Gönderen Konu: Osman Nizami Paşa’nın Atatürk’e Söylediği Kehanet  (Okunma sayısı 2401 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.


ATATÜRK'ÜN KEHANETLERİ


Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceği hakkında başkaları tarafından ileri sürülen kehanetler…

Osman Nizami Paşa’nın Atatürk’e Söylediği Kehanet

Osman Nizami Paşa ile Kuzguncuk’daki bir yalıda öğle yemeği yiyen Mustafa Kemal, Paşa’nın sözlerini hayretler içinde dinliyordu… Şöyle diyordu Abdülhamit’in paşası:

-“İstibdat idaresi bir gün elbette yıkılacaktır. Fakat onun yerine Batılı anlamda bir idare gelip memleketi her bakımdan kalkındıracak mıdır? Ben buna inanmıyorum…”

Mustafa Kemal’in hayreti arttı. Çünkü bu sözleri söyleyen Sultan Abdülhamid’in bir paşasıydı!

Mustafa kemal şu yanıtı verdi:

-“Paşa hazretleri, Batılı anlamda idarelerde zamanla gelişmişlerdir. Bu gün uyur gibi görünen milletimizin çok kabiliyeti ve cevheri vardır. Fakat bir inkılâp olunca bu gün işbaşında olanlar yerlerini muhafaza etmeye kalkarlarsa, o vakit buyurduğunuzu kabul etmek lazım gelir. Yeni nesiller içerisinde her hususta itimada layık insanlar çıkacaktır…”

Osman Nizami Paşa buna yanıt vermedi. Ve arkadan yemeğe oturuldu. Mustafa Kemal’e sorular soran paşa onun verdiği yanıtları dikkatle dinledi. Aynı günün akşamı Harp Okulu’na dönmek üzere olduğu sırada, Paşa’nın iznini almak için yanına arkadaşı ile giden Mustafa Kemal’e Osman Nizami paşa şu sözleri söyledi:

-“Mustafa Kemal Efendi oğlum, görüyorum ki İsmail Fazıl Paşa seni takdir etmek hususunda yanılmamış. Şimdi ben de onunla aynı fikirdeyim. Sen bizler gibi yalnız Erkânı Harp Zabiti olarak bir hayata atılmayacaksın. Keskin zekân ve yüksek kabiliyetin, memleketin geleceği üzerinde etkili olacaktır…”





Atatürk’ün Kehanetleri – Ali Bektan- Sınır Ötesi Yayınları – Sf.71-72
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana