Gönderen Konu: *AZİZ NESİN*  (Okunma sayısı 1371 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RøDiN_H@CKèR

  • _İLYaS DeNiZ GöKÇe_
  • Onursal
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.155
  • Karizma Puanı: 2448
  • SaNaTÇı oLaCaK iNSaN DoĞuŞTaN BeLLi oLuR...
    • http://deniz_art.sitemynet.com
*AZİZ NESİN*
« : 25 Haziran 2007, 13:20:32 »

Asıl adı Mehmet Nusret, 1915 yılında İstanbul’da doğdu.
Türk gülmece yazarı. Gazetecilik, yayıncılık yaptı. Toplumun kimi tiplerini olağanüstü bir ustalıkla karikatürleştiren, bürokrasiyle alay eden, devlet çarkının işleyişindeki bozuklukları gülünçleştiren yapıtları, adının yurt sınırlarını aşarak başka ülkelerde de tanınmasını sağladı.
Buna karşılık, savunduğu görüşlerden dolayı sık sık kovuşturmaya uğradı; yargılandı; hapis ve sürgün cezaları çekti. Toplumun her kesiminde, her gün yaşanan olayların çelişkili yanlarını, bunların doğurduğu gülünç durumları, her çevrede rastlanan tipleri konu edinen gülmece, romanlar yazdı.



Yapıtlarında toplumsal bozuklukları, haksızlıkları, fırsatçılığı, bürokrasiyi, yanlış değer yargılarını kıyasıya eleştirdi. Çok geniş toplulukların kolayca sevebileceği canlı, hareketli, dolambaçsız bir anlatım yolu izledi. Bir yandan güldürürken, bir yandan da duygulandıran ve düşündüren bir yazar oldu. Onun anlattıklarına benzer terslikler, güldürücü olaylar, küçük insanı, ilerici aydını ezen bozukluklar geniş topluluklarca "Aziz Nesinlik olay" diye adlandırılmaya başlandı. Günlük olaylardan, gazete haberlerinden, politikadan esinlenen A. Nesin'e zaman zaman masallar ve halk hikâyeleri de çıkış noktası oldu. Hikâye ve romanlarındaki bu tür konular ve somut insan ilişkilerine karşılık, oyunlarında insanın kişiliği, ahlaksal, toplumsal konumu gibi temaları yer yer somutlamalara yönelerek işledi. Ancak alışılmış yapıtlarının çizgisini sürdüren oyunlar da yazdı; kimi yapıtları sahneye aktarıldı. Yapıtlarının geliriyle, kimsesiz ve yoksul çocukları meslek edininceye kadar yetiştirmek üzere Nesin Vakfı'nı (Çatalca) kurdu (1972). Mayıs 1993'te Aydınlık gazetesini çıkaran Aziz Nesin gazetenin başyazarlığını da üstlenmişti. 5 Temmuz 1995’de Çeşme'deki imza günü sonrası, saat 01.05'te öldü.
Yıllarla Aziz Nesin



1915 (20 Aralık) İstanbul, Heybeliada'da doğdu.
1925 İstanbul'da Süleymaniye'de 'Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi'nin 3.sınıfına girdi. (Sonradan okulun adı, İstanbul 7. ilkokul oldu.)
1935 Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirip Harp Okuluna geçti.
1937 Ankara'da Harp Okulunu bitirip asteğmen oldu.
1941 2.Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya'da çadırlı ordugahta görev yaptı.
1942 Erzurum Mustahkem Mevkii İstihkam Tb.Bölük Komutanlığına atandı. Bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan'da depremde yıkılmış olan ordu cephaneliğinin boşaltılmasıyla görevlendirildi.
1944 Ankara'da Harp Okulu'nda açılan ilk tank kursuna katıldı.
1944 Zonguldak'ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla görevlendirildi.
1945 Askerlikten ayrıldıktan sonra Karagöz Gazetesinde ve Yedigün Dergisinde redaktörlük ve yazarlık yaptı, profesyonel olarak yazarlığa başladı.
1945 Tan Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı. (4 Aralık'ta tek parti iktidarı üniversite gençlerine Tan Gazetesi'ni yaktırdı.)
1945 Yayınlanmış ilk bağımsız yapıtı 'Parti Kurmak Parti Vurmak' adlı 16 sayfalık broşürü çıktı.
1946 Sabahattin Ali ile birlikte Markopaşa ve süreği olan gülmece gazetelerini çıkardı.
1947 Bursa'ya sürgün edilerek güvenlikte gözaltında tutuldu.
1948 İkinci kitabı olan 'Azizname' adlı taşlama kitabını çıkardı. Bu kitap için İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. 4 ay tutuklu olarak süren dava sonunda aklandı.
1949 İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı Faruk her üçü birden Ankara'daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı savıyla aleyhine dava açtılar. 6 ay hapse mahkum edildi ve ceza infaz edildi.
1952 İstanbul'da yeni kurulmaya başlanan Levent'te bir dükkan kiralayarak Oluş Kitabevi'ni açtı. Sabahları Levent'teki evlere gazete dağıtıyordu.
1953 İki küçük çocuğuyla birlikte Levent'teki kitabevinden geçimini sağlayamayınca Beyoğlu'nda Bursa Sokağı'ndaki yeni yapılmış hanın bir odasında 'Paradi Fotoğraf Stüdyosu'nu bir ortağı ile birlikte kurdu.
1955 6-7 Eylül faciası olarak tarihimize gelen İstanbul'daki azınlıkların ev ve dükkanlarının korkunç yıkımına suçlu aranmaya başlanmıştı. Aziz Nesin'de suçlu olarak Sıkıyönetimce tutuklandı.
1955 Halil Lütfü Dördüncü'nün 'Yeni Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı.
1956 İtalya'da (Bordighera'da) yapılan uluslararası (yirmi iki ulus) gülmece yarışmasında birincilik ödülü olan Altın Palmiye'yi 'Kazan Töreni' adlı öyküsüyle kazandı.
1957 Yine İtalya'daki aynı uluslararası yarışmada 'Fil Hamdi' adlı Öyküsüyle ikinci kez birincilik ödülü olan Altın Palmiye'yi kazandı.
1960 İtalya'da kazandığı ilk Altın Palmiye'yi devlet hazinesine bağışladı.
1961 Tanin Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı.
1961 Zübük adlı haftalık bir gülmece gazetesi çıkarmaya başladı.
1962 Sahibi bulunduğu Düşün Yayınevi anlaşılamayan bir nedenle bir gece yandı. Üst fiyatları 3 milyon lira olan (bugünkü para değeriyle en az yarım milyar lira) depodaki kitapları yandı.
1965 Elli yaşındayken ilk kez pasaport alabildi ve yurtdışına çıktı. Çağrılı olduğu Berlin ve Weimar'daki Antifaşist Yazarlar Toplantısı'na katıldı. Altı ay süren bu ilk yurtdışı gezisinde, Polonya, Sovyetler Birliği, Romanya ve Bulgaristan'a gitti.
1966 Bulgaristan'da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında birincilik ödülü olan Altın Kirpi'yi 'Vatani Vazife' adlı öyküsüyle kazandı.
1968 Milliyet Gazetesi'nin açtığı Karagöz oyunu yarışmasında 'Üç Karagöz' oyunuyla birincilik ödülü aldı.
1969 Moskova'da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında 'İnsanlar Uyanıyor' adlı öyküsüyle Krokodil birincilik ödülü kazandı.
1970 Türk Dil Kurumu'nun oyun ödülünü 'Çiçu' adlı oyunuyla kazandı.
1972 Kimsesiz çocukları yetiştirmek için Nesin Vakfı'nı kurdu.
1974 Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nin Lotus ödülünü kazandı.
1975 Lotus ödülünü almak için Filipinler'in başkenti Manila'da yapılan törene katıldı.
1976 Bulgaristan'da Gabrovo kentinde düzenlenen gülmece kitabı uluslararası yarışmasında birinciliği elde ederek Hitar Petar ödülünü kazandı.
1977 TürkiyeYazarlar Sendikası Başkanı seçildi.
1978 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adlı romanıyla Madaralı Roman Ödülünü kazandı.
1982 Vietnam'daki Asya-Afrika Yazarlar Birliği toplantısından dönüşte Moskova'da kalp hastalığından hastaneye kaldırıldı. 'Kalp Hastalıkları Araştırma Merkezi'nde bir ay kalarak tedavi gördü.
1983 ABD'de Indiana Üniversitesi'nin düzenlediği uluslararası toplantıya çağrıldı. Pasaportu geri alındığı için bu toplantıya katılamadı.
1984 (20 Aralık) Şan Sinema Salonu'nda 70. Doğumgünü töreni yapıldı.
1984 Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulundu.
1985 Ekin A.Ş'nin kurulması girişiminde bulundu.
1985 İngitere'de PEN Kulüp onur üyeliğine seçildi.
1985 TÜYAP'ın düzenlediği 'Halkın Seçtiği Yılın Yazarı' ödülünü kazandı.
1989 'Demokrasi Kurultayı'nın toplanmasında etkin görev aldı. Oluşturulan 'Demokrasi izleme Komitesi'nin iki başkanından biri oldu.
1989 Sovyet Çocuk Fonu'nun ilk kez verilen 'Tolstoy Altın Madalyası'na değer görüldü.
1990 (19 Mart) Ankara'da Sanat Kurumu'nda 75.Yaşı kutlandı.
1995 5 Temmuz Çeşme'deki imza günü sonrası, saat 01.05'te öldü.


Aziz Nesin Hakkında



İsmet İnönü




İnönü, 'Aziz Nesin'in her yazısını yeni Türkçe'nin bir ileri eseri olarak görmeye çalıştığını, bu inançla ve zevkle okuduğunu ' belirtikten sonra şunları söylemiştir:
'Siyasi bakımdan bir yazısı aleyhimde olsa bile, onu da Türk Edebiyatı'nın ve dil devriminin bir başarısı sayarak değerlendiririm.



Dilimizin, büyük amacına, az çok zaman geçse de mutlaka erişeceğine inanıyorum. Bu amaca varmada, Aziz Nesin adı, safta saygı kaplayanlardan biri olacaktır. (Akşam, 24.5.1969)



Yüksel Pazarkaya

Bir Nazım Hikmet'in, bir Aziz Nesin'in büyüklüğü her dile, her çağa, her ulusa en büyük onuru verebilir. Bu onur, dünya halkları içinde, en başta biz Türkçe'nin çocuklarınındır. (Gürola, F.Almanya)


Leonid Lenç

Aziz Nesin, bugün, yazdığı ve yazmakta olduğu öyküler, anlatılar, yergi romanları ve oyunlarla ülkesinin onurudur. Fakat o sadece yazar değil, tıpkı yazarlık yeteneğinde olduğu gibi, zaptolunmaz bir toplumsal canlılığa sahip toplum eylemcisidir de. (Literaturnaya Gazetta, 16.3.1983)


Cemal Süreya

Aziz Nesin'in, çağdaşları arasında tek kaldığı kanısındayım.(...) Kısacası, Aziz Nesin sivri, ama tek nitelikteki sanatıyla benzersiz kalıyor, tek kalıyor. Her olay, her yeni gereç onun için bir öykü kapısıdır. (Politika, 26.2.1976)


Yaşar Kemal

Aziz Nesin'in bütün özellikleri, daha da çok direnme gücü, onu, çağımızın büyük bir güldürü yazarı yapmıştır. Gülmesini bilen yaratık, sevmesini de, düşünmesini de, oynamasını da bilir. Aziz'de tıpkı Nasrettin Hoca gibi güldürürken düşündürür de. (Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı, 1976)



Server Tanilli

O bir bayraktı... Büyük bir uyarıcıydı! Sarsıp silkeleyen bir aydındı! Türkiye'nin de bir şansıydı.. Böylesi bayrak açan aydınların kıtlığını yaşıyor dünyamız da. (11 Temmuz 1995, Cumhuriyet Aziz Nesin Özel Eki)


Fikret Otyam

Azizim Aziz... Gerçeğe hu!..Ne ki binlerce öyküsünden, seksen yüz kitabından, seksen yıl haykırdığı düşüncelerinden, dobra dobra sözlerinden nasıl kurtulacaklar? (11 Temmuz 1995, Cumhuriyet Aziz Nesin Özel Eki)


Alpay Kabacalı

Gülmece ve gözyaşı... O, bütün yaşamı boyunca topluma borçlu olduğuna inandı. Yoktan var ettiği Nesin Vakfı, onun 'topluma borç ödeme' anlayışının somut göstergesi oldu. (11 Temmuz 1995, Cumhuriyet Aziz Nesin Özel Eki)

Eserleri



ŞİİR

1984 Sondan Başa

1986 Sevgiye On Ölüme Beş Kala

1988 Kendini Yakalamak

1990 Hoşçakalın

1995 Sivas Acısı



HİKAYELER

1948 Geriye Kalan

1955 İt Kuyruğu

1955 Yedek Parça

1955 Fil Hamdi

1956 Damda Deli Var

1957 Koltuk

1957 Kazan Töreni

1957 Toros Canavarı

1957 Deliler Boşandı

1957 Mahallenin Kısmeti

1957 Ölmüş Eşek

1957 Hangi Parti Kazanacak

1958 Havadan Sudan

1958 Bay Düdük

1958 Nazik Alet

1959 Gıdıgıdı

1959 Aferin

1959 Kördöğüşü

1959 Mahmut ile Nigar

1960 Gözüne Gözlük

1960 Ah Biz Eşekler

1961 Yüz Liraya Bir Deli

1961 Bir Koltuk Nasıl Devrilir

1962 Biz Adam Olmayız

1965 Sosyalizm Geliyor Savulun

1965 İhtilali Nasıl Yaptık

1965 Rıfat Bey Neden Kaşınıyor

1965 Yeşil Renkli Namus Gazı

1968 Bülbül Yuvası Evler

1968 Vatan Sağolsun

1969 Yaşasın Memleket

1978 Büyük Grev

1980 Hayvan Deyip Geçme

1984 70 Yaşım Merhaba

1984 Kalpazanlık Bile Yapılamıyor

1987 Maçinli Kız İçin Ev

1988 Nah Kalkınırsın



ROMAN

1955 Kadın Olan Erkek

1957 Gol Kralı Sait Hopsait

1957 Erkek Sabahat

1959 Saçkıran

1961 Zübük

1967 Şimdiki Çocuklar Harika

1974 Tatlı Betüş

1977 Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz

1976 Surname

1978 Tek Yol



ANILAR

1957 Bir Sürgünün Hatıraları

1966 Böyle Gelmiş Böyle Gitmez (1. Bölüm 1966, 2. Bölüm 1976)

1967 Poliste

1982 Yokuşun Başı

1987 Salkım Salkım Asılacak Adamlar

1990 Rüyalarım Ziyan Olmasın



MASALLAR

1987 Memleketin Birinde

1960 Hoptirinam

1971 Uyusana Tosunum

Aziz Dededen Masallar



TAŞLAMA

1970 Azizname



FIKRALAR

1958 Nutuk Makinası

1959 Az Gittik Uz Gittik

1971 Merhaba

1982 Suçlanan ve Aklanan Yazılar

1985 Ah Biz Ödlek Aydınlar

1988 Korkudan Korkmak



OYUNLAR

1958 Biraz Gelir misiniz

1959 Bir Şey Yap Met

1963 Toros Canavarı

1968 Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı

1970 Çiçu

1970 Tut Elimden Rovni

1970 Hadi Öldürsene Canikom

1979 Beş Kısa Oyun

1982 Bütün Oyunları (Adam Yayınları)



GEZİ NOTLARI

1976 Duyduk Duymadık Demeyin

1977 Dünya Kazan Ben Kepçe



KONUŞMALAR

1988 İnsanlar Konuşa Konuşa

1995 Çuvala Doldurulmuş Kediler



ALDIĞI ÖDÜLLER

Üç Karagöz Oyunu (1968) ile 6. Karacan Armağanı birinciliğini (1968)

Çiçu ile Türk Dil Kurumu 1970 Tiyatro Ödülü’nü

Altın Palmiye (İtalya 1956, 1957)

Altın Kirpi (Bulgaristan, 1966)

Krokodil (Sovyetler Birliği, 1069)

Lotus Asya-Afrika Yazarlar Birliği Ödülü 1975

Bulgaristan Uluslararası Gülmece Kitapları Yarışması’nda Büyük Ödül 1977





Şiirlerinden:





ÖLÜME EĞİLMEK



Uyumaya değil

Rüyalarıma gidiyorum

Orada yaşayacağım isteğimce

Uyanıkken hiç yaşayamadığım



Hepsi de gençti güzeldi

Sevdim sevildim diye aldanarak

Son gördüğüm onlar olacak

Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım



Ölüme değil

Sonsuzluğa gidiyorum

Orda dinleneceğim gönlümce

Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim



Kalemim yine elimde

Kağıtlarım da önümde

Son uykusunda düşecek başım

Sağlığımda hiç eğmediğim




SUSARAK



Güneş altında söylenmedik söz yokmuş...

Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi...

Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz...

Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde...

Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...

Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde...

Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor...

Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim...

Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde...