Gönderen Konu: Yabanıllık (Fovizm)  (Okunma sayısı 4261 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı öмєя

  • Ömer Faruk TÜMER
  • Administrator
  • Uzman
  • *
  • İleti: 2.005
  • Karizma Puanı: 1724
    • GörselSanatlar
Yabanıllık (Fovizm)
« : 14 Haziran 2007, 06:26:47 »

Yabanıllık (Fovizm)


XX. yy.ın ilk yarısında ortaya çıkan resim akımı.

"Bir tabloya bakarken onun neyi göstermek istediğini unutmak gerekir" diyen Matisse, 1905'de daha henüz tanınmamış bir kaç ressam ile Paris'te Sonbahar Salonu'nda resimlerini sergiliyordu. Bu resimler, kendi renkleri ve çizgileri ile bütün alışılmış kurallara aykırı idiler ve İzlenimci yeniliklere henüz alışmamış olan toplum, bunları barbarlık ve terbiyesizce olaylar olarak kabul ediyordu. Bu sergide XV.'dan yüzyıl İtalyan heykeltraşlığına uygun yapılmış bir bronz figüre hayran kalan sanat eleştiricisi Vauxcelles, tanınmamış ressamların resimlerine şöyle yan yan bakmış:

"Donotello au milieu des fauves" (Donatello vahşilerin ortasında) demişti. Bundan dolayı bu üslûp "Fauves" adı altında sınıflandırılmıştı.

En fena etki bırakan resim, Henri Matisse'in "Luxe, calm, volupte" adlı boya-resmi idi. Bu sırada ressam, otuzbeş yaşında bulunuyordu. Kaçıcı izlenimlerin zevksiz çizilişi ile, heyecanının toplanmasına çaba gösteriyordu. Kendine yol gösterenler Cezanne, Gauguin ve Van Gogh idiler. Matisse, Fauves'ların şefi sayılıyor ve bunlara Derain, Vlaminck, Dufy, Marquet, Friesz, Van Dongen, Manguin, Puy ve genç Braque katılıyordu.

Fauves'lar kendilerini "Hayatta yakalanıp klişelere benzeyen her şeye" (Derain) uzak tutuyorlar ve resmi, her türlü taklitten ve itibari bağlardan kurtarıyorlardı. Bu ressamlar perspektife ve siyah beyaza, derinliğe ve göz aldanmalarına "trompe l'oeil" karşı idiler. Resimlerinin unsurları: Yüzey, kontur ve renk, bilhassa renk idi. "Renkler bizim için dinamit lokumları idiler, biz resme derhal renk ile başlıyorduk" (Derain). Doğa biçimi, esas yapılması gereken, insanı duygulandıran soyut "abstrait affectiv" yanında ikinci derecede bir rol oynuyor ve kompozisyon bakımından gerekli olan biçim bozmalara müsaade ediyor, fakat resimden tamamen kalkmıyordu.

Fauves denilen resim anlayışı, eşyanın biçim ve rengi yanında optik görüntüsü ile de ilgilenmiyordu. Bu nedenle Fov'larda biçimlerin resim içindeki yer alışlarından doğan derinlik ortadan kalkıyordu. İşte bu anlayış ile Almanya'daki Dışavurumcu (Expressionist) anlayış arasında, bu yönden bir bağlantı görülür. Ancak Dışavurumcu resim sanatı, Çiğ renkçilik de denilen Fauvisme'in ara renklerini bir yana bırakarak, daha çok göze batan renkleri ele alır. Böylece doğa biçimleri resimden atılmadan, görünüşleri yabancılaşmıştır. Buradan giderek ilerde rengin etki gücü, eşyanın yerini de alacaktır.

Matisse: "Ben resme tamamen bir tesadüf sonucu başladım. Annem ve babam beni Kuzey-Fransa'dan (ben Cateau da doğdum) Paris'e hukuk tahsili için gönderdiler. Bir apandisit yüzünden hastaneye düştüm. Yatak komşum resim yapıyordu ve ben kendi kendime sordum: Belki sende bu işi yapabilirsin." diye anılarında yazıyor.

Daha hastanede iken kendi kendine bir kaç deneme yapar. Ve bu deneyler onun geleceğini gösterir. Tamamen pratik düşünen bir zahire tüccarı olan babası ile, Paris'teki Julien Resim Akademisi'ne devam etmek için kimi tartışmaları olur. Bu okula girdiğinde hocası, akademik salon resmi anlayışında olan Bouguereau idi. Buradan Ecole des Beaux Arts'a gitti. Orada Chasseriau, Puvis de Chavannes ve İngiliz Preraffaelites'lerinin etkisinde olan simgeci (sembolist) Gustave Moreau ders veriyordu. Degas onunla, yaldızlı gösterişinden dolayı alay ediyordu. Fakat bu ressamın öğretmenliğinin fevkaladeliği hususunda, bütün öğrencileri aynı görüştedirler. En iyi öğrencileri arasında Matisse'den başka Rouault ve Marquet gösterilebilir. Matisse'e: "Siz resim sanatını basitleştirmek tasavvurundasınız" demesi, gerçekten peygamberce söylenmiş bir sözdü.

Matisse Louvre'da renkte usta olan iki Fransız ressamı Poussin ve Chardin'i kopya ediyor ve ihtirasla çıplak etüdleri yapıyordu. 1898'de Londra'ya gitti. Burada Turner'in suluboyaları onu etki altında bıraktı. Ve İzlenimciler gibi o da renkli yüzey düzeninde usta olan Japonlardan yararlandı. Yeni-izlenimcilerin bilimsel olarak esaslara bağladıkları sanat teorisi, onun yöntem anlayışına uygun geliyordu. Onun bu yöntem anlayışına, kendisine "doktor" unvanını veren sınıf arkadaşları ve sonraları kendisi bizzat ders verdiği zaman öğrencileri hayran kalıyorlardı. Onun sanat anlayışını belirleyen Cezanne, Van Gogh ve Gauguin, özellikle rengi düz yüzeyler halinde toplayan ve çizgiyi kontura dönüştürüp bırakan Gauguin idi.

Kendine özgü üslûbu Matisse 1903'de buldu. Bu üslûptaki öğeleri: Renk, biçim, çizgi'dir. Fauvisme'in çıkış noktası, Matisse'in sözüne göre: "aracın saflığını yeniden bulmak için cesarettir." Renk onun esas arzusu idi. "Renk, ressam tarafından duyulmuş olan görünüşü, seyredene nakletmekle zorunludur." Matisse, bütün Fauves'lar gibi yoğunlaştırılmış renkleri seviyor ve çeşitli renk değerlerini öylesine dengeye getiriyordu ki, hiç bir renk değeri diğerine zarar vermiyordu. Bu değerlerin birbirleriyle çarpışmak değil, bilâkis birbirleriyle karşılıklı olarak anlaşmaları gerekiyordu. Matisse'in renk fantazisi tükenecek çapta değildi. Renk duygusu ise, son derece gelişmişti. Yoğunlaştırılmış renge tahammül edemeyen biçim ve derinlik ortadan kaldırılmıştı. Bu nedenle Matisse'in resimleri, "duvarda bir delik" izlenimini vermezler. Onca önemli olan yalnız kendine özgü bir organizması olan resimdir.

Matisse'in tahayyül ettiği "aşağı yukarı, rahat bir koltuğa yakışan bir şey" di. Doğulular için pahalı olan mutlak huzur, onun ideali idi. Bu nedenle birçok kez Doğu'ya seyahat etmişti. Çoğunlukla arabesk zenginliği içinde olan resimleri, doğu halılarına benzerler. Matisse, yaratıcı tazeliğini, ihtiyarlayıncaya kadar yitirmedi ve ihtiyar yaşında insanı büyüleyici caz kitabını ve Vence kilisesindeki eserini meydana getirdi. Onun caz resimleri, kesilmiş renkli kâğıtlardan meydana geldi. "Renkli bir kâğıt kesmek, renge biçim vermek demektir". "Bu, taşa biçim veren heykeltraşın uğraşına benzer"

Tüm eserinin taçlanması olarak, Matisse Dominiken rahibelerinin Vence'daki küçük kilisesi "Notre-Dame du Rosaire"i kabul ediyordu. Bu kilise daha çok "Matisse Kilisesi" diye de anılır. Mimarisi Auguste Perret tarafından yapılan bu kiliseyi, 1947'den 1951 yılına kadar seksen yasında olmasına rağmen yarattı. "8u eser bana dört yıla ve sıkı bir çalışmaya mal oldu. Bu, benim bütün hayattaki çabamın sonucudur. Bu eserimi, iyi olmayan bütün yönlerine rağmen, en iyi eserim olarak kabul ediyorum." Kilisenin hiçbir dini hava yaratmadığını söyleyen sanat eleştiricileri, bu neşeli aydınlık salonun kalbin çocukça saflığına hitap etmediğini belirtmektedirler.

Neşe, ferahlık ve renk, onun çoğu eserlerini karakterize eder. "insanın, gökte, ağaçlarda ve çiçeklerde neşe bulmayı bilmesi gerekir. Çiçekler, her tarafta kendilerini görmek isteyenler için açarlar."

1954'de Nice'de seksen beş yaşında ölen Matisse'in resim üzerine inancı: "Bir resimde, kelime ile belirtilebilen ya da daha önceden belleğimizde kalan hiçbir şey olmamalıdır. Bir resim kendine özgü bir organizmadır, ben onun tasvir ettiği şeyi unuturum. Önemli olan hatlar, biçimler, ve renklerdir".
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim A.B.D.  Grafik A.S.A. 2005



Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Yabanıllık (Fovizm)
« Yanıtla #1 : 18 Mart 2011, 14:22:33 »
teşekkürler ömer hocam paylaşım için +1

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Yabanıllık (Fovizm)
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2011, 20:56:30 »
teşekkürler  ömer bey...+1
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı asumanvedat

  • asuman
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.334
  • Karizma Puanı: 1069
Ynt: Yabanıllık (Fovizm)
« Yanıtla #3 : 18 Mart 2011, 21:38:43 »
teşekkürler...