Gönderen Konu: İsimlerimizin Anlamları  (Okunma sayısı 2899 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Oº°melocum°ºO

  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.098
  • Karizma Puanı: 449
  • e-fenciiii
İsimlerimizin Anlamları
« : 17 Eylül 2007, 21:53:22 »

İsimlerimizin Anlamları
AÇANGÜL: Açılan gül çiçeği

AÇILAY: Ay'ın şekilleri, yansıması

ADAL: Ün kazan

AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın

AĞÇA: Temiz, saf

AHENK: Uyum

AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel

AHU: Ceylan, karaca

AHUSE: Coşkulu güzellik

AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı

AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi

AKEL: Eli uğurlu anlamında

AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün

AKSU: Anadolu'da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı

AKŞİN: Beyaz tenli kadın

AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan

ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş

ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş

ALEDA: Nazlı, kaprisli

ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime

ALEYNA: Bizim üzerimize olsun

ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun

ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni

ALKIM: Gökkuşağı

ALPİKE: Kahraman kraliçe

ALTIN: Yüksek değerli bir maden

ALYA: Yüksek yer, yükseklik, gök

ANDAÇ: Anılar, hatıralar

ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin

ANKA: Kaf Dağı'nda bulunduğu söylenen masal kuşu

ARIN: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak

ARKIN: Yavaş, ağır, sakin

ARMAĞAN: Hediye, ödül

ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli

ARNİSA: Çok namuslu kadın

ARSEN: Kurtuluş, özgürlük

ARSU: Su kadar berrak

ARSUN: Yüreğindeki temizliği yansıtan

ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı

ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek

ASALBİKE: Gerçek hanım, gerçek güzel

ASEL: Bal, Cennetteki dört sudan biri

ASENA: Dişi kurt, güzel kız

ASLI: Kökeni anlamında; Kerem ile Aslı öyküsündeki kadın kahraman

ASLIHAN: ASLI+HAN=soyu han

ASLIM: Özü geçmişe ait

ASU: Azgın, huysuz

ASUDE: Rahat, huzur içinde olan

ASUELA: Ela gözlü yaramaz

ASUMAN: Gökyüzü

ASYA: Dünyanın en büyük kıtası

AŞKIN: Aşmış, ileri

AYBEN: Ben ayım anlamında

AYBİKE: Ay gibi güzel kız

AYBİRGEN: Ay veren

AYÇA: Yay biçimindeki ay

AYÇİÇEK: Gün çiçek

AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel

AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz

AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında

AYEVİ: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi

AYGEN: Gönül arkadaşı

AYGÜN: Hem ay, hem gün

AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal

AYKIZ: Ay+Kız

AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay

AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi

AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır

AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse

AYSIN: Sen aysın, ay kadar güzelsin

AYSU: Ay ve su gibi güzel

AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan

AYŞEGÜL: Ayşe+Gül

AYŞENUR: Ayşe+Nur

AYŞIL: Ay ışığı

AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız

BADE: Aşk, kutsal sevgi

BAHA: Değerli, kıymeti çok

BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim

BALA: Yavru çocuk

BALCA: Bal gibi, bala benzer

BALIN: Yar, sevgili

BALKIN: Pırıldayan, parlak

BALKIZ: Bal kadar tatlı kız

BANU: Prenses; Hanımefendi

BAŞAK: Arpa çavdar gibi ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı

BEDİZ: Resim, tasvir, süs, bezek

BEGÜM: Hanım; Timur oğulları'ndan gelen prenses

BEHİN: İyinin iyisi

BELDE: Memleket, şehir, kasaba

BELEMİR: Peygamber çiçeği olarak biliniyor.Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında

BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol

BELFÜ: Kar tanesi

BELGİ: İşaret

BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen

BELİZ: İşaret, iz; alamet

BENAN: Parmak uçları

BENAY: Ben ayım, ay gibiyim

BENEK: Namuslu kadın

BENGİ: Ölümsüz, sonsuz

BENGİSU: Ölümsüzlük suyu

BENİZ: Yüz

BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç

BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili

BERİL: Zümrüt

BERİN: En yüksek, en ulu anlamında

BERKE: Zerdali, kayısı; Kamçı, değnek

BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı

BERRAK: Duru

BERRAN: Keskin, kesici

BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su

BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü

BESTENİGAR: Türk müziğinde bileşik bir makam

BETÜL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma'nın diğer isimleri

BEYZA: Çok beyaz, lekesiz

BİHTER: Daha iyi, en iyi

BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın

BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

BİLGET: Havadis, malumat

BİLGÜN: Bil+Gün

BİLHAN: Çok bilgili

BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz

BİNGÜL: BİN+GÜL=Gülü bol; Gül bahçesi

BİNNAZ: BİN+NAZ= Çok nazlı

BİNNUR: BİN+NUR=Çok ışıklı, ışığı gür

BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz

BİRBET: Yüzü benzersiz

BİRGEN: Yanlız, yanlızlığa alışkın

BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz

BİRSEN: Yanlız sen

BUKET: Çiçek demeti

BURCU: Güzel koku, ıtır

BURÇAK: Bir bitki

BURÇİN: Dişi geyik

BUSE: Öpücük

BÜKÜM: Bükme eylemi

BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber

CANA: "Can"ın - e hali

CANAN: Gönülden sevilmiş, yar

CANDAN: İçten, gönülden

CANDAŞ: Candan, değerli dost

CANEDA: İçten, sevimli kişi

CANFEZA: Müzikte bileşik bir makam

CANKIZ: Sevilen, sevimli, şirin kız

CANKUT: Sevimli, cana yakın

CANSU: Yaşam veren su

CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan

CEVZA: İkizler burcunun eski adı

CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel

CEYLAN: CEREN ile aynı

ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi

ÇAĞDA: Yeni bir çağa adım atılmış

ÇAĞIN: Şimşek, yıldırım

ÇAĞLA: Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali

ÇAKIL: Su yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar

ÇEVREN: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk

ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü

ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi

ÇIĞLIK: İnce ve keskin bağırış

ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan

ÇİSE(M): Hafif yağan yağmur(um)

ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur

ÇOLPAN: Çoban yıldızı

DALGA: Hareketli su kütlesi; Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi

DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası

DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki

DEMET: Çiçek bağlamı, deste

DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer

DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su

DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren

DERİN: Sığ olmayan

DERYA: Büyük deniz anlamında

DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri

DESTEGÜL: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek

DEVİN: Hareket, kımıldanış

DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzeni, köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak niteliksel değiştirme ve yeniden biçimlendirme işlemi

DİCLE: Bir nehir adı

DİDE: Göz, göz bebeği

DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim

DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan.

DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel

DİLDAR: Gönlü baskı altında tutan sevgili

DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse

DİLEK: İstek, rica

DİLEM: Gönül ilacı

DİLER: Dilemek eyleminden

DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan

DİLNİŞİN: Gönülde yer tutan,hoş,güzel

DİLRÜBA: Gönlü şen,dertsiz

DİLSU: Dil+Su

DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili

DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat

DOĞANGÜN: Doğmakta olan gün

DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali

DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön

DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an

DORA: Doruk, zirve

DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim

DÜŞÜM: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında

EBRU: Bulut renginde; Hare gibi dalgalı ve damarlı; Kitap kabı yapmak için kullanılan renkli kağıt; Hareli boyama yöntemi

ECE: Türdeşleri arasında üstünlüğü yeteneği olan kadın, güzel kadın; Kraliçe

ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan

ECEM: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında

ECMEL: Çok güzel

EDA: Naz, cilve anlamında

EFSUN: Büyü, sihir

EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz

ELÇİN: Deste, tutam

ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi; Anadolu'da kibar, narin yapılı, ince-uzun anlamında kullanılır

ELVAN: Renkler,çeşitler

EMET: Bereket, bolluk

ENER: Dağ eteği

EREM: Cennet

ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı

ERKE: Enerji, iş başarma gücü; Nazlı

ESEN: Sağlıklı, salim

ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça

ESİN: Sabah rüzgarı

ESNA: Yüksek, yüce

ESRA: En çabuk, çok çabuk

EŞLEM: Selametli, güvenilir

EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü

EYLÜL: Sonbaharda bir ay ad

EZGİ: Belli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi; Melodi, şarkı, türkü


FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı

FERAH: Aydınlık, iç açıcı

FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı

FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan

FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet

FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş

FERZİN: Kraliçe

FEYZA: Bolluk, çokluk

FEZA: Boşluk, sınırsızlık; Uzay

FİDAN: Yeni yetişen ağaç

FİGEN: Yaralayan, kıran

FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün

FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı

FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek

FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik

FÜRUZAN: Parlayan, parlak

FÜSUN: Büyü

GAMZE: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur

GAYE: Amaç, erek

GAZAL: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)

GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar

GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre

GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek

GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay

GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan

GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey

GONCA: Tam açılmamış çiçek

GÖRKE: Heybetli

GÖK: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk

GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay

GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında

GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel

GÖKSU: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı

GÖKYEL: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz

GÖNEN: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması

GÖNÜL: İstek, arzu

GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte

GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar

GÜHER: Cevher

GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül

GÜLBAHAR: GÜL+BAHAR; Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi

GÜLBEN: GÜL+BEN= gül yüzlü

GÜLÇİN: Gül toplayan

GÜLDEN: Güle ilişkin, gülden yapılmış

GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında

GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel

GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan

GÜLGEN: Güler yüzlü

GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen

GÜLHAN: Gül kadar çok sevilen, han, hakan

GÜLİSTAN: Gül bahçesi

GÜLİZ: Gül yetiştiren

GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam

GÜLNİSA: Gül+Nisa (Nisa=Kadınlar), gül gibi kadınlar anlamında

GÜLRİZ: Gül saçan

GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı

GÜLSU: Gül ve su gibi güzel

GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında

GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan

GÜLŞEN: Gül bahçesi

GÜLTEN: Gül tenli, vücudu gül gibi

GÜLÜM: Bana ait olan gül

GÜLÜMSE: Tebessüm et

GÜN: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam

GÜNAL: Işık al, ışıklı ol

GÜNAN: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün

GÜNAY: Hem gün, hem ay

GÜNÇİÇEK: Ay çiçek

GÜNDEN: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça

GÜNDÜZ: Günün aydınlık bölümü

GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi

GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön

GÜNHAN: Oğuz han'ın altı oğlundan biri

GÜNSU: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak

GÜRAY: Bol ışıklı ay, güçlü ay

GÜRDAL: Güçlü dal, sık dal

GÜVEN: Güvenmekten, yürekli ol anlamında

GÜZ: Sonbahar

GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay

GÜZEL: Hoşa giden,hayranlık uyandıran

GÜZİN: Seçilmiş, seçkin

GÜZÜN: Güz mevsiminde olan

HALENUR: Kutsal ışık

HANDAN: Güleç, sevinçli

HANDE: Daima gülen, gülücük

HANİFE: Allah'ın birliğine inanan; Hz. Muhammed zamanından önce tek tanrıya inanan

HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

HASLET: Doğuştan gelen güzel huy

HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü

HAYAT: Ömür, yaşam

HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği

HAZAN: Sonbahar

HAZAR: Barış

HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça

HEVES: Bir şeye duyulan istek

HEVİN: Aşk, sevda

HELİN: Yuva

HİLAL: Ayın yay biçimindeki görünüşü

HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek

HOŞSEDA: Hoşa giden ses

HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda

HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu

HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik

HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık

HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü

HÜSNA: Pek çok güzel

HÜSÜN: Güzellik

IĞIL: Çok yavaş akan su

ILGAZ: Atın dört nala koşması

ILGIM: Serap

ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur)

ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında

ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık

IRMAK: Akarsuların en büyüğü

IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji

IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık

IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay

IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans

İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türklerin verdiği ad

İLAYDA: Su perisi

İLBÜKE: İlbay hanımı, seçkin hanım

İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim

İLGÜN: Ülke güneşi

İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi

İLKE: Temel alınan düşünce, kural

İLKGÜZ: Eylül ayı

İLKİM: İlk çocuğum anlamında

İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan

İLKNUR: İlk+NUR=İlk ışık

İLKYAZ: İlkbahar

İLSEL: İlle ilişkili, yurtla ilişkili

İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever.

İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım

İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında

İMREN: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği.

İNANÇ: İnanılan şey

İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

İNCİLAY: Parlama,ışıldama

İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek

İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş

İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti

İREN: Özgür, serbest

İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi

İYEM: Güzellik

İZEL: El izi anlamında

İZEM: Büyüklük, ululuk

İZGİ: Güzel, adaletli, zeki

İZLEM: İzlemek eylemi

İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında

JALE: Çığ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları

JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez İsmi)

JANSELİ : Güneşin Doğduğu Yer (Çerkez İsmi)

JASMİN: Yasemin

JEYAN: Kızan, kükreyen

JİNSAL: Çağ, yaş, dönem

KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar

KAMER: 1. ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında

KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan

KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi

KAYRA: Yüksek tutulan yada sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf

KIVANÇ: Sevinç

KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası

KIZILTAN: Kızıl renk almış tan

KÖSEM: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç

KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu

KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş

KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı

KUTAY: Kutlu,uğurlu ay

KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse

KUZEY: Bir yön

KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme

LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan

LALE: Çan biçiminde bir çiçek

LAMİA: Parlayan, parlak

LERZAN: Titreyen,titrek

LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gece

LEYLİFER: Gece ışığı

LİLA: Açık eflatun

MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet

MANOLYA: Bir süs bitkisi

MARAL: Dişi geyik

MAVİSU: Deniz

MAYIS: Bir bahar ayı

MEBRUKE: Kutlu kadın ("mübarek kelimesinin dişisi")

MEHİR: Ay parçası

MEHTAP: Ay ışığı

MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın

MELDA: İnce ve taze bedenli

MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)

MELİKE: Kadın hükümdar

MELİS: Bal, bal arısı

MELİSA: Oğul otu

MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek

MERAL: Dişi geyik

MERCAN: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü

MERİÇ: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonraTürk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak

MERİH: Mars gezegeni

MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı

MİMOZA: Bir süs bitkisi

MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça

MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan

MÜGE: İnci çiçeği

MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağ

NAĞME: Güzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz

NARİN: İnce, ince yapılı, kibar

NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış

NAZER: Nazar

NAZLI(M): Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)

NAZLIHAN: NAZLI+HAN= naz yapan han anlamında

NEHAR: Gündüz anlamındadır

NEHİR: Akarsu, ırmak

NERGİS: Bir süs bitkisi

NESLİHAN: Han soyundan

NESLİŞAH: Şah soyundan

NESRİN: Yaban gülü

NEŞE(M): Gönül açıklığı(m), sevinç(im)

NEVA: Ses, ahenk; Güç, zenginlik, servet; Nasip; Türk müziğinde bir makam

NEVAL: Talih

NEVADE: Torun anlamında

NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz

NEVESER: Türk Müziğinde Dede Efendi'nin bulduğu bileşik bir makam

NEVGECE: Yeni yeni oluşan gece

NEVGÜL: Yeni açmış gül

NEVİD: Yeni, yepyeni

NEVRA: Beyaz çiçek

NEYİR: Işıklı, aydınlık, parlak

NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim

NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili

NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır

NİL: Çivit; Mısır'da bir nehir

NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde

NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi

NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı

NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık

NURGÜL: Nur+Gül

NURGÜN: Nur+Gün

NURSAL: Işıksalı ışıkla ilgili

NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında

NURSELİ: Işık seli (yağmuru) anlamında

NURSEZA: Nur+Seza=Nura layık, ışığa, aydınlığa layık anlamında

NURTEN: Işık gibi duru tenli anlamında

NÜKET: Nükte, zarif, güzel sözler

NÜKHET: Güzel koku

NÜKTE: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz

OKSAL: Ok at; Oka ilişkin

OLCAY: Mutlu, ongun; Rastlantıları düzenlediği ve böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih

OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan

ONGÜL: Önayak olmak; İlk gül

ORKİDE: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki türlerinin ortak adı

OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel

OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı

ÖDÜL: Armağan

ÖNAY: Yeni çıkmış ay

ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan

ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz

ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi

ÖVÜNÇ: Övünmeye yol açan yada hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç, ödünç

ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay

ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında

ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan

ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili

ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek

ÖZGE: Yabancı

ÖZGEN: Başına buyruk; Kuzu kulağı otunun filizi

ÖZGÜL: Öz+Gül, gerçek gül, benim gülüm anlamında

ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür

ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi y da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret

ÖZLEN: Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler

ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan tuz

PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla

PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi

PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın; Güzel ol, güzel görünüşlü ol

PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki

PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında

PERÇEM: Kah kül

PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse

PERRAN: Uçan, uçucu

PERVİN: Ülker yıldızı

PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları

PEYDA: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak

PINAR: Büyük su kaynağı

PIRILTI: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık

RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık

RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş

RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahçe

RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan

RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel

REVAN: Yürüyen, giden; akan, akıp giden

REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen

REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu

RİMA: Dişi ceylan yavrusu

RUHAN: Güzel kokulu

RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz

RÜÇHAN: Üstünlük

RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut

SABA: Gündoğrusundan esen hafif ve tatlı rüzgar; Türk müziğinde bir makam

SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler

SAHRA: Kır,ova,çöl

SANAL: Sanlı ol, ünlen

SANEM: Çok güzel kadın; Put

SARA: Halis, saf, katkısız

SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk

SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyici yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, güzel

SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma

SAYGIN: Sayılan, sevilen

SAYIL: Her zaman saygı gör

SEBLA: Uzun kirpikli göz

SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen

SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit

SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı

SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş

SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak

SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından

SEHER: Tan ağartısı

SEL: Taşkın su

SELDA: Bir söğüt cinsi

SELEN: Haber, müjde

SELİN: Gür akan su

SELİNTİ: Ufak sel

SELİS: Akıcı söz

SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan

SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijerya ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçliği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.

SELVİ: İnce uzun ağaç

SEMA: Gökyüzü; Göç

SEMANUR: Nurlu gökyüzü

SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik

SEMİRAMİS: Basil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur kraliçesi

SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adı

SENAHAN: Metheden, alkışlayan, öven

SENAR: Yar, aşık, seven insan

SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel

SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç

SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı

SEREN: Gemi direği

SERPİN: Yağmur

SERRA: Rahatlık,kolaylık

SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında

SEVAL: Severek al anlamında

SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek

SEVDEM: Sevginin en son demi

SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan

SEVGİ: İnsanı bir şeye yada bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu

SEVİL: Her zaman sevilen biri ol

SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi yada bir şeyde bulunan o kişi yada şeyi başkalarına sevdiren özellik

SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku

SEYLAN: Sel, akma, akış

SEYYAL: Akıcı, akışkan

SEZEN: Hisseden, sezgili

SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş yada olacak bir şeyi duyumsar

SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği

SEZİN: Sezinleme işi, sezme

SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ

SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca "si belle": öylesine güzel anlamında)

SİM: Gümüş gibi parlak ve beyaz

SİMA: Yüz, çehre

SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler

SİMİRNA: İzmir'in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı. (Başka bir kaynakta ise, Amazon savaşçıların kraliçesi Symirna İzmirli bir prens ie evlenir ve prens bunun anısına şehre Symirna adını verir) (Öneren: Nuray Bulgar)

SİMTEN: Sim+Ten

SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim

SİTARE: Yıldız

SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen

SONGÜZ: Kasım ayının halk arasındaki adı

SONYAZ: Sonbahar

SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı

SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi

SUNA: Boylu, pozlu, yakışıklı

SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek

ŞAHBANU: Hükümdar eşi

ŞAHİKA: Dağ doruğu.

ŞAN: Şöhret.

ŞAYESTE: Yaraşan ,yakışan.

ŞEBBOY: Güzel kokulu bir süs bitkisi

ŞEBNEM: Bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları.

ŞEHNAZ: Alaturka müzikte bir makam adı

ŞEHRAZAT: Kendi kendine yaşayan,özgür.

ŞELALE: Büyük çağlayan.

ŞERMİN: Utangaç,mahcup.

ŞEVVAL: Hicri takvime göre yılın onuncu ayı.

ŞEYDA: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş ,çılgın

ŞİİR: İmgelere,duygulara seslenen söz sanatı

ŞİMAL: Kuzey

ŞİRİN: Sevimli,cana yakın

ŞÖLEN: Kutlama niteliğindeki yemekli toplantı

ŞÖLENDE: Bir olayı kutlamak amacıyla yapılan yemekli toplantı.

ŞULE: Ateş alevi

TAMAR: Damar

TANGO: Özel ritimli,çift kişilik ağır bir dans

TANYELİ: Sabah olurken çıkan hafif rüzgar

TİLBE: Gezginci ozan

TILSIM: Esrarlı ve olağanüstü güç taşıdığına inanılan nesne

TOMRİS: MÖ.. 6 yy da yaşamış bir kraliçenin adı

TÖREN: Anma , kutlama , karşılama , evlenme vb. için yapılan toplantı

TUĞBA: Dalları bütün cenneti gölgeleyen kutsal ağaç

TUĞÇE: Kadın sultanın başındaki tuğ

TULU: Gökcisimlerinin doğuşu

TUTKU: Aşırı özlem , gönül verilen

TUTYA: Göze çekilen sürme.

TÜLİN: Ayın çevresinde oluşan hale

TÜMAY: Dolunay

TÜRKUVAZ: Türk rengi de denilen mavi renkte değerli bir taş

TÜRKÜ: Halk şiirinde kendisine özgü ezgisiyle söylenen uyaklı nazım biçimi

TÜVANA: Dinç , canlı



UMAY: Çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan tanrıça

ÜLGEN: Bir iyilik Tanrısının adı.Yüce

ÜLGER: Şeftalideki ince tüy.

ÜLKER: Yedi yıldızdan oluşan takım yıldızı

ÜLKÜ-M: Uğrunda özveride bulunmaktan çekişilmeyen yüce dilek

ÜRÜN: Doğadan elde edilen yararlı şeyler.

ÜVERCİNKA: Güvercin kanadı.

ÜZÜM: Asmanın salkım durumundaki meyve


VENÜS: Bir gezegen adı

VERDA: Gül

VERDİNAZ: Nazların gülü

VİLDAN: Yeni doğmuş çocuk

VUSLAT: Sevgiliye kavuşma

YAĞMUR: Havadaki buharın su damlaları halinde yere düşmesi

YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses

YAPRAK: Bitkilerin çeşitli biçimdeki yeşil bölümü

YAR: Dost , sevgili

YAREN: Arkadaş , yakın

YASEMİN: Çiçekleri güzel kokulu süs bitkisi

YAZGI: Önceden belirlenmişlik,gerçekleşmesi mutlak olan

YAZGÜLÜ: Baharın ilk günlerinde çocuğa verilen ad

YELDA: Uzun ve kara olan şey

YELİZ: Rüzgarın hızı.Güzel,havadar

YENİAY: Yeni-ay

YEŞER: Yetişip yeşil renk almak

YEŞİM: Yeşil ve pembe renkli değerli bir taş

YILDIZ: Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinden her biri

YONCA: Uğur getirdiğine inanılan süs bitkisi

YOSUN: Suların yüzeyinde yada dibinde yetişen çiçeksiz bitki

YÖRÜK: Göçebe yaşayan Oğuz Türkleri

YURDAGÜL: Yurda-gül

YURDANUR: Yurda-nur

ZEREN: Kavrayışı güçlü ,zeki.

ZERRİN: Altın gibi sarı,parlak.

ZEYNEP: Değerli taşlar,mücevherler.

ZEYNO: Zeynep.

ZUHAL: Satürn gezegeni

ZÜLAL: Şakaklardan sarkan saç lülesi

ZÜLEYHA: Su perisi.İçimi güzel su

ZÜLÜF: Şakaklardan sarkan saç lülesi

ZÜMRA: Zeki bilgili kadın.

ZÜMRÜT: Parlak ve yeşil renkli değerli bir taş
_______________

Çevrimdışı öмєя

  • Ömer Faruk TÜMER
  • Administrator
  • Uzman
  • *
  • İleti: 2.005
  • Karizma Puanı: 1724
    • GörselSanatlar
Ynt: İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #1 : 18 Eylül 2007, 00:25:18 »
maalesef ömer i bulamadım ve zaten ömerin anlamıda yok :) ne ilginç değil mi?
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim A.B.D.  Grafik A.S.A. 2005



Çevrimdışı ..Ceylinin Annesi..

  • ...@yfer...
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.291
  • Karizma Puanı: 1921
Ynt: İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #2 : 18 Eylül 2007, 00:52:32 »
ayferin anlamınıda göremedim ama ben söyleyeyim ay ışıgı demek

Çevrimdışı ::.C@rMeN.::

  • <<.hTc.>>
  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 157
  • Karizma Puanı: 53
Ynt: İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #3 : 18 Eylül 2007, 01:37:54 »
bende ismimin ne anlama  geldiğini  göremedim ama güzel  kız isimleri  gördüm,bizde  kuzenimin  kızına  isim arıyoduk iyi  oldu  teşekkürler.....

Çevrimdışı turkulay

  • '' den den
  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 105
  • Karizma Puanı: 6
  • Bir varmış,bir varmış..
İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #4 : 26 Kasım 2007, 19:48:21 »
merhabalar,güzel seçilmiş bir konu bence...Tülay'ın ne anlama geldiğini göremedim ama ben söyleyeyim,incelikle düşle ilgili olan kişi demek..Olsun bitanem Tatlı meleğim kızımın ismini gördüm yani İrem,cennet bahçesi anlamına geliyor.
gİTTİN,sEN BANA GİTMEK İÇİN GELMİŞTİN.......

Çevrimdışı duяudoğ@

  • DENİZ
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.254
  • Karizma Puanı: 1284
İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #5 : 10 Aralık 2007, 16:16:48 »
teşekkürler canım,yukarıda isimlerinın anlamı olmayanlar burdan ekleyebilirler.melocum+1

Çevrimdışı Fîģũ®âtĩƒ

  • :)
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.203
  • Karizma Puanı: 1637
İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #6 : 10 Aralık 2007, 17:09:10 »
halenur var ben hale yi de yazayım , AYIN ETRAFINDAKİ IŞIK HALKASI ayla,ayça ve aylin ' le aynı anlamı taşır eşanlamlısı yani...

deli_ivane

  • Ziyaretçi
İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #7 : 10 Aralık 2007, 18:57:22 »
güzel bir paylaşım olmuş, ben de çok seviyorum ismimi de anlamını da   110b

Çevrimdışı ilkyaz

  • Çalışkan
  • ****
  • İleti: 527
  • Karizma Puanı: 123
İsimlerimizin Anlamları
« Yanıtla #8 : 10 Aralık 2007, 18:59:22 »
Nihal Güzel alımlı ve uzun boylu kadın demek.Çocukken ismimi hiç sevmezdim.İlkyaz ı da bilmeyen yoktur sanırım.

Bügün yüzünde bir başka güzellik var senin
Bu gün dudağında bir başka tad var
Boyunda bir başka yücelik
Bu gün kırmızı gülün bir başka daldan
Bakarsın bu gün sever bu yürek
Yarın sevilir bakarsın
Yüreğimin önünde başka yarınlar var.