Gönderen Konu: Ankara Keçisi'nin Bin Yıllık Öyküsü ( Araştırmacı yazar Cengiz Özakıncı'dan)  (Okunma sayısı 6545 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı 1.618

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 813
  • Karizma Puanı: 370

                                 ANKARA KEÇİSİNİN BİN YILLIK ÖYKÜSÜ
                                         (OSMANLI DOKUMACILIĞI)

        Osmanlıyı kısa sürede aşiretten devlete ve impararatorluğa yükselten büyük ekonomik gücün gizemi, Ankara tiftik keçisinin öyküsünde gizliydi. Osmanlı’da tiftik üretimi, 1220 yıllarında Moğol Ordularının Kayı boyunu, Süleyman Şah’ı ve halkını Türkmen topraklarından sürüp çıkarması ile başlamıştı. 70 yıl sonra Osmanlı Devleti’ni kuracak olan Osman Bey, tiftik keçisini Anadolu’ye getiren Süleyman Şah’ın torunuydu.Süleyman Şah 1229’da ölünce oğulları Kayseri’den Ankara’ye kadar uzanan bölgede tiftik keçisi sürüleriyle yayılıp yerleştiler ve bu bölgeyi yurt edindiler. 0 günden başlayarak Ankara ve çevresinde halk tiftikten ipek gibi kumaşlar dokudu.Türklerin dokuduğu tiftik kumaşların ünü Ankara’dan tüm dünyaya yayıldı ve tiftik keçisi dünyada Ankara Keçisi (Angora Goat) adıyla anılmaya başladı. “Öteden beri Ortadoğu’da olduğu kadar Avrupa ve İtalya pazarında aranan Türk kumaşları, bezleri ve halıları, (Selçuklu döneminde)kazanmış oldukları ünü (Osmanlı döneminde de ) koruyorlardı. Başta tiftikten dokunan moher ye da sof’larla bogasi denilen pamuklu dokumalar ve ipekli kadifeler bunlar arasında yer alıyordu. 15. yüzyılda ‘ yeniçeri çuhası’ denilen kumaşlar da dış ülkelerde rağbet edilen görülüyordu. Bu nedenle kumaş ticaretiyle uğraşan Türkler de artık İtalyan şehrine yerleşecek derecede alım satım işlerini genişletmişlerdi,” diyor Şerafettin Turan.

      Tıpkı ipek kumaş gibi, Osmanlı ekonomisinin bel kemiği ve en çok gelir getiren dışsatım ürünüydü tiftik kumaşı.1554’te bir çift Ankara keçisi bir “hanedan hediyesi” olarak Kutsal Roma İmparatorluğu’na gönderilmişti. Başta İngiltere ve Hollanda olmak üzere Avrupa’ya ve Arap ülkelerine satılan Osmanlı tiftik kumaşına Avrupa ‘da öyle büyük talep vardı ki, gün geldi Anadolu tiftik kumaşı üretimi, Avrupa’nın kumaş talebini karşılayamaz hale geldi.Avrupa, “bize işlenmiş tiftik kumaşı satmak yerine işlenmemiş ham tiftik yünü verin, biz kendimiz dokuyalım ya da bize damızlık Ankara Keçileri satın,”diyordu. Osmanlı’nın dünyadaki Ankara tiftik keçisi ve kumaşı tekelini kırmaya yönelik bu çabalar karşısında Sultanlar, işlenmemiş ham tiftik dışsatımına yasak koymuşlardı: Avrupa’ya yalnızca işlenmiş tiftik ürünleri, tiftik ipliği ve tiftik kumaşı satılacak; damızlık Ankara keçisi ve ham tiftik yünü kesinlikle yabancılara satılmayacaktı. Kalitesiyle reakabet edemediği Osmanlı tiftik kumaşı, Avrupa’lı kumaş üreticilerinin en büyük sorunu olmuş, Avrupalılar Osmanlı topraklarından damızlık Ankara keçisi kaçırma girişimlerine başlamışlardı. Evliya Çelebi 1640’larda Ankara için “burası tiftik kumaşı (sof) yeridir…Bu kumaş da Ankara’ya özgüdür. Yeryüzünde başka bir yerde üretme olanağı yoktur. Kadın ve erkek herkesin işi tiftik kumaşı dokumaktır. Fransızlar bu Ankara keçilerinden Fransa’ya götürüp yumuşak iplik eğirip tiftik kumaşı dokumak isterler de dokudukları şey sof olmaz. Hatta Ankara'dan eğrilmiş ipliği alıp Fransa’ya götürerek tiftik kumaşı yapalım dediler fakat yine olmadı.” der.  O tarihlerde başta Ankara olmak üzere; Zir , Çankırı, Beypazarı, Nallıhan ve Kalecik’te 1355 tiftik tezgahının bulunduğu ve her yıl 20.000 top kumaşın yurt dışına satıldığını bildiriyordu.
       Avrupa dokumacılıkta kol gücünden makine gücüne geçmeyi yeni yeni deniyor, ama dokumacılar kendilerini işsiz bırakacak bu makinelere karşı ayaklanıp kullanılmasını yasaklıyorlardı. Osmanlıda ise böyle dokumacıları işsiz bırakmakla tehdit eden dokuma makinesi icad etme girişimleri görülmüyordu. 1711 de güneybatı Almanya’da Plaf bölgesinde bir Ankara keçisi çiftliği kurma girişimi keçilerin iklime uyumsuzluğu nedeniyle başarısız olurken, 1740’ta Ankara keçisinin İsveç’e götürülme girişimi önlenmiş ve 1778’de Venedikliler Ankara keçisi besiciliğinde( yine iklim uyumsuzluğu nedeniyle) düş kırıklığına uğramışlardı.Osmanlı dünyanın en pahalı tüftik kumaşı tekelini kıskançlıkla koruyor, yabancıya işlenmemiş , ham madde ve damızlık keçi satmamakla direniyordu. İngilizler Osmanlı tiftik tekelini kırmak için gizlice kaçırmayı planladıkları damızlık Ankara keçilerinin dünyada uyum sağlayabileceği iklimi araştırmış ve bu keçilerin Ankara’dan başka Güney Afrika’da yaşayabileceklerini saptamışlardı. 1830’larda, içinde 12 teke(erkek keçi) ve 1 anaç(dişi keçi) de bulunan bir kafile başka bir kıtaya, Afrika’ya varmak için açık denizlere yelken açmış,ancak bu 12 tekenin yolculuktan önce Osmanlılar tarafından kısırlaştırılmış olduklarının farkına varmışlardı. Osmanlı çok kötü alay etmişti İngiliz damızlık avcılarına.
       Ancak James Watt’ın 1765’te İngiltere’de icat ettiği buhar makinesinin 1785’te Edmond Cartwright ve 1790’da Richard Arkwright tarafından buharlı dokuma tezgahına dönüştürülmesinden sonra İngiltere’de ip eğirme ve kumaş üretiminde kol gücünün yerini buharlı makinelerin almaya başlaması, İngiliz malı ucuz fabrika işi kumaşların gümrük duvarlarına yığılarak yerli kumaş üretimini tehdit etmesi sorunuyla karşı karşıya bırakmıştı Osmanlı’yı.
      İngilizler , sömürgeleri olan Hindistan’da Hintli dokumacıların ellerini , parmaklarını keserek el işi ip eğirme ve kumaş üretim,ne son vermiş, Hindistan’ın yerli dokumacılığını kanla şiddetle yok etmiş ve İngiliz malı fabrika işi kumaşlarına Asya’da Pazar açmışlardı böylece. “Bulunmaz Hint Kumaşı” deyiminde ,Hint kumaşının “bulunmaz” olmasıyla 1700’lerde gerçekleşmiştir.

                                                    ÇIKRIKLARIN DURMASI
                                           (OSMANLI DOKUMACILIĞININ SONU )
     
      1800 ‘lerin başında yerli iplik ve kumaş üretimi tıpkı Hindistan’da olduğu gibi İngilizlerin fabrika ürünleri tarafından tehdit edilirken, bir de 1789 Fransız Devrimi’nden kaynaklanan etnik ayrılıkçı akımlarla başı derde giriyordu Osmanlı’nın.
       Osmanlı İmparatorluğu dış kışkırtmalarla örgütlenen iç ayaklanmalarla sarsılmış yıkılma noktasına gelmişken, 1835’lerde Ankara’ya gelen İngiliz gezgin Hamilton burada tiftik kumaşı üreten 1000’den çok tezgahın bulunduğunu yazıyordu. Osmanlı’nın ayrılıkçı iç ayaklanmaları ve Mehmet Ali Paşa isyanı’yla bunaldığı 1837’de, 18 yaşında tahta çıkan İngiltere Kraliçesi Victoria , Fransızlarla işbirliği yapıp İngiliz mallarının Mısır ve Suriye ‘de satılmasını yasaklayan Mehmet Ali Paşa’ya karşı Osmanlı Padişahı II: Mahmut’la 1838 Balta Limanı Antlaşması imzalayarak , Osmanlı tahtının Mehmet Ali Paşa eline geçmesini önlemek karşılığında, İngiliz mallarına karşı uygulanan gümrüğü kaldırtmış ve böylece bir yandan Osmanlı pazarını ucuz İngiliz fabrika kumaşlarıyla doldurarak Türk yerli dokuma sanayisini yok etmeye yönelirken, bir yandan da ham tiftik ve damızlık tiftik keçisinin yabancılara satışını  önleyen yasakları delmişti.
            Osmanlı’nın sanayisini, ticaretini, dirliğini, düzenliğini bir daha hiç düzelmeyecek denli baltalayan 1838 Balta Limanı Antlaşması’ndan sonra, İngiliz Albay Handerson Ankara’dan seçtiği damızlık tiftik keçilerini Güney Afrika’da özel olarak kurulan İngiliz çiftliklerine götürmüş, çoğaltmış ve böylelikle 1856’ya gelindiğinde İngiltere, Osmanlı’nın 1838’e de kıskançlıkla koruduğu tiftik kumaşı tekeline son vermişti.
         
              
          Böylece ,1220’lerde Osman Bey’in dedesi Süleyman Şah’ın Türkistan’dan Anadolu’ya getirdiği tiftik keçileriyle, Osmanlı- Türk Tiftik Kumaş tekeli üzerinde yükselen Osmanlı İmparatorluğu, 1838’de tekeli İngilizlere kaptırıp elinden kaçırmakla, kendi sonunu da belirlemiş oluyor ve Ankara Keçisine İngiliz damgası vuruluyordu.
          Ankara keçisinin bin yıllık öyküsü gösteriyor ki; Osmanlı, savaş alanlarında askeri ve siyasi yenilgilere uğramadan önce, bilimsel, teknoloji alanda geri kalarak ekonomik-siyasi çöküntüye ve askeri yenilgilere uğratılmış, üretimde buhar gücünden yararlanamayan Osmanlı sanayisi, ucuz yabancı fabrika ürünlerinin karşısında el yapımı yerli pahalı ürünlerle dikilemediği içindir ki, yerli çıkrıklar durmuş ve 600 yıl Batı’ya ekonomik olarak da üstün olan Osmanlı çökmüştü.

           NOT: Yukarıdaki bilgiler Araştırmacı Yazar   Cengiz Özakıncı’nın (Türkiye’nin Siyasi İntiharı Yeni-Osmanlı Tuzağı) Kitabindan alınmış  bölümlerdir.
« Son Düzenleme: 29 Eylül 2008, 20:14:41 Gönderen: 1.618 »
“Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız." (Kızılderili Atasözü)

fishman

  • Ziyaretçi
Güzel bilgi için teşekkürler sevgili 1.618

Paylaşımına sağlık ve mutlu kal.  380a 560a 380a 560a  Bu güzel paylaşım için de, +1 geliyor.

Çevrimdışı 1.618

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 813
  • Karizma Puanı: 370
Teşekkür ediyorum fishman arkadaşım.
“Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız." (Kızılderili Atasözü)

fishman

  • Ziyaretçi
Rica ederim. Bu arada iyi bayramlar. Gerçi bi başlık açtım ama , burdan da tebrik edeyim. Mutlu kalın.. :)

Çevrimdışı 1.618

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 813
  • Karizma Puanı: 370
Tekrar teşekkür ederim.
Ben de sizin Bayramınızı kutluyor ve "mutlulukta kalın" diyorum.
« Son Düzenleme: 29 Eylül 2008, 22:54:57 Gönderen: 1.618 »
“Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız." (Kızılderili Atasözü)

Çevrimdışı cnkkaleli10

  • Üye
  • *
  • İleti: 87
  • Karizma Puanı: 47
tesekkurler bu degerli bilgi icin..

Çevrimdışı 1.618

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 813
  • Karizma Puanı: 370
 Konuya olan ilginize teşekkür ederim canakkaleli10.
Okuduğum kitapta bu bölümü özellikle yazmak istedim. Araştırılması ve bilinmesi gereken, ders alınacak bir bilgi olduğunu hissettim.


« Son Düzenleme: 05 Ekim 2008, 20:05:46 Gönderen: 1.618 »
“Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız." (Kızılderili Atasözü)

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
teşekkürler nurdan öğretmenim bilgi paylaşımı için karizmanızı ekliyorum
çok çalışmak zamanı

Çevrimdışı 1.618

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 813
  • Karizma Puanı: 370
Teşekkürler Esra Öğretmenim
“Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız." (Kızılderili Atasözü)