Gönderen Konu: mutluluğun gizi...  (Okunma sayısı 1231 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fishman

  • Ziyaretçi
mutluluğun gizi...
« : 04 Nisan 2008, 11:54:35 »

 En güzel hikayelerden biridir bu. Paulo Coelho'nun Simyacı romanında da geçiyor. İyi okumalar. 360a


MUTLULUĞUN GİZİ

Bir tüccar Mutluluğun Gizi'ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.

Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş; dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayda bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.

Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizi'ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş.

"Ama, sizden bir ricada bulanacağım", diye eklemiş, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvıyağ koymuş. "Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz."

Delikanlı sarayın merdivenlerini inip-çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. "Güzel, demiş bilge, peki yemek salonumda ki acem halılarını gördünüz mü?

Bahçıvan Başı'nın yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü?

Kütüphanedeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?

Utanan delikanlı hiçbir şey görmediğini itraf etmek zorunda kalmış. çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş.

"Öyleyse git, evrenimin harikalarını tanı", demiş ona bilge, "oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin."

İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmış.

"Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?" diye sormuş bilge.

Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.

"Peki", demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, "sana verebileceğim tek bir öğüt var: Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan."

mutlu kalın..... 380a 560a 380a 560a

Çevrimdışı <menekse>

  • <<<<M
  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.332
  • Karizma Puanı: 118
mutluluğun gizi...
« Yanıtla #1 : 04 Nisan 2008, 12:21:23 »
Eline sağlık 560a 560a 560a 560a 560a


       Hep çocuk kalabilsem...
Bir çocuğun gözlerinden baksam hayata.
Karşımdaki bir anda tüm dertlerini unutsa, benimle çocuk olsa.
Endişenin, derdin, kaybın, kazanmanın, başarısızlığın, terk edilmenin, unutulmanın, kalp kırıklığının, rekabetin, duvarların, kuralların anlamını hiç öğrenmesem.
Özgürlük nedir bilmesem ama özgür olsam.
Keşke hiç büyümek zorunda kalmasam!!

fishman

  • Ziyaretçi
mutluluğun gizi...
« Yanıtla #2 : 04 Nisan 2008, 12:26:37 »
teşekkür ederim arkadaşım, dostummmmm..
mutlu kal.... 560a 380a 560a 380a