Gönderen Konu: Doğu Sanatında ve Modern Sanatta Perspektifin Tahrifi - Bülent Ecevit  (Okunma sayısı 3844 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ilker

  • İlker ÖZTÜRK
  • Administrator
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 8.584
  • Karizma Puanı: 1877
    • GorselSanatlar.NET

Doğu Sanatında ve Modern Sanatta Perspektifin Tahrifi - Bülent Ecevit
Perspektif tahrifi Şark sanatında çok yaygındır. Bu, acemiliğe verilemez; çünkü Şarklı sanatçıların perspektifi isterlerse ustaca kullanabileceklerini gösteren yeteri kadar örnek vardır.

Eğer perspektif tahrifi acemilikten ileri gelmiyorsa, ya geleneğe dayanıyordur ya da sanatçı perspektifi belirli güdülerle tahrif ediyordur.

Şark sanatında perspektifin tahrif edilmesindeki başlıca etkenin gelenekler olduğu düşünülebilir. Çünkü yüzyıllar boyunca Şark sanatının yolunu, kişisel buluşlardan çok yaygın ve kati gelenekler çizmiştir.

Bununla beraber, gelenekler de bazı ilkel güdülerden doğarlar. Ne var ki gelenekleri ortaya getirdikten sonra bu ilkel güdüler unutulup gidebilirler.

Şark sanatında perspektifin tahrifine sebep olan ilkel güdüler acaba nelerdi? Bunların bulunup ortaya çıkarılması sanat tarihçisine düşer! Fakat bu ilkel güdüler üzerinde tahminler yürütmek de faydasız olmasa gerektir; çünkü öylelikle, hiç değilse, bazı muhtemel izah şekillerine işaret edilmiş olur.

Böyle bir tahmine en pratik yolu, önce perspektifin yararlarını, sonra da bu yararların hangi şartlar altında sanatçı için bir avantaj olmaktan çıkıp bir engel haline gelebileceğini araştırmak olsa gerektir.

Perspektif, uzaklığı meydana çıkarmak suretiyle resme üçüncü boyutu sokmak, ve bunun sonucunda, eşyayı belirli yerlerde belirli bir açıdan göründükleri gibi resmedebilmek için bir vasıtadır.

Sanatında nesnelliği (objectivité) gözeten ve yaratma eylemini sonuçları bakımından gayri şahsi bir faaliyet sayan bir ressam için, perspektifin bu iki yararı, şüphesiz çok değerlidir.

Fakat sanatında öznelliği (subjectivité) gözeten ve yaratma eylemini şahsi, hatta mahrem bir kendi kendini ifade faaliyeti sayan bir ressam için, perspektif bir yük olabilir; yeter ki, mesela Paolo Ucello gibi, perspektifi bir vasıta değil de başlı başına bir gaye saysın, ve böylelikle onu kendi düşünce sistemiyle katıştırmış olsun! Fakat gene Paolo Ucello örneğinin bize göstereceği gibi, böyle bir ressamın da bazen bile bile perspektif kurallarının dışına çıkıp çıkmayacağı kestirilemez.

Resim sanatında öznellik, genel olarak, uzaklık duygusu ile çatışmaya istidatlıdır. Çünkü, ne de olsa, eşyayı bizden öteye götüren, bizim erişemeyeceğimiz yerlere yerleştiren ve böylece bizi bir dış dünyanın varlığını kabule zorlayan faktör, uzaklıktır. Bir içedönük (introvert), bu gerçeğe boyun eğmek zorunda kalır da uzaklık duygusunu istemeye istemeye muhafaza ederse, kendisini dünyada dayanılmaz derecede ayrılı (détaché) ve yalnız bulur. Nitekim perspektif kurallarını inceden inceye uygulamaktan sanki mazoşistçe bir zevk alan birçok sürrealistlerin tuallerindeki derin melankoli de bundan ileri geliyor olabilir.

Öznellik, eninde sonunda, kendi göz algısıyla da çatışmaya mahkumdur. Çünkü, sanatta genel olarak öznelliğe sapan içedönüklerin, algı yetilerini aşan bir sezginliği vardır. Göz algılarının sınırlanmasına aldırış etmeksizin, eşyayı şövale üzerinde ellerinden geldiği kadar değişik açılardan gösterme istekleri de bununla izah edilebilir. Böyle, eşyayı aynı zamanda çeşitli açılardan gösterme isteği, tabiatiyle, perspektifin tahrifi, hatta bazan inkarı sonucunu doğurur.

Onun için, perspektifin böyle bilerek tahrifi, sanatta öznelliğin karşısına çıkan engelleri gidermek için başvurulan Berkeley vari bir tour de force sayılabilir.

Perspektifin tahrifi son haddine kadar götürülürse, ters perspektif ortaya çıkar.

"Kalbin perspektifinde uzaklar geniş görünür" sözü ile, ters perspektifin belki en iyi psikolojik izahını Rabindranath Tagore yapmıştır.

Bir başka deyimle, resme ters perspektif uygulandığı zaman, o resmin gerçek mihrak noktası ressamın kendi (yahut şairin kullandığı kelimeyle, ressamın "kalbi") olur. Böyle bir resimde paraleller ressamın gözlerinde toplanır. Oysa ki normal perspektifin kullanıldığı bir resimde, paralellerin, resimdeki uzak bir noktada toplanması gerekir.

İçebakışın (introspection) insanı mistisizm'e götürmesi halinde (ki Şarkta ekseriye öyle olur), ters perspektif iki maksada yarayabilir: Birincisi, ressamın eşyayı, göz algısının sınırlamalarına boyun eğmeksizin resmedebilmesini sağlar; ikincisi de, ressama, dış dünyayı, kendi benliğinin bir dışa vurmasından ibaretmiş gibi gösterme imkanını verir.

Tahrifli yahut ters perspektifin Şarkta ilk benimsenişi bu şekilde izah edilebilse bile, perspektif tahrifi zamanla katı bir gelenek haline gelerek asıl maksadından uzaklaşmış ve sadece dekoratif bir unsur haline gelmiştir.

Fakat, sanat dünyasına içebakışın ve öznelliğin her zamankinden daha çok hakim olduğu çağımızda, birçok Batılı çağdaş ressamların perspektif tahrifçiliğini kabul etmiş olmaları, ona yeni bir hayatiyet kazandırmış ve eski maksadını iade etmiştir.


Doğu Sanatında Ve Modern Sanatta Perspektifin Tahrifi, Yeditepe (On beş günlük fikir ve sanat gazetesi), 1 Eylül 1954, S. 68, s. 1-3
Selçuk Üniversitesi - Seramik - 1998
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Resim İş - 2004
Düzce Yunus Emre Ortaokulu


Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.

Çevrimdışı lüƃǝşʎɐ

  • Ayşe+:)
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.608
  • Karizma Puanı: 1293
Bilgi için teşekkürler ilker öğretmenim +1

Çevrimdışı ÜERDAL

  • Arkadaş
  • Çalışkan
  • *
  • İleti: 653
  • Karizma Puanı: 355
teşekkür ederizz