Gönderen Konu: Ebru Sanatçısı Hikmet Barutcugil  (Okunma sayısı 10489 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
Ebru Sanatçısı Hikmet Barutcugil
« : 17 Ağustos 2008, 18:25:59 »

Ebru Sanatçısı Hikmet Barutcugil

Hikmet Barutçugil - Biyografisi

1952'de Malatya'da doğan Hikmet Barutçugil, 1973'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu'nda tekstil eğitimine başladı. Yüksek öğreniminin ilk yılında tanıdığı ve öğrencisi olduğu Prof. Emin Barın'ın teşviğiyle hat sanatına ilgi duydu. Hat sanatı ile ilgili çalışmalarına başladığı sırada ebru sanatını keşfeden Barutçugil'in bu sanata duyduğu sevgi kısa zamanda tüm benliğini sardı. Öğrencilik yıllarında çalışmalarını tek başına sürdürüp kendisini geliştirdi.


1977'de Akademi'den tekstil desinatörü olarak mezun oldu. Okuldan sonra çalışmalarını ebru üzerine yoğunlaştırdı. 1978-1981 yılları arasında ihtisas için gittiği Londra'da da araştırma ve çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Geleneksel sanatlarımızın yeni bir dinamizme kavuşturulması gereğine inanan sanatçı, ebruyu her zaman bir bilim dalı gibi görüp, geliştirmeyi hedeflemiştir. 70'li yıllarda çok az kişinin ilgi gösterdiği bu sanatı yaşatmak için yaşamanın gereğine inandığından, günlük kullanım araçlarından iç mimaride kullanılan malzemelere kadar birçok ürün üzerinde uygulayarak geliştirdi.


Daha önce görülmemiş ebru yöntemleri denedi. Literatüre; Barut Ebrusu diye bilinen ebru türünü bulan kişi olarak geçti. Türk Ebru Sanatı'nı tanıtmak ve yaymak amacı ile yurtiçinde ve yurtdışında bir çok sergi, kurs ve seminere imzasını attı. Hikmet Barutçugil'in eğitim faaliyetleri halen Mimar Sinan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü; Ebristan ve bazı eğitim kurumlarında devam etmektedir. Uluslararası ödülleri olan Barutçugil'in bunlara ek olarak, London British Museum başta olmak üzere dünyaca ünlü müzelerde ve bazı özel koleksiyonlarda sürekli olarak sergilenen eserleri bulunmaktadır.

Ebru sanatı ile ilgili birçok TV programına katılan, dergilerde röportajları yayınlanan Hikmet Barutçugil'in bu konuda yayımlanmış makalelerinin yanı sıra 'Renklerin Sonsuzluğu', 'Suyun Renklerle Dansı', 'Suyun Rüyası Ebru', 'The Dream of Water: Ebru' 'Efsun Çiçeği', 'Ebristanbul', 'Siyah Beyaz Ebru', 'Gül Kitabı', 'Simetri', 'Ebristan'dan Yeşerenler' adlı yayınlanmış on kitabı bulunmaktadır. Sanatçı 1996 yılında İstanbul, Üsküdar'da eski bir konağı restore ederek kurduğu Ebristan 'İstanbul Ebru Evi'nde halen kağıt, kumaş, seramik, cam, ahşap gibi malzemeler üzerine ebru çalışmalarına devam etmekte; hat, tezhip, minyatür, cilt gibi diğer geleneksel sanatları da uygulayarak sürdürmektedir.


HAKKINDA YAZILANLAR

Suyun Rüyası EBRU
Türkiye 18 Temmuz 2001

Hikmet Barutçugil, ebru sanatımızın yaşayan en değerli sanatkârlarından. Hayatını bu sanata adayan Barutçugil, ortaya eser koymanın yanısıra öğrenci yetiştirmenin de lüzumuna inanmış bir gönül insanı. Sanatla ilgili olarak tecrübe ve birikimlerini 18 yıldır kaleme döken Hikmet Barutçugil’in “Suyun Rüyası Ebru” isimli kitabı yayınlandı. Baştan sona ebru sanatının en güzel örnekleriyle bezenmiş olan katalog, ebru sanatının tarihçesiyle başlıyor. Ebru yapımında kullanılan malzemelerin resimleriyle tanıtıldığı bölümün ardından, ebrunun uygulanışını anlatan kısım bulunuyor. Sonraki bölümlerde geleneksel ebru desenlerimiz ve çiçekli ebrular izah ediliyor. Yabancıların ebruya bizden daha fazla sahip çıktığına dikkat çeken sanatkârımız, sorularımıza cevap verdi:

* Ebru sanatıyla nasıl tanıştınız?
BARUTÇUGİL: Merhum yazı hocam sayın Prof. Emin Barın, bende ebru yapma fikrini 1973 yılında uyandırdığında, bu esrarengiz sanatın çok az kişi tarafından keşfedildiğinin farkına vardım. Önceleri bu işi öğrenmek için bir usta bulmanın gerektiğini düşünmüştüm. Zaten pek az sayıda olan ebru ustalarının ders vermeye zaman ayıramadıklarını, hatta bilgilerini açıklamaya hevesli olmadıklarını anladım. Ustaların esrarlı havası da ayrıca merakımı kamçılıyor, içimdeki ebru aşkını şiddetlendiriyordu. Bunun üzerine ebruyu kendi kendime yapmaya karar verdim ve deneme yanılma yolu ile bu sanatı öğrenmeye çalıştım. Şimdi, bu sanata 27 yılımı verdikten sonra, insanın kendi kendisinin hocası olmasının, deneyle yapmakta serbest oluşunun belirli bir reçeteye bağlı kalmak zorunda olmamak gibi avantajları olduğunu anladım. Bir zaman sonra geleneksel malzemelerin pek çoğunu ve nasıl kullanıldığını öğrendim. Ancak şüphesiz ki ilahî lütûf (ilham) olmadan bu bilgiler yerlerini bulamazdı.

* Ebrunun tarihçesi hakkında geniş bilgiye sahip miyiz?
BARUTÇUGİL: Orta Asya’da, İran’da ve Türkiye’de yapılan ebruların kökeni hakkında bugün ne yazık ki pek az şey biliyoruz. Ancak Selçuklu ve Osmanlı döneminde bu tür dekoratif kâğıtlar siyasî ve idarî hayatta yaygın olarak kullanıldı. Daha da önemlisi, ebru sanatı Türklerin en güzel sanat eserlerini ortaya çıkarmaları için bir ortam meydana getirmiştir.
Selçuklular ve Osmanlılar döneminde birçok ebruzen yetişmiştir. Bu ustaların eserleri zengin evlerinin duvarlarını süslemiş, yahut bir sultandan, paşadan, soylulardan bir diğerine hediye olarak gönderilmiştir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde ve Topkapı Sarayı’nda 16. yüzyıldan kalma el yazmalarında çok güzel ve gelişmiş ebru örnekleri bulunuyor.

* Bizdeki en eski ebru hangisi?
BARUTÇUGİL: Topkapı Sarayı’nda bulunan, tarihi tesbit edilmiş en eski ebru 1447 yılına ait. O günlerden bugüne kadar şüphesiz birçok isimsiz ebruzen, birçok güzel eser verdi ve hâlâ da vermeye devam ediyorlar. 1920’lerde Beyazıt Meydanında ve Sahaflar Çarşısında birçok ebru atölyesi olduğu söylenir. Ancak elimizdeki mevcut bilgiler kısıtlıdır. Bilinen ve literatürlerde de adı geçen Türk ebru ustalarının çoğu 19. yüzyıl ve sonrasında yaşamış ustalardır. Diğer birçok İslâm sanatı gibi ebru da tekkelerde geliştirilmiştir. Günümüze kadar gelebilen Osmanlı tekkelerinden Özbekler Tekkesi, ebru sanatı ve bu sanatın günümüze kadar taşınması açısından çok önemlidir.

* Peki en eski ebrucumuz...
BARUTÇUGİL: Ebru tarihimiz içinde bugüne kadar tespit edilebilen en eski ebrucu ‘şebek’ lâkabı ile bilinen Mehmet Efendi’dir. Ebru yapımı ve terkiplerini anlatan en eski belge niteliğindeki ‘Terkib-i Risale-i Ebri’ adlı eserde adı geçer ki Allah rahmet eylesin duası ile anılır. Ebrucunun ne zaman vefat ettiği meçhuldur.

* Peki yakın döneme gelecek olursak...
BARUTÇUGİL: Son Osmanlı ebru üstatlarının en önemlilerinden biri olan Necmeddin Okyay, üstadı Edhem Efendi gibi bir çok hünerlerin ustasıydı ve hezarfen lakabı ile anılırdı. Çiçekli ebruların ilk uygulayıcısıdır. Ebruculuğu oğulları Sami ve Sacit ile yeğeni Mustafa Düzgünman’a öğretmiştir. Zamanın en çok bilinen hat ustalarından olan Sami Efendi, Hezarfen Edhem Efendi’nin arkadaşıdır. Edhem Efendi’nin babası Şeyh Sadık Efendi günümüze gelen zincirin ilk halkasıdır. Okyay ve Düzgünman bu güzel sanatımızı günümüze kadar getiren ustalar. Günümüzde bu sanatı devam ettiren ustalar arasında Niyazi Sayın, Fuat Başar, Alparslan Babaoğlu, Timuçin Tanaslan, merhum Nusret Hepgül, Feridun Özgören ve daha bir çok genç sanatçı mevcuttur.




Hikmet Barutçugil barutlu ebru:


Hikmet Barutçugil'den siyah-beyaz ebru:


Hikmet Barutçugil gelgit ebru:


« Son Düzenleme: 19 Ağustos 2008, 12:53:51 Gönderen: ...:::£sra:::... »
çok çalışmak zamanı