Görsel Sanatlar Platformu - GorselSanatlar.org
GENEL KATEGORİ => Forum Kullanımı => ARŞİV => Konuyu başlatan: ...:::£sra:::... - 19 Şubat 2008, 00:25:10
-
Doğal Güzellikler
Kanyonlar
Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce Köyü’nün biri girişinde, diğeri Kozcağız Mahallesi’ndeki kanyonlar foto safari ve yaban hayatı koruma alanı olarak düzenlenmiş, bakir bir turizm seçeneğidir.
Tokatlı –Gümüş Deresi boyu
Bağlar ölü-Bulak Deresi
Çarşı Aşağı Tabakhane-Dereköy Değirmeni
Çarşı _ Yukarı Tabakhane –Akpınar Sokak
Akçasu Kaçak Camisi-Uzunkır
Bulak Mağarası -Çarşı Dışkale Altı-Dibanoz
Gümüş-Misakı Milli-Kanlıkaya bölgede trekinge elverişli parkurlardır.
[eklenti yönetici tarafından silindi]
-
Yaylalar
Uluyayla: Safranbolu´ya 50 km. uzaklıkta olup Safranbolu-Ulus ve Eflani İlçelerinin kesiştiği bir noktada bulunmaktadır. 280 hektarlık 7km uzunluğundaki Uluyayla, çevresindeki ormanlarda pek çok ağaç çeşidini ve yaban hayatını barındırmaktadır. Ortada bulunan gölet, içinden yer altı nehrinin geçtiği mağara ve çeşitli sporlara elverişli yamaçları Uluyayla´nın güzelliğini artırmaktadır.
Sarıçiçek Yaylası: Safranbolu´ya 8 km uzaklıkta olan bu yayla kamp, dağcılık ve geziler için oldukça uygundur.
[eklenti yönetici tarafından silindi]
-
Mağaralar
Bulak(Mencilis) Mağarası
Karabük’e bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile sınır teşkil ettiği mağara tabir edilen yerindedir.
İlçe merkezine (Çarşı’dan 8,5), Bağlar Değirmenbaşından 5 km uzaklıktadır.
Mağaranın iki girişi bulunmaktadır. İlk giriş, su çıkışının olduğu bir ağızdan yapılmaktadır.
Ancak 30 m sonra bu çıkış bir sifonla sonlanmaktadır.
İkinci giriş ise aktif çıkış ağzının arkasında yer alan tepenin solunda fosil bir ağızdan yapılmaktadır.
Mencilis Mağarası’nın toplam uzunluğu 2.725 m’dir.
Mağarada 3, 5, 11 ve 15 m’lik dört iniş yer almaktadır.
Mağaranın 350 metrelik kısmı ışıklandırılarak turizme açılmıştır.
Hızar Mağarası
İlçenin Danaköy hudutları içersindedir.
Bağlar Değirmenbaşı semtine uzaklığı 5 km.´dir. Mağara yatay gelişmiş ve fosildir.
Büyük bir ağızdan girilen mağara bir ana galeri ve iki yan pasajdan oluşmaktadır.
Bu mağaraların dışında Uluyayla´da henüz yeterince keşfedilmemiş büyük bir mağara girişi ile
ormanın iç kesimlerinde derin çukurluk biçiminde ilginç jeolojik oluşumlar mevcuttur.
Ağzıkara Mağarası
Harmancık Köyünde bulunan Ağzı Kara Mağarası
sarkıt, dikit ve diğer jeolojik oluşumlar bakımından
farklı bir güzellik ve zenginlik içermekte olup henüz turizme açılmamıştır.
[eklenti yönetici tarafından silindi]
-
Müze Köy: "YÖRÜK"
Safranbolu’ya 11 km uzaklıktaki “Müze Köy’e” Safranbolu-Araç karayolu üzerinden gidilmektedir. Kültür Bakanlığı tarafından 1997 yılında gerçek bir Türk-Türkmen Köyü oluşu ve tarihi yapılarının görkemi nedeniyle koruma altına alınmıştır. Safranbolu’nun küçük bir maketidir. 93 tescilli eser bulunmaktadır.
16.yüzyılda Safranbolu yöresinde yaşayan göçebe cemaatlere“Yörükan-Taraklı” ya da “Yörükan-ı Taraklıborlu” adı verilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Safranbolu, biri bugünkü Safranbolu ilçe merkezinde Medine-i Taraklıborlu diğeri merkezi bugünkü Yörük Köyü adını taşıyan aşiretler için kurulmuş olan Yörükan-ı Taraklıborlu adını taşıyan iki ayrı kazadır. Her iki kazanın da merkezi Kütahya olan Anadolu Beylerbeyinin Bolu Sancağına bağlı olduğu bilinmektedir.
Yörük köyü ile ilgili yazılı efsanelerde, Yörüklerin 14.15. yüzyıllarda göçer durumda oldukları kendilerine özgü vergi düzeni ile ayrı bir “kariye” teşkil edecek şekilde bir kadıya bağlanıp zaman içerisinde yerleştirildikleri ve bu kazanın merkezi olarak bugünkü Yörük Köyünün tespit edildiği ve yüzyıllar boyunca konumlarını devam ettirdikleri anlaşılmaktadır.
Köyün yaşlılarının kendi atalarından duydukları efsaneye göre; Osmanlının başlangıcı olan Kayı Boyunun Karakeçili Aşiretine bağlı olarak buraya yani, Safranbolu’nun Taraklı Borlu yöresine, geniş aileleri ve hayvanları ile 3 kardeş gelmişler. Adları; Hüseyin, Hacı ve Davut’tur. Bu geniş oba yerleşirken, büyük kardeş Hüseyin, bu Yörük Kariyesini kurmuştur. Diğer kardeşler de yine kendi adlarını taşıyan “Hacılar Obası ve “Davut Obası’nı” kurmuşlardır.
19.yy ikinci yarısında özellikle ll.Abdülhamit döneminde, Yıldız Sarayının muhafız biriminde Karakeçili aşireti bireylerinin yer aldığı , hatta sarayın dış binaları ve bahçeleri Arnavut ve Boşnak kökenli muhafızların korumasına bırakılmışken, Hünkarın yattığı binanın gece ve iç güvenliğinin Karakeçili Aşiretinden gelme elemanlara emanet edildiği bilinmektedir.
Bu askerlik hizmetleri dolayısıyla bir dönem Yeniçeriler yoluyla Bektaşilik dünya görüşünün Yörük Köyü’nde bazı aileleri etkilediği, fakat 19. yy başlarında bu etkinin ortadan kalktığı Köydeki mezar taşlarının incelenmesinden anlaşılıyor.
Safranbolu’nun aksine arsa ve engebeli arazi sorunu olmayan Yörük’lüler evlerini nerede ise bitişik nizamda inşa etmişlerdir. Anadolu köylerinde genellikle görülen ev kümelenmesi yerine ana cadde boyunca yapılanmışlardır. Evlerin tümünün kendilerine ait bahçeleri vardır. Yörük’ün kent boyutlu evlerinde kırsal bir yaşam hakimdir. Osmanlı dönemi klasik üslubun ev mimarisindeki en güzel örnekleri ile dolu ve bilinen köy evi tarzının dışındaki konaklardan oluşan bir yerleşimdir.
[eklenti yönetici tarafından silindi]
-
Arkeolojik Alanlar
İlk çağ tarihlerinde Paflagonya olarak bilinen yörede saptanan 116 kaya mezarının büyük çoğunluğu Karabük ili ve çevresinde yer almaktadır. Safranbolu´nun Gündoğan, Üçbölük, Hacılarobası ve Çavuşlar köyleri çevresinde Roma dönemine ait pek çok kaya mezarı bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden 4´ü Hacılarobası köyünde, 5´i Üçbölük köyünde bulunmaktadır. Bir temel kazısında çıkarılan Roma dönemine ait mezar alınlığı bulunmaktadır.
Arkeolojik açıdan tespiti yapılan Gümüş semtinde yer alan “Büyük Göztepe”, Konarı Köyünde “Kocatepe”, Barış Mahallesindeki “Küçük Göztepe”, Yukarı Çiftlik Köyündeki “Keten”, Yolbaşı Köyünde bulunan “Özenler ve Değirmenciler” tümülüsleri önemli olanlarıdır.
[eklenti yönetici tarafından silindi]
[eklenti yönetici tarafından silindi]