Gönderen Konu: Önemli olmak mı? Değerli olmak mı?  (Okunma sayısı 1185 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

F@tos

  • Ziyaretçi
Önemli olmak mı? Değerli olmak mı?
« : 24 Haziran 2007, 17:12:22 »

Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde tutsaklık günleri.
Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir.
Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir.
Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:
- "Nazım da buradaymış çağır da görelim nasıl biridir?" der.
Nazım'ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım'ı tepeden tırnağa süzer ve:
-"Demek Nazım sizsiniz" der. Nazım'a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, "gidebilirsiniz" der.
Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:
-Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş
hemen atılır:
-Kim duymaz Hayyam'ı.
 Nazım:
-Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar.
Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür : "görüyorsunuz sanatcıyı
anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama
dönemin Adalet Bakanı'nı ve sizi kimse anımsamayacak" der, çıkar.
Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım'ı geri çağırır ama
Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur.
Sahi, o dönemin Adalet Bakanı kimdi??