onu gördüm..kendinden geçmiş bir halde..
geziniyordu..elinde bir bavulla..
boynunda kocaman bir pankartla...
pankarta yazılana takılırken gözüm
bir yandanda onu seziyorum..
şöyle başlıyordu...yaşamak istiyorum yaşamak
bir mavi tonunda renk olmak
beni mavi yerine kırmızıya boyadılar
ben yeşil yapraklarda su damlacığı olmak istedim
beni bir çölde kum taneciği yaptılar.
yaşamak istiyorum yaşamak..
bu saatten sonra bağımsızlığımı ilan ediyorum...
ben mutluluk devletinin başkanıyım.
ben sevda ülkesinin prensesiyim..
ben ekonomisi sevgi üstüne kurulan tek devletim...
ve her yalpalanışında..dahada büyüdu gözleri faltaşı gibi.
birden düşüverdi..oracığa evet herzaman gelipte
yaprağında bir damlacık su olmak için çırpındığı ağacın dibine
gözleri dünyaya mavi mavi bakıyordu hala..
ben yavaş yavaş yaklaştım yanına..nefesi tükenmişti....
belkide bir yürekte nefes olmak istemişti çektiği nefes gibi.
ve mavi mavi yaşama bakan gözlerine baktım
o maviliği bende yaşamak için değil
mavilerine maviler katmak için.
bir papatya kopardım yüreğimden.
uzattım kendisine ve sonra fısıldadım tek kelime..
hoşgeldin..yüreğine cemre düşenlerin dünyasına