Gönderen Konu: Necip Yesiltepe ile SANAT SOHBET / ÇOCUK II  (Okunma sayısı 4255 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
Necip Yesiltepe ile SANAT SOHBET / ÇOCUK II
« : 23 Ocak 2008, 19:29:43 »



YAŞA GÖRE BAŞA GÖRE

5-7 Yaş dönemi

Bu dönem çocukların ilgisini sıcak ve canlı renkler, özellikle kırmızı çeker.
Renklerin yalın hâlini görmeyi tercih ederler, ton farklarıyla fazla ilgilenmezler.

1-Heykel ve Röliyefi severler ve ilk deneyimlerinde onlarla başlamak doğrudur.
Gerçeğe yakın oldukları ve elleyebilecekleri için üç boyutlu heykel, röliyef ilgilerini çeker.

2-Resimlerde görecekleri tüy, kürk, saç görüntüleri, Doku çalışmaları dokunma hissi uyandırdıkları için ilgilerini çekecektir.

3-Figüratif resimlerde yer alan ve günlük hayatta rastladıklarına paralel, bildik insan ve hayvan figürlerini, ev, bahçe, şehir, plaj görüntülerini görmek ilgilerini çeker, bundan hareketle Empresyonist resimleri gösterebilir, yanına götürebilirsiniz. Türk resmi henüz empresyonizmden çıkamadığı için çevrenizde çok örnek bulacaksınız.
Yine, koşan, uyuyan, düşen, dans eden, gülen, ağlayan, kızgın insanlar, saç tarayan anne, masa başında çalışan baba gibi bildik hareket, durum, davranış tasvirlerini, eşyayı izleyeceklerdir. Hatta bu resimleri gördüklerinde anında mimiklerle taklide kalkışabilirler, eyleme uygun sözler söyleyebilirler, hatta kendi hikâyelerini yaratabilirler, “Adam ağlıyor çünkü…, Kızmış çünkü çocuğu yaramazlık yapmış…”

4-Soyut resimlerin önünde ise renk lekelerini bildiği şekillere bağlayacaktır, sarı yuvarlak hatlı bir leke “güneş”, beyaz olanı “ay”, leke yuvarlak değil uzunsa “muz”, “yılan” olacaktır. Sizin çözmeye çalıştığınız yeşil bir lekeyi o sizden hızlı davranıp “ot, çimen” veya “kurbağa” diye yorumlayabilecektir. Böylece gördüğünü kendine mâl edecektir.

5-Çağdaş resim, heykel, yerleştirmelerde gördükleri daha da ilgilerini çekecektir çünkü taş, kum, çakıl, plastik torba, şemsiye, günlük hayatta karşılaştığı bir çok eşya bu çalışmalarda yer almaktadır, bir video çalışmasında kırmızı arabayı iten abiler, ablalar, bir yerleştirmede yer alan ağacın dallarına kısa mesajlar yazıp iliştirenler, her bir çekmecesi açıldığında farklı bir sürpriz beliren dolaplar büyükler için sanat çalışması iken çocuklar için oyun, eğlence, ilgi odağı olacaktır. Gördüklerinin hepsi hayal dünyalarını harekete geçirecek ve takip eden günlerde gördüklerini çeşitli nedenlerle hatırlayacak ve size de hatırlatacaktır.

İzlenimleri sırasında ilgilerini artırmak için basit sorular sorabilirsiniz, “sence bu neye benziyor ?”, “daha önce buna benzer ne görmüştün, nerede görmüştün ?”.
Görüntülerin önünde açık-koyu, ağır-hafif, şeffaf-opak, kalın-ince gibi sıfatlarla konuşursanız bir süre sonra gördüklerinin önünde o da benzer tanımlamalar yapacaktır.
Bu tür gözlemlerin her biri çocuğun düzgün bakmasına, görmesine, konuşmasına, ifade etmesine, hayal kurmasına yardımcı olacak antrenmanlardır.

Bu yaş dilimindeki çocuklar yorucu müze gezileri yerine kitap sayfalarını karıştırmayı tercih ederler. Bir ressamın kataloğuna, kitabına birlikte bakabilir, sizce önemli noktaları ona işaret edebilirsiniz, birçok sanatçımız karikatür, hiciv, şehir yaşamı, hayvanat bahçesi izlenimleri gibi çocukları eğlendirecek çocuk kitabı illüstrasyonu gibi resimler yapıyorlar, bulmakta zorlanmazsınız. Çocuklar tekrarı sevdikleri için aynı kitaba daha sonra sizinle veya sizsiz tekrar baktıklarında daha önce sizin ona işaret ettiklerinizi hatırlayıp yüksek sesle kendine, bebeğine, kardeşine, arkadaşlarına tekrarlayacaktır. Kitapta gördüğü eserin orijinali yakınınızdaki bir sergi salonu veya müzede varsa, onu götürür gösterirseniz mutlu olacaktır, hele bir de sergide eserin sanatçısına rast geldiyseniz onunla fotograf çektirecek, yeni bir arkadaş kazanacaktır ve büyük bir olasılıkla o sanatçının yeni sergilerine sizinle gitmek isteyecektir.

8-10 Yaş Dönemi

Müze gezisi için ideal yaş dönemidir.
Bir önceki yaş grubu gibi bol ve zıd renkli görüntüleri ve resme bakıp hikâye anlatmayı severler. Artık iyi, kötü, yaşlı, zayıf, sakar gibi tiplemeleri tanırlar çünkü anneleriyle, evdeki yardımcı ablalarıyla televizyonda yüzlerce çizgi film, türk filmi, brezilya dizisi seyretmiş, play station oyunları oynamıştır. Kahramanları tanır, karateci, şövalye, Süpermen, Batman, büyüğü döven küçük, kötüyü döven iyi kalpli ilgisini çeker, yakıştırır.
Komik, alaycı, korkutucu görüntüler, uzaylıya, canavara benzer tipler hepsi o güne kadar yaşadıklarıyla, gördükleriyle benzerlik kuracakları araçlardır. Eski bir resimdeki giysiyi, eşyayı bugünkülerle karşılaştırır, “eskiden vardı şimdi yok” derler.

Macera çağrıştıran manzara resimleri, savaş tasvirleri, fırtına, yıkık dökük şehirler, devrilmiş arabalar, batmış gemiler hepsi onlar için çevrelerinin ilgisini çekmek için hikâyeleştirecekleri görüntülerdir.

Sorun şu ki seyretmiş ve seyretmekte olduğu bütün o filmler, oynadığı oyunlar onu fantastik bir dünyaya çekmektedir. Gerçek yaşamdan ziyade çevresine masalsı bir dünyanın kuralları ile bakmaktadır. Ters gördüğü bir durumda yüzüne örümcek adam maskesini takıp sağa sola koşabilir, karate hareketleri yapabilir, kılıç sallayabilir, hele bir de Kurtlar Vadisi benzeri dizileri ailece izliyorlarsa hayali veya “taklit” (oyuncak demeye dilim varmıyor) tabancalarla annesine, babasına artık kimi bulursa ona ateş edebilir.

Resimlere dönersek benzer savaş, kavga sahneleri özellikle eski-antik çağlarda mebzul miktarda yapılmış olan mitolojik ve dini tasvirlerde yer aldığı için, tahmininizin aksine, belki eşinizi değil ama çocuğunuzu cezp edecektir.

Deniz Müzesi, Askeri Müze, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayındaki Rus ressamların resimleri veya çoğumuzun baba evinde örnekleri olan, bir zamanlar Tokatlıyan’da dükkânı olan ünlü kopya manzara ressamımız Besim’in ve benzeri ressamlarımızın resimlerini Antika Müzayedelerinde ve kataloglarında gösterebilirsiniz. Kolonizasyon-Sömürge dönemi resimlerindeki egzotik Afrika, Uzakdoğu, Ortadoğu (Orientalist) görüntüleri de çocuğu, benzerlerini filmlerde gördüğü için, cezbedecektir.

Bu dönem, “bu nasıl yapılmış, hangi malzemeyle yapılmış” sorusunun geldiği dönemdir. Ana okulu ve İlkokulda parmaklarını, ellerini, macun, boya, fırça vs araçları kullanmayı öğrenen çocuk ilgilendiği sanat eserinin de kimin tarafından bilhassa hangi teknikle ve malzemeyle yapıldığını öğrenmek isteyecektir. Artık “izleme-görme” döneminden “yapmak-uygulamak isteme” dönemine girilmiştir.

Çocuk, ressamların, heykeltıraşların, çömlekçilerin, camcıların atölyelerine götürülürse zevkle izleyecektir.

Çocuğun sanat eserlerinin üstünde veya yanında, normalde, yer alması gereken Bilgi Plâketlerini okumasını teşvik etmelisiniz. Sanatçı ve eserin adı, eserin yapım yılı gibi bilgileri öğrenmek ona keyif verecektir, böylece kimlik tesbiti, yaptığını imzalamak ne anlama gelir, önemi nedir alışacaktır.




11-15 ve ötesi

Sanatçının kişiliği, yaşamı, etkilendiği olaylar izleyicinin ilgisini çekecektir. Bu eseri neden, ne zaman yapmış öğrenmek isteyecektir. Yapımda kullanılan tekniği daha detaylı sorgulayacaktır. İki boyutlu bir çalışmada nasıl olmuş ta sanatçı derinliği, kalınlığı, uzaklığı bize hissettirebilmiş merak edecek ve Perspektifi öğrenecektir. Okulda matematik, cebir, geometri, fizik görmektedir ve bir sanat eserinde bu bilgilerin uygulandığını öğrenmek onu etkileyecektir, okula ilgisini de artıracaktır çünkü insanlar kendilerine öğretilenin, yaptırılanın neye yarayacağını, neden kendisinden istendiğini bilirse öğrenmeye daha istekli olur.

Bir Katedral inşaatı önüne giden adam işçilerden birine ne yaptığını sorar, işçi “ustanın emrettiğini” der, bir diğeri aynı soruya “ekmeğimi kazanıyorum” cevabını, bir diğeri “taş yontuyorum” cevabını verir, bir diğeri ise soruyu “Arkadaşlarımla bir Katedral yapıyoruz” diye cevaplar. Farkındalık kişiye, eğitime, bilgiye oranlı olarak değişir.

Çocuk artık bir Portredeki çarpıcı ifadenin nasıl elde edildiğini, resimde sabit duran figürlerin, nesnelerin ona nasıl olur da panik, koşuşturma, heyecan duygularını tattırdığını sorgular. Bir yapıt ne kadar sürede ortaya çıkıyor, satış fiyatı nedir merak eder. Sembolleri öğrenir, tablodaki sönen ve dumanı tüten mum, kanat çırpan güvercin, deniz kabukları, kırmızı şapka neden oraya konmuş, anlamları, çağrıştırdıkları var mı, resmin estetiğine, harmonisine etki ediyorlar mı, neden gök mavi veya gri değil de kan kırmızısı veya mor veya sarı ? Neden bu kadın ağlıyor, bu resim hangi yıl yapılmış, o yılın o günlerinde o bölgede veya ailede ne olmuş ? Olan her neyse sanatçıyı nasıl etkilemiş, o etkiyi bizimle paylaşmak için ne yapmış ?

Daha önce başka eserlerini gördüğü sanatçının bu eseriyle diğerleri arasındaki farklar neler, hangi dönemlerin yapıtları, sanatçının tekniğindeki, tasvirindeki, duygularındaki, ustalığındaki farklar neler, aynı dönemin diğer sanatçılarıyla karşılaştırılması, hangisi daha etkileyici, başarılı, neden ? Bunların hepsi onu ilgilendirecektir.

Bu arada yine unutmayalım ki kahramanımızın zamanı da daralmıştır, okuldaki dersleri yoğunlaşmıştır, arkadaşlarıyla eğlenmek istemektedir, karşı cinsle daha farklı duygular içine girilmiştir, protestolar başlamıştır, “bunlar boş şeyler, neyime yarayacak, bir matah değil, bunlar tarih, yapacak başka işim mi yok”.
Nü resimlere alaycı ilgi yine bu dönemdedir, Oriyantalist ressamların hayalden yaptıkları Osmanlı Haremi görüntüleri, antik ve ortaçağın güzellik anlayışını yansıtan yuvarlak-dolgun hatlı kadınlar, kadınsı poz veren çıplak erkek savaşçılar bu dönemin çocukları için alay ve akranlarının ilgisini çekme aracıdır.

Reklâmlarda Sanat eserlerindeki görüntüler çokça kullanılmakta özellikle
“Star” Leonardo da Vinci, Mondrian, Ingres, Mikelanj ve diğerlerinin figürleri, çizimleri, renkleri öyle veya böyle kopyalanmakta, esinlenilmekte, türevi denenmekte, romanlarda, hikâyelerde, film senaryolarında sanatçıların adları veya eserleri etrafında konular dönmekte. Çocuğunuz bu güne kadar bu isimleri ve eserleri görmüş ise ciddi keyif duyacaktır, bu bilmenin getirdiği ayrıcalık ve konfordur. Bildiği görüntülerin kullanıldığını fark ettiğinde heyecanlanacak, adlarını hatta belki de yapılış nedenlerini ve hikâyelerini haykırmak isteyecektir. Bildiğini akranlarıyla paylaşmak, tartışmak isteyecektir veya öyle ortamın kendiliğinden doğduğunu ve onun bilgisinin ortama ışık tuttuğu görülecektir.

Hafızası tazelenecek, gittiği müzelere tekrar gitmek isteyecek, gördüklerini tekrar görmek isteyecek, kitaplardan kataloglardan o tanıdıklarının olduğu sayfaları tekrar bulmak isteyecektir, onların “dostları” olduğunu, kişiliğine-çevresine kattıklarını anımsayacak, hissedecek, değerlerini, kazandırdıklarını anlayacaktır.

Bu bir ayrıcalıktır, insanlar farklılıkları, ayrıcalıkları ile zenginleşirler.
çok çalışmak zamanı

Çevrimdışı tanerbey

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 2.990
  • Karizma Puanı: 1330
Necip Yesiltepe ile SANAT SOHBET / ÇOCUK II
« Yanıtla #1 : 23 Ocak 2008, 19:58:06 »
Esra hocam çok teşekkürler. Bunları da konuyla iligli arşivime kaydediyorum. Elinize sağlık.
+1

Çevrimdışı HAKAN YÜCEL

  • Sivrisinek
  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.814
  • Karizma Puanı: 529
  • RESİM YARIŞMALARINA KATILMIYORUZ !
Necip Yesiltepe ile SANAT SOHBET / ÇOCUK II
« Yanıtla #2 : 23 Ocak 2008, 21:35:48 »
Teşekkürler hocam.
SİGARAYI KESİN BIRAKMAK İÇİN LÜTFEN İZLEYİN
http://video.google.com/videoplay?docid=-7032825356513183711#