim sanatının temel konusu ve başlıca kaygısı kabul eden Rönesans görüşünden ayrılır. 20. yy sanatında da Rembrandt’tan yararlanıldığı bilinir. Chaim Soutine Yüzülmüş Sığır örneğinde olduğu gibi.


Rembrandt dini konular üzerinde de çalışmıştır. Ancak Tevrat sahneleri onda İncil’den daha fazladır. Çünkü Musevilerden sipariş almaktadır genellikle.

31. Kutsal Aile, 1640, Oil on wood, 41 x 34 cm, Musée du Louvre, Paris.

Basit bir Hollanda iç mekanında sıradan bir aile yaşantısı olarak ele alınır.

32. İsa’nın Doğumu ve Çobanların Secdesi, 1646, Oil on canvas, 97 x 71,5 cm, Alte Pinakothek, Munich.

Hem manevi ışık hem de fenerden yayılan ışık kullanılmış. Işığa yakın alanlarda renk karşımıza çıkarken diğer alanlarda kahverengi tonları hakim.

33. Çarmıhtan İndiriliş, 1634, Oil on panel, 89,5 x 65 cm, Alte Pinakothek, Munich.

Rembrandt, Rubens’in ünlü bir ressam olmasını sağlayan bu konu üzerinde öncelikle kendisi için çalışır. Konu bir sipariş üzerine ele alınmamıştır. Ardından resim Amsterdam’da önemli bir mevkii sahibi olan Frederick Heindrick tarafından görülür ve Heindrick Rembrandt’a Passion sahnelerinin siparişini verir.

34. Çarmıhtan İndiriliş, 1633-34

35. Emmaus Hacıları, 1648, Oil on canvas, 42 x 60 cm, Musée du Louvre, Paris.
İsa’nın dirildiği gün, öğrencilerinden ikisi Kudüs yakınlarında yer alan Emmaus Köyü’ne gitmektedirler. İsa, yanlarına gider ve aralarına katılır. Öğrencileri onu tanımazlar ve köye geldiklerinde yemeğe kalması için ısrar ederler. İsa, sofrada ekmeği alır, takdis eder; bölerek ikiye ayırır. Öğrencileri o zaman İsa’yı tanırlar ama İsa birden gözden kaybolur. Rembrandt’ın resminde İsa’nın kutsal kişiliğini yansıtan tek şey, onun kilisenin mihrabına oturmuş gibi gösterilmesi; bunun dışında sıradan bir yemek sahnesi olarak değerlendirilebilir.

36. Mısır’a Gidiş

Kral Herodes’in Beytüllahim’deki bütün çocukların öldürülmesini buyurması sonrasında Yusuf’a bir melek görünür ve ona çocukla annesini alıp Mısır’a kaçmasını, ikinci bir habere kadar da orada kalmasını söyler. Bu olayı canlandıran resimlerde Meryem genellikle bir eşeğin üzerindedir. Kucağında Çocuk İsa yer alır. Kimi zaman uşaklar da bu ailenin yanında gösterilir. Kimi zaman da burada olduğu gibi dinlenme esnasında gösterilirler.

37. Lazarus’un Dirilişi
38. Jeremiah, 1630
39. Belshazzar’ın Şöleni, c.1635
T/yb, 167 x 209 cm, The National Gallery, London.

Eski Ahit’e göre Babil Kralı Belshazzar İ.Ö. 6. yy’da soylular için bir şölen düzenler ve onlarla birlikte şarap içer. Birden kralın arkasında bir el belirir ve kral, korkuya kapılarak arkasına dönüp ne olduğunu anlamak için bakar. Elin olduğu yerde bir yazı görülmektedir ve kral kahinleri çağırıp yazının ne anlama geldiğini sorar. Kahinlerin hiçbiri bunu okuyamaz en sonunda Daniel yazıyı okur: “Meme mene tekel u-parsin”. Mene sayılı demektir ve tanrının, kralın saltanat günlerine bir son vereceği anlamını içerir. Tekel, denge anlamına gelir; buradaki mesaj, kralın dengeleri sağlayamadığı ve testi geçemediğidir. Parsin bölünmüş demektir ve krallığın bölünmesine işaret eder. Krallık bölünecek ülke Medler ve Persler tarafından paylaşılacaktır. Aynı gece Belshazzar öldürülür.

Daniel’in kitabındaki bu öykü, pek çok kez işlenmiştir. Hristiyanlar Daniel’i İsa’nın geleceğini gören bir peygamber olarak yorumlarlar. Museviler’e göre ise o Babil’e yardım eden bir bilge kişidir.

Rembrandt’ın bu resmi yaptığı sıralarda Hollanda bölgesi İspanyol işgali altındadır. Masadaki gümüş ve altın kap-kacakla Hollandalıların İspanyollara ödediği yüklü vergilere işaret eder. Rembrandt, Eski Ahit’e böyle güncel yorumlar getiren 32 resim yapar.

40. Düşünürün Meditasyonu/Yüksek Tavanlı Odada Bilgin,1631.

Max Weber, “Derin ruh huzurunu sağlayabilmek için bireyi susturmak gerekir; Tanrının kelamı ancak böyle bir huzur içinde işitilebilir.” der. Rembrandt’ın bu tablosu bir ikonayı andırsa da, kökenini Hollanda burjuvazisinin kiliselerden tüm kutsal tasvirleri kaldıran yeni dininden alır.

41. Homeros
42. Aristoteles ve Homeros Büstü

Anı yakalamak, geçici olanı ve hareketi vermek isteyen sanatçı duygusal forma başvurur. Rembrandt’ın ışık-gölge kullanımı ve belirsiz form anlayışı da bununla açıklanabilir. Burada da form, karanlıklar içinde erimiştir. Sadece Aristoteles’in gören gözleri ile Homeros’un kör gözlerinin birbirleriyle karşılaştıkları nokta kuvvetli bir ışık ile aydınlanmıştır.


Rembrandt da Rubens gibi çok sayıda manzara yapmıştır. 1640-55 arasında 200’den fazla çizim, 24 baskı ve 17 yağlıboya manzara yaptıysa da bunların pek azı günümüze ulaşabilmiştir.

Rembrandt’ın manzaraları kapris niteliğindedir. Kapris, aslında 18. yüzyıl resminin türlerinden biridir. Kaprisler, çoğu kez tümüyle imgesel ama bazen de gerçek manzaralara dayanan derleme görünümlerdir. Dekoratif bir resim türü olan kaprisler belirli bir anlam taşımazlar.

43. Harabe ve Nehir Vadisi

Her iki manzarada da figür olmakla birlikte bunlar daha ziyade aksesuar gibi verilmiş. Resimdeki harabe, antik harabe. Zaman boyutu ve nostaljik etkiden yaralanılıyor.

44. Obeliskli Manzara, İsabella Stewart Gardner Museum, Boston.
45. Taş Köprülü Manzara, 1638
Oil on panel, 29,5 x 42,5 cm, Rijksmuseum, Amsterdam.

Hayali doğa yorumları ve manzarada pitoresk anlayışı başlar bu dönemde. Verilen belli bir manzara değildir. Işık, yüceltilmiş doğada bir ayrıcalık olarak verilir.

46. Değirmen, 1650

Yağlıboyalarının dışında gravürleri de bulunur.

47. Yaşlı Adam, gravür

Boyayı kalın katmanlar halinde kullanır. Desenleri boyaya hazırlık niteliğinde. Karelerle büyütme yöntemini kullanmaz. Onun hesabı ışık-gölge üzerinedir.

48. Otoportre, gravür
49.Annesinin Portresi, gravür
50. Üç Haç, 1653, gravür

Rembrandt ve Rubens

İkisi de aynı konularda eser vermekle birlikte içinde bulundukları toplumun koşulları, eğitimleri, kişilikleri, vs. gibi nedenlerle iki farklı sanattan söz edilebilir. Rembrandt, kariyerine Rubens’ten 30 yıl sonra başlar. Rembrandt müşteri ararken Rubens, siparişlere yetişmeye çalışmaktadır.
İçinde bulundukları toplumun yapısı sanatlarının şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bunun en tipik yansıması da mitolojinin işlenişi konusunda kendini gösterir. Örneğin; Rembrandt’ın Ganymedes’nin Kaçırılışı tablosu konusunu mitolojiden, Ovidius’un Metamorfoz’undan alır. Genç adam Ganymedes’nin ona aşık olan Jüpiter tarafından kaçırılması, Jüpiter’in Ganymedes’i Olympos’a kaldırmak için kartal şekline girmesi, Rubens’in Leukkipos Kızlarının Kaçırılışı ile aynı işlevi görmemekte hatta mitolojiye köklü bir eleştiri getirmektedir. Eleştiri, konunun ele alınış biçimiyle ortaya konur. Rembrandt, konuyu klasik mitolojinin çekiciliğinden tümüyle uzaklaştırıp öyküyü komedi haline getirmiştir. Rembrandt’ın ele aldığı aslında ilkçağ dünyasında ülküselleştirilen oğlancılıktır. 17. yüzyılın Kalvinci çevrelerinde öykünün erotik içeriği bilinir ve eşcinsellere Ganymedes adı takılır. İşte, Ganymedes’in Kaqçırılması’nın getirdiği eleştiri, Kalvinist ya da Mennonit Hollanda burjuvazisinin ideolojisinin tam da temelinde yatan “dünyanın büyüsünden kurtulmak” ilkesine dayanır.

Rubens’in Leukkipos Kızları’nın Kaçırılışı’na baktığımızda ise burada mitolojinin yüceltildiğini görürüz. Rubens’te cinsel nedenlerden ötürü kaçırma, bir tür kahramanlıktır ve bir cinsel arzu patlamasına tepki olarak yapılmış bir hareket gibi pek fazla insanca betimlenecek bir konu değildir.

Kuşkusuz bu farklılık siparişi verenlerle de ilgilidir. Oğlancılığa tepki gösteren burjuvazi ile mitolojiyi iktidar alanında kullanan aristokrasi arasındaki fark sanata bu şekilde yansır.

Frans Hals (c.1583, Antwerp?- 1666, Haarlem)

Çalışma hayatının büyük çoğunluğunu Haarlem’de geçirir. 1602 dolaylarında ressam ve yazar Karel van Mander (1548-1606) ile çalışır ve 1610’da St. Luke Loncası’na üye olur.

Hals, insan imgesi üzerine yoğunlaşır ve Hollanda burjuvazisinin portrecisi haline gelir. Başlangıçta 16. yüzyıl geleneğini sürdürse de daha sonra kendine özgü, İtalyan öğelerinden arınmış bir dil geliştirir. Onun çalışmaları Hollanda resminin doruğu olarak nitelendirilir. Hollanda’da Haarlem’de tüm yapıtlarının bulunduğu özel bir müzesi bulunmakta.

1. Isaac Mossa ve Karısı

Rubens ve karısı Isabella Brandt portresinde olduğu gibi doğada yansıtmış. Resmin sağında malikaneleri yer almakta. Bu, bu dönemde mal varlığına işaret etmesi açısından sık kullanılmakta.

2. Çingene Kız, c.1629
Oil on panel, 58 x 52 cm, Louvre.

Hals burada tür resmi ve portreyi bir araya getirmiş bulunmakta. Kızın pitoresk özelliği nedeniyle seçilmiş olması önemli. Yaşamdan bir detay yansıtılırcasına yorumlanmış bir portre. Fırça vuruşlarında Rembrandt’ın etkisi görülmekte.

3. Çingene Kadın, c.1634
T/yb, 78.5 x 66.2 cm, Gemaldegalerie, SMPK, Berlin.
Deli kadın portresine etik bir anlam katmakta Hals. Baykuş, insanın hatalı davranışını sembolize etmekte. Bu bağlamda kadının elinin altındaki büyük bira bardağı ile sembolize edilen alkolizm; kadının gülüşüyle işaretlenen alkol tüketimindeki fazlalık da aptallığı ve ahmaklığı sembolize etmekte.

4. Ellerinde Bira Bardağı ile Gülen Gençler

Barok portrelerinin tipik özelliği;
a. Sanatçının portresini yapacağı kişileri kendi isteğiyle seçmesi
b.Kompozisyon ayrıntısı gibi dursa da yaşamdan bir parçanın yansıtılması
c. Sipariş türü portre

Tümünde canlılık ve serbest ifade tarzı gözlenmekte.

5. Ut Çalan Genç Adam
6. Portre
7. Yaşlılar Evinin Kadın Yöneticileri, 1664
T/yb, 170.5 x 249.5 cm, Haarlam, Frans Hals Museum.

Resim, yaşlılar evinin kadın yöneticilerinin gösterildiği bir grup resmi. Poz, sadece yüksek statüye mensup kişilerin gösterildiği bir poz. Resim, Hals 81 yaşındayken ve kendisi de yaşlılar pansiyonunda kalırken yapılmış.
8.Portre-Vanitas.


Jan Vermeer (1632, Delft-1675, Delft)

Johannes Vermeer van Delft, Protestan ipek tüccarı ve dealer Reynier Jansz.’ın oğlu. İlk eğitimini, babasının işi vesilesiyle 1652’de Leonaert Brauer ve Carel Fabritius’tan alır.

1653’te Katolik Catharina Bolnes ile evlenir ve usta olarak Delft’teki loncaya kaydolur. 1672’de The Hague’a, Holbein, Giorgione ve Tiziano konusunda bilirkişi olarak çağrılır.

17. yy Delft görünümü
Delft’te Bir Sokak

Manzara, natürmort, iç mekan ve tür resmi Barok dönemde önem kazanmakta.

Vermeer, Hollanda iç mekan ressamı olarak bilinir. Ev içi konusu, 17. yüzyılda daa çok Kuzey’de karşımıza çıkar. 17. yüzyıl Hollanda’sında geçerli olan ahlak kuralları hakkında fikir verir. Didaktik resimler yapar.

3. Atölye-Resim Alegorisi, Kunsthistorische Museum, Viyana

Vermeer genellikle sarı, mavi, yeşil gibi soğuk tonlar kullanır. Resminde kurgu ve anlam önemlidir. Barok dönemin tipik özelliği olan perde, seyirciye iç dünyayı açar. Barok kompozisyon açık bir kompozisyon olup perde, iç ve dış mekanın birbirine bağlanmasını sağlar.

Vermeer burada genç kadının resmini yapar. Onda nesnelerin belli amacı bulunmaktadır. Harita dışa açılmaya başlayan bir dünyanın simgesidir. Resim ve müziği birlikte göstermiştir ve giderek bu çevrede müzikle ilgilenmek hoş karşılanmayacaktır.

4. Uyuyan Genç Kadın

Masa ve üzerindeki Doğu halısı ile burada oluşan bir natürmort söz konusu. Masanın izleyicinin mekanına ulaşması ve sandalyenin yarım oluşu Barok kompozisyon özelliği ve bu yolla resme angaje olunur. Resimdeki ev, mobilyalar, resimler, vs.’den de anlaşılacağı gibi burjuva evi. Beyaz sürahi bir şarap sürahisi ve bu evin hanımının erdemsizliğine işaret etmekte. Aynı şekilde tabaktaki meyvelerle de yasak meyvelere gönderme söz konusu..

5. Arabulucunun Evinde

Kendisinin de içinde yer aldığı, satılan genç kadın ve arabulucuları göstermekte.

6. 1655-56

İç mekanda genç kadın ve asker karşılıklı olarak oturur. Arkadaki harita ve açık pencere onun sık kullandığı simgeler. Gülen kadın askeri baştan çıkarmaktadır. Harita ve pencere kadının evden uzaklaşmak istediğini işaretlemekte. Bunlar toplumda erdemsizlik olarak görülen temalar.

7. Şarap Kadehli Genç Kız

Yine aynı şekilde bir odada yer alırlar. Arabulucu, şarap sürahisi, dünya nimetlerini imleyen natürmort, temanın bildik öğeleri. Vitrayda ortaçağ erdem simgesi bulunmakta. Kızın gülerek bakması da erdemsizliğe işaret.

8. Genç Adam ve Şarap İçen Kadın
9. Konser
Yerler pek çok Hollanda evinde olduğu gibi karolarla kaplı ve bu Vermeer’in tipik özelliği. Duvarlarda pastoral manzaralar ve bir kadınla iki erkeğin bulunduğu resim. Dirck van Baburen’e ait ve dönemin erdemsizliğini anlatan bir resim.

Vermeer’in resimlerinde sanatın baştan çıkarıcılığına karşı bir uyarı bulunur. Din dışında kalan müzik de erdemsizliktir.

10. Müzik Dersi, 1662-1665

Ön plandaki masa büyük bir Doğu halısıyla kaplı ve üzerinde yine alışılageldiği gibi bir Doğu halısı yer almakta. Kadının portresinin aynaya yansıdığı görülüyor. Solda yer alan pencereler bu kez kapalı. Epinet-virginal -küçük klavsen. Virginaldeki yazı “müzik nesneye eşlik eder; acının merhemidir” olarak okunabilmektedir. Hristiyan imanına göre acının bastırılmaması gerekir. Katı bir Protestan ahlakı söz konusudur. Hollanda’da Katolik İspanya, Flandra ve İtalya’da olduğu gibi bol bezemeli kilise bulunmaz. Hollanda Barok anlayışı kontrollüdür. Bu nedenle Vermeer’in resimleri de erdem dersi verir. Günah ve günah olmayan arasındaki çizgi kadının evdeki konumu hatırlatılarak verilir.

11. Virginal Başındaki Genç Kadın

Virginalin kapağında bir resim yer alır.
Barok dönemde resim anlayışında toplum yapısının rolü büyük. Hollanda’da Katolikliğin tersi söz konusu. Esas olan öte dünyayı düşünüp bu dünyada ihtiyatlı olmak. 17. yüzyıl Hollanda’sında bekaretin önemi büyük. Virginal de bununla ilişkili. Üstteki resimde de Cupidon bununla alay eder.

12. Klavsen Önünde Oturan Genç Kız

Duvarda arabulucu sahnesini yansıtan bir resim yer alır.

Vermeer’in ikinci konusu mektup. Mektup da kadınlar için tehlike ve toplum tarafından hor görülmekte.

13. Mektup

İç mekan resmi olarak gösterilse de daha önemli anlamlar taşır. Temizlik malzemelerinin bulunduğu aralıktan resme onu gözlercesine girilir. Ud çalan kadın ve işini bırakmış hizmetçi bulunur odada. Mektup gelir. Arkada gemilerin yer aldığı sahneyle kadının aklının uzaklarda olduğu ima edilir. Daima soldan bir ışık gelir ve o ışık görünmese de oarada olabilecek olan pencereye gönderme yapar. Kadının kürk giyip inciler takması da yine dünya nimetlerine olan düşkünlüğe gönderme.

14. Mektup Okuyan Genç Kız

Görünmeyen ama hissedilen pencerenin önünde ayakta durur ve arkada yine harita yer alır.

15. Hanım ve hizmetçi ilişkisi sık işlenir. Kürk ve inci burada da görülmekte.
16. Mektup Yazan Genç Kadın
17. Ud Çalan Kız
18. Gitar Çalan Genç Kadın
19. İncili Genç Kadın
İnci, vanitas- boş değere bir gönderme.
20. İnci Tartan Kadın
Kadın burada erdemli yaşamı düşünür. Perde artık kapanmıştır ve arkadaki resimde de Son Karar Sahnesi yer alır.

Vermeer, erdemli kadının nasıl olması gerektiğini de işler.

21. Dantel İşleyen Kadın, 1669-70
22. İbrikli Kadın

Gönül avcısı tavrından vazgeçtiği, süs eşyalarını masadaki kutuya bıraktığı ve pencereyi kapadığı görülür.

Sütçü Kadın

Alt sınıfın insanlarının daha erdemli olduğunu anlatır.
Türbanlı Kadın

Doğu etkili türban modası bölgede Jan van Eyck’tan beri zaman zaman kullanılmakta.

25. Coğrafyacı

17.yüzyılın bilime açık bir yüzyıl oluşuyla ilgili. Elindeki pergeliyle işin başında gösterilen coğrafyacı, insanı erdeme götüren bilimi simgeler.

Hollanda’da tür resmi 17. yüzyılda önemli bir konu. Burada kilisenin sipariş vermemesi nedeniyle halktan insanların bu ihtiyacı karşılamalarıyla yaygınlık kazanır. Siparişler, Protestan burjuva sınıfı tarafından verilir. İtalya’da siparişi zengin aileler ve kiliseler verirken; Flandra’da tacirler; Hollanda’da da burjuva sınıfı ve loncalar karşımıza çıkar. Hollanda tür resmi genellikle küçük boyutludur çünkü Hollanda evlerinin içi küçüktür.

Adriaen van Ostade (1610, Haarlem-1685, Haarlem)

Yaşamının büyük bir kısmını Amsterdam yakınlarındaki Haarlem’de geçirir. Arnold Haubraken’e (1660-1719) göre Frans Hals Müzesi’nde eğitim görür. İlk kez 1632 yılına ait kayıtlarda ressam olarak karşımıza çıkıyor; iki yıl sonra Haarlem’deki St. Luke Loncası’na kaydoluyor ve 1662’de bu loncanın başkanı oluyor. Ostade, tarihi konularda ve portre alanında da eserler vermiş olmakla birlikte daha çok tür resmine yoğunlaşır. 1630’larda küçük boyutlarda çalışmayı tercih eder. Sarhoş köylüler, yaşlı kadınlar, yapılmaması gereken hareketler resmine yansır.

1. Ressamın Atölyesi

Sanatçı Barok’ta kendi portresini eylem halinde sunar. Rembrandt’ın Gece Devriyesi’nde olduğu gibi.

2. Köy Kemancısı

Burjuvalar alt sınıfın yaşantısını anlatan resimleri satın almayı tercih eder.


Jan Steen (c.1625, Leiden-1679, Leiden)

Utrecht’te Nicolaes Knüpfer ile, Haarlem’de Adriaen van Ostade ile ve The Hague’da Jan van Goyen ile çalıştığı sanılıyor. 1649’da Leiden’deki loncaya kabul edilir. Aynı yıl The Hague’daki hocasının kızı Margaretha ven Goyen ile evlenir ve 1654’e kadar orada kaldığı sanılır. Daha sonra Delft’te ve Leiden’de birahane işlettiği bilinir. 1656’da Leiden yakınlarındaki Warman’a taşınır; 1661-70 arasında Haarlem’de yaşar. Yaşamının son yıllarını Leiden’de geçirir. 1672’de burada bir restoran açar ve 1673’te yeniden evlenir. Dini konuları da 17. yüzyıl Hollanda’sında geçer. Saygın ev sahipleri iç mekanlarında betimlenir. Delft, Haarlem gibi kentlerde çalışır. 700’e yakın resminin olduğu bilinir.

İçki İçenler

Sızmış kadın erdemsizliğe işaret.
2. Sarhoş Kadın

3. Tersine Dünya
4. St. Nicholas Bayramı

St. Nicholas, şarap üreticilerinin azizidir ve burada hiciv dozunda ele alınır.

5. Oyun
Eleştirel boyut dışında oyun, atasözleri gibi günlük yaşam sahnelerini de ele alır. Bu bölgede Brueghel’den beri görülen bir şey.

Card Players Quarrelling, c.1665
T/yb, 90 x 119 cm, Gemäldegalerie, SMPK, Berlin.

Meyhaneden Ayrılış, c. 1660
T/yb, 84 x 109 cm, Stuttgart, Staatsgalerie.

Üç adam ve bir kadın meyhaneden ayrılmak üzereyken gösterilir. Ortada, fıçının son damlasının peşine düşen adam ve sağdaki ayyaş grubuyla alkolizm sembolize edilir. En arkada kart oynayanlar bulunur ve bunlar erdemsizliğe işaret ederler.

Steen, bu resminde erdem metaforunun yanı sıra beş duyuyu da işler. İçme tat alam duyusunu; tütün içme koklamayı; kucaklaşma dokunmayı; şarkı söyleme işitmeyi ve bottakilerin ifadeleri de görmeyi işaretler. Ancak bunun resme ilk bakışta anlaşılabilmesi kolay değil. Bunlar amblemler yoluyla öğrenilebilir. Amblem kitapları ya da dönemin halk edebiyatı 17. yüzyıl Hollanda tür resmi için şifre çözücü niteliktedir.
çok çalışmak zamanı

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: hollanda'da barok sanat
« Yanıtla #1 : 22 Mart 2011, 19:09:18 »
paylaşım için teşekkürler esracığım

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: hollanda'da barok sanat
« Yanıtla #2 : 23 Mart 2011, 08:40:53 »
teşekkürler esra hocam...
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!