Gönderen Konu: SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ  (Okunma sayısı 8504 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı lüƃǝşʎɐ

  • Ayşe+:)
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.608
  • Karizma Puanı: 1293
SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
« : 31 Mayıs 2008, 14:49:47 »




SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
             
         
            İnsanlık tarihi üç önemli kültür dönemine ayrılır. Bunlar, "yağma kültürü dönemi" , "tarım kültürü dönemi" ve "bilimsel teknoloji kültürü" dönemidir. İnsanlar bu kültür aşamalarının birinden diğerine geçmek için binlerce yıl çabalamak zorunda kalmışlardır. 20. yüzyılın katı gerçekleri çağır sanatçısının beyninde şiddetli etkiler yapmış, onun kişiliğini vurgulamıştır. Kimi sanatçılar bireysel özelliklerini öne çıkarmıştır. Sanatçıların bir kısmı, çağdaş bilimler ve tekniklerin verilerine dayanan yeni denemelere girişmişler ve teknolojinin içine girmişlerdir. Çağın ikinci yarısının sanatı, Amerika başta olmak üzere bütün dünyada en zengin örneklerini vermiştir. Çağdaş toplum düzeninin yarattığı ekonomik dengesizlikler büyük bir sanatçı topluluğunu mutsuz kılmıştır.               

           1945 sonrası sanatçılarının çoğu, çağın tüm gerçeklerine karşı durarak dışavurumcu bir tava almış, varoluşçuluk düşüncesine tutunmuşlardır. Bu temelden hareket eden taşizm, soyut ekspresyonizm, kaligrafik ekspresyonizm ve diğerlerini pop, minimal sanat gibi gösteriler izlemişti: 1945 sonrası modern sanatta ulusallık ve toplumsallık öğesi kendini zorla kabul ettirmiş ve modemj olmanın da ötesinde etkisini göstermiştir. Aslında 20. yüzyıl sanatı başından beri toplumsal guruplan sahipti. Pablo Picasso (Pablo Pikasso)'nun Guernica (Guernika)'sı ezilen insan yığınlarının gerçeğini konu olarak işleyen yapıtlardandır. Léger (Leger)'in duvar resimleri, modern dünyadaki, şehir, endüstri ve çalışan insanın gerçeklerini görsel olarak aktarmıştır. Fütüristler, çağın dinamik gerçeğine işare: etmişlerdi. Ancak sanatın toplumsal-laştırılması konusunda ilk önemli adımlar Hollanda'da De Stijl (t Sitîcil), Moskova'da Konstrüktivizm, Weimar (Vaymar) ve Dessau (Disav)'da Bauhaus (BavhavJ ile atılmıştı. Bu guruplar ilk kez çağdaş endüstri ve tekniklerinin insan emrine verilmesi gerçeğine değinmişlerdir. Tatbikî güzel sanatlar okulları, bütün dünyada modası geçmiş, zamanını doldurmuş akademilerin yerini aldı. Türkiye'de 1957'de bir Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu açıldı.           

          20. yüzyıl sanatına geleceğin toplumunu yaratmakta etkin bir rol yüklenmiştir. Multiples (Maltipıls-çoğaltılmış nesneler) ile çağdaş endüstri tekniklerinden faydalanarak ve çağdaş mimarlık ile bağlantı kurarak sanat halkın ayağına götürülmek istenmiştir. Çeşitli yapıtlar çeşitli tekniklerle çoğaltılarak (gravür, pleksiglas, polyester, serigrafı baskıları vb.) fiyatları herkesin satın alabileceği kadar düşürülmektedir. Sanat gösterileri tek başına kaldığında insan hayatını etkileyemeyecektir. Sanat ancak bir çevre içinde, hep birlikte insanın tüm hayatmı kapsayarak canlılık kazanabilir. Bu yönden bugünün sanatı, elbisesinden yaşadığı konuta, kullandığı en basit eşyadan yaşadığı şehir çevresine dek insan hayatını doldurduğu takdirde "insanın mutluluğu" amacına ulaşmış olur. Eğitim sonrası yıllarda ögrencinin sanat konularıyla kendi başına uğraşabilecek bilinç düzeyine erişebilmesi için, öğrendiği bilgilerin kalıcılığına da ihtiyaç vardır. Bu konuda eleştirel bakış, bilginin kalıcılığına destek olur. İnsanlık tarihi boyunca sanatçılar sanat eğitimcileri ve düşünürler, yaratma yoluna çıkan engelleri penada zengin bir deneyim yaşamışlar, birikim sağlamışlar ve yöntemler geliştirmişlerdir. Demokratik toplum işleyişi, böylesine özgür düşünüp yaratabilen bireylerle sağlanır. Çağın ileri uygarlık düzeyini belirleyen uluslar, bu ilişkiyi çok önceden görmüşler ve yaratıcı bireyler oluşturma yarışına girmişlerdir.           

           Genç kuşakların, özgür düşünebilen, ön yargısız, yeniyi araştıran, deneyen kişilikler olarak İliştirilmelerinde, görsel sanatlar eğitimi çok önemli bir yer almıştır. Gelişmiş ülkeler yaygın ve örgün tim kurumlarında tüm sanat çalışmalarını, artık bir ders ya da kurs gibi değil; her bireyi araştıran, deneyen, yaratan, bulan kişilik olarak yetiştirici yeni programlar şeklinde uygulamaktadır. Bu da o çelerin kalkındıklarını gösterir. Binlerce yıllık "kalkınma süreci"nden bizlere kalan tek miras garlıklardır. Türk Uygarlığı, Aztek Uygarlığı, İnka Uygarlığı, Çin Uygarlığı, Osmanlı Uygarlığı, Arap Uygarlığı, Mısır Uygarlığı, Yunan, Roma, Bizans, Yahudi, İslâm, Endülüs, Avrupa, Asya, Afrika Uygarlıkları... . Bütün bu uygarlıkların en önemli belki de tek göstergesi "kültür ve sanat" irinleridir. Antik kentler, tiyatrolar, sütunlar, şapeller, camiler, akropoller, kiliseler, süs eşyaları, takılar, rezemeler, piramitler, sfenksler, saraylar, evler, konaklar, resimler, gravürler, süslemeler, oymalar, kakmalar, müzik aletleri, besteler, şarkılar, türküler, destanlar, romanlar, öyküler, masallar, oyunlar, gel enekler, diller... Kültür ve sanat üretkenliğinin estetiği, insanın yüksek yaratıcı gücünün evrensel oynağıdır.           

               21. yüzyılın ışığında kültür ve sanatı yaşatma geliştirme, "toplumsal ilerlemenin temel harcı apma" gibi ciddî önlemler alınmalıdır. Salt ekonomik alanlarda yoğunlaşan çabalar, ister gelişmiş ister geri kalmış olsun hemen tüm toplumlarda genel bir yozlaşmaya, bunalıma ve moral çöküntülerine neden oluyor. Bu gelişmeler gösteriyor ki, gelecekte insanlar uzaydaki başka yaşam birimlerine ulaştığında, uzaydaki başka dünyalara örnek olarak götürebileceği sanat ürünlerini, büyük olasılıkla 19. yüzyıldan seçmek zorunda kalacak. Ne yapmalı? İnsanlık, bu soruyu uluslar arası plâtformlara (Mexico, (Meksiko) 1982, Kültür Politikaları Üzerinde Dünya Konferansı) getirdi. Üye ülkeler şu tarihsel saptamayı yeniden yaptılar: "Kültür, her bireyin ve topluluğun yaşamında temel öğedir". Birleşmiş Milletlerin 1986'daki genel kurulunda Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı (United Nations World Decade for Cultural Development) (Yunaytıd Neyşms World Dekeyd for Kalçın] Divelıptmiıt) programı kabul edildi. UNESCO (Yunesko)'nun desteği altında, 1988-1997 yıllarını kapsamak üzere yürürlüğe kondu. "Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı" programının en temel iki ekseni, kalkınma süreçlerinde Kültür boyutunu çözümünde bulundurmak ve yaratma yetenekleriyle kültürel yaşamı bir bütün olarak harekete geçirmektir, denen raporda şu görüşler yer almaktadır: Kültürel haklar gereğince kullanılmadığında, gerçek bir kültür demokrasisinden söz edilemez. Kültür yaşamına katılım, değerler açısından bakıldığında, herkesin kamu yaşamına ve toplumların kalkınmasına katılması anlamına gelir. "Kültürel Gelişmenin Dünya On Yıl Programı"nın doğrudan sanatla ilgili saptamaları ve kalkınma ile îlan ilişkisi ise şöyle vurgulanmaktadır.

        Günümüzde sanatsal üretim çok çeşitli biçimlere bürünmektedir. Çok yeni biçimler alabilen klâsik anlatımlara (resim, heykel, edebiyat, müzik, tiyatro, dans) koşut olarak son yirmi otuz yıldır kitle sanatları (sinema, fotoğraf, çizgi film, televizyon, şarkı, kaydedilmiş müzik vb.) büyük bir atılım içine girmiştir. Son yıllarda da video sanat, lazer, bilgisayar destekli müzikal ya da görsel yaratım gibi teknolojik sanatların ortaya çıkışma tanık olunmaktadır. İnsanlık 20. yüzyılın özellikle son yarısında yitirdiği kalkınma-kültürel gelişme ilişkisini, 21. yüzyıla doğru yeniden yakalamanın acil yöntemlerini bulmak zorundadır. Aksi hâlde binlerce yıldan bu yana kültür ve sanatın zengin birikimiyle örülerek gelen uygarlıklar zinciri, insanoğlunu yakın gelecekte salt ekonomiye ya da salt teknolojiye tutsak eden, giderilmesi olanaksız bir kopma noktasına ulaştıracaktır. Kültür ve sanatı kalkındırmak, tüm dünya kuruluşlarının 21. yüzyıldaki görevi olarak karşılarında durmaktadır.          

            Sanat alanında müzikten dansa, resimden müzeye, film sanayiinden televizyona, tiyatrodan operaya, edebiyata kadar ABD ve Avrupa'dan Pasifik kuşağına bilgi ekonomisinin yayıldığı her yerde, sanat aracılığı ile hayatın anlamını yeniden inceleme ihtiyacının ortaya çıkışı, sanat alanında çok büyük patlamalara yol açmıştır. Sanatçılar, bilgi ekonomisinin yayıldığı her yerde, ekonomik boyutlar içinde 21. yüzyıla ağırlıklarını koymaya hazırlanmaktadırlar. Belki de 21. yüzyıl sanatın dünyaya ağırlıkla hakim olduğu bir dönem olacaktır. Yeni yüzyılda olağanüstü bir düşünsel verimlilik yaşanmaktadır. Bilgi devrimiyle sanayi toplumundan bilgi toplumuna gelinmektedir. Pashler (Pasler) basım teknikleriyle "köşeli" dünyaya doğru bir ivme kazanılmıştır. Bu dünyaya Gutenberg (Gutenberg) Galaksisi denilmektedir. Ancak günümüzde bu galaksi aşılmıştır. Bu sonuca ileri teknoloji ve iletişim devrimi ile gelinmiştir.
       
          Son yıllarda ülkemizde ilginç ve sevindirici oluşumlar yaşamaktayız. Kısıtlı bütçelerle yapılmış, ülkemiz sorunlarını evrensel ölçülerde işleyen, yorumlayan sanat yapıtlarımız, özellikle sinema alanında yurt dışında aldıkları önemli ödüllerle yankılar uyandırmakta; gözler Türk sanatçılara çevrilmektedir. Bu örnekler grafik sanatlardan, heykele, mimarlığa, sahne sanatlarına, resme kadar uzanmaktadır. Sanat, bilinçlendirici, demokratik itici güç olarak, toplum hayatımızda yerini almaktadır. Tarih çağları, 19. yüzyıldan beri zaman zaman dikkat çekici bir düzeyde sanatın gösterdiği yönde akmıştır. Fakat çağlar sürecin yasalarına bağlı kalmıştır. Sanat, çağının başlıca ifadesidir. Bu gelişme ve değişimler günümüze kadar farklı nüanslarla oluşmuştur. Her dönemde sanatçılar geleceğin ışığı, yol göstericisi olmuşlardır. Sanatçı ve eleştirmenler, bilimin gücünden ve saygınlığından çok fazla etkilenmişlerdir. Sanat, yalnızca bilim ve teknikle at başı gitmeyi değil, aynı zamanda bu "canavarlardan" kurtulmak için de bir çıkış yolu bulmak istiyor. 19. yüzyıldan beri, birden çok sanatçı, boğucu gelenekçiliğe karşı, kent soyluyu şaşırtıp sanat yaparak savaşmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan psikoloji bilimi, sanatı ve sanatçıları etkilemiştir (edebiyat, müzik, resim, heykel vb.). Sanatçının bir aracıya ve de eleştirmenlere gereksinimi doğmuştur.             

          Sanat eğitimi ve öğretimi çok önemlidir. Modern eğitimin ilk devrimci değişikliği, özellikle çocuklara verilen sanat eğitiminde görülmüştür. Geleneksel yöntemlerin insanı köreltici alıştırmaları bırakıldığı takdirde öğrencilerden daha çok verim sağlanabiliyordu. Franz Cizek (Viyana) (Frans Sizek - Viyana), sanatsal ölçüleri değerlendirecek duruma gelmedikleri sürece, çocukların yeteneklerini özgürce gerçekleştirmelerini istiyordu. Psikologlar da bu görüşü destekliyordu. 1960'lı yıllardan sonra sanatın öğretiminden söz edilmeye başlandı. Sanat disiplinleri gündeme geldi (sanat tarihi, estetik, eleştiri ve uygulama). Bu dört disipline sanat öğretimindeki yeni yaklaşımlar programı Türkiye'de de 1997'den beri öğretmen yetiştiren bütün eğitim fakültelerinde uygulanmaya başlamıştır.             
               
           Bilgi üretimi, iletişim, ulaşım ve genelde insan yaşamı insanlık tarihinde hiç görülmemiş bir hızda gelişmektedir. Bu hızlı gelişim ve değişimden sanat ve sanatçı da etkilenmektedir. Çağdaş sanat kendini sürekli açımlarken, sanat ürünlerinin tüketim malına dönüşümü, sanatın satılabilirliği olgusu tartışılmakta, sanatm bir yaşam etkinliği olduğunu öne süren sanatçılar plastik sanatların geleneksel sınırlarını aşmaktadırlar. Çağdaş müzik, çağdaş felsefe ve çağdaş fizik, çağdaş sanat ile iç içe geçmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak çeşitli disiplinler arası çalışmalar yapılmaktadır. Doğal çevrenin korunması, doğanın sanatsal kullanımı, sanat ile yaşam arasındaki uçurumun giderilmesi, sanatın insanların günlük yaşamına katılımı gibi konular, çağdaş sanatın gündemine gelmektedir. 21. yüzyılda da sanatın sınırlan ve ifade alanları daha genişleyecek ve sınırları aşacaktır.
 
                         
Yrd.Doç.Gülseren Pasin
« Son Düzenleme: 11 Haziran 2008, 00:58:02 Gönderen: kybele »

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
Ynt: SANATIN **BUGÜNÜ VE GELECEĞİ**
« Yanıtla #1 : 31 Mayıs 2008, 16:10:20 »
çok güzel bir paylaşım olmuş ayşegülüm sanat ve alanlarından tuttu disiplinlerine kadar oldukça açıklayıcı bir araştırma teşekkürler paylaştığın için karizmanı ekliyorum 360a
çok çalışmak zamanı

Çevrimdışı lüƃǝşʎɐ

  • Ayşe+:)
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.608
  • Karizma Puanı: 1293
Ynt: SANATIN **BUGÜNÜ VE GELECEĞİ**
« Yanıtla #2 : 31 Mayıs 2008, 19:56:05 »
teşekkürler esracım. 360a

Çevrimdışı ...

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 590
  • Karizma Puanı: 177
Ynt: SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
« Yanıtla #3 : 30 Ağustos 2008, 16:54:25 »
paylaşım için teşekkürler  360a

Çevrimdışı lüƃǝşʎɐ

  • Ayşe+:)
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.608
  • Karizma Puanı: 1293
Ynt: SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
« Yanıtla #4 : 31 Ağustos 2008, 03:17:32 »
teşekkürler hekimoğlu. 360a
« Son Düzenleme: 31 Ağustos 2008, 03:18:02 Gönderen: kybele »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: SANATIN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
« Yanıtla #5 : 05 Haziran 2010, 11:08:22 »
bu da çok güzel bilgi paylaşımı . teşekkürler ayşe hocam