Gönderen Konu: **Karikatürist Zeki Beyner ile Röportaj**  (Okunma sayısı 3721 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı B૯ηбüL

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 4.432
  • Karizma Puanı: 1631
    • seyfullah sünbül
**Karikatürist Zeki Beyner ile Röportaj**
« : 07 Mart 2008, 19:29:28 »


Zeki Beyner Dünyayı Yüreğinde Gezdiriyor…
İki çizgi darbesiyle dünyalar yaratan karikatürist Zeki Beyner, hayatı sokakta, sanatını Akbaba Dergisi’nde öğrendi. “Akbaba okulu”nun yaşayan az sayıdaki karikatüristinden biri olan Beyner, “Ben çizgiyle yaşıyorum” diyor.

Onu ayakta tutan iki unsurdan biri yaşama hırsı, diğeri çizgi.
Dünyayı yüreğinde gezdiriyor, kimse farkında değil.
Hayatını önüne katmış kovalıyor.
Hayatı sokakta, karikatürü Akbaba Dergisi’nde öğrendi, sanatıyla tanındı.
O bir derviş aynı zamanda.
Dervişin kendisini tanımak isteyenlere gönül kapıları hep açık, ama kimse farkında değil.
İki çizgi darbesiyle dünyalar yaratan karikatürist Zeki Beyner’i anlatama çalışıyorum sizlere.
Hayır, ben anlatmayayım, o anlatsın kendini.
Ben aradan çekiliyorum.

• 1936 yılında Fatih’te doğdum. Kimsesiz çocuklardan biriyim. Anasız babasız sokaklarda büyüdüm. Çocukluğum, gençliğim Karacaahmet’te geçti. Mezarlıkta yatıyordum. 20 yaşına kadar hep sokaklardaydım. Vapur iskelelerinin yolcu salonlarında, Üsküdar Paşakapısı’ndaki adliyenin duruşma salonlarında kışın soğuktan korunmaya çalışırdım. Sokaklarda büyüdüm ama kendimi korumasını da bildim. Hiç eğitim görmedim, okula gitmedim. Okuma yazmayı kendi kendime öğrendim.

Akbaba’nın kapısında
• Karacaahmet’te bir öğretmen albay vardı. Beni Cumhuriyet Gazetesi’ne yazar Abidin Daver’e gönderdi. Gazeteye gittim ama Daver’i bulamadım. Onun yerine gazetenin arşivinde çalışan ressam Elif Naci’yle tanıştım. Beni ilgiyle karşıladı. O kadar çok ilgi gösterdi ki, alay ediyor sandım. Üç karikatür göstermiştim., baktı beğendi. Elif Naci beni daha sonra Cumhuriyet’in sanat sayfalarını hazırlayan Vahdet Gültekin’le tanıştırdı. “Bu çocuğun karikatürlerini kullan” dedi. Yıl 1957-1958. Vahdet Bey de karikatürlerimi beğendi ama “Burada para vermezler. Ben seni Akbaba’ya göndereceğim” diyerek derginin sekreteri Selami Yurdatap’ı görmemi istedi. Gazete’den ayrıldıktan sonra saatlerce dolaştım ve o geceyi Sultanahmet parkı’nda geçirdim. Sabah oldu. Saat 09.00’da Akbaba’nın kapısını çaldım. Hiçbir şey söylemeden elimdeki karikatürleri kapıyı açana uzattım. O zamanlar Zeytinburnu’nda gecekondu yüzünden çok cinayet işleniyordu, kavgalar çoktu. Onunla ilgili karikatür de çizmiştim. “Karikatürleri alan bunlar çok güzel gerçi çizgileriniz biraz zayıf ama espriler usta işi” dedi ve kullanacağını söyledi. Ben de kapıyı açana, “Selami Bey teşekkür ederim” dedim. O zaman kapıdaki kişi “Ben Selami değil, Aziz Nesin’im” dedi. Meğer Aziz Nesin Akbaba’da yatıyor ve dergiye takma isimle yazılar yazıyormuş. Bunu sonradan öğrendim. Dergiden ayrılırken Aziz Bey yeni karikatürler getirmemi istedi. Böylelikle ilk karikatürlerim Akbaba dergisinde yayınladı.
• Aziz Nesin’in adını  ilk kez şöyle öğrenmiştim: Karacaahmet’te yaşarken mahallenin kadınları beni alışveriş için bakkala gönderirdi. Küçüktüm. O zamanlar kesekağıtları gazete kağıdından yapılırdı. Boş kesekağıtlarını daha sonra komşulardan alır, okumaya çalışırdım. İşte  onun adına ilk kez kesekağıtlarını okurken rastladım. Gazete “Aziz Nesin yurt dışına kaçarken yakalandı” diye yazıyordu. Benimle çok ilgilendi. Ondan çok şey öğrendim.

Ortaçla Tanışma
• Akbaba’nın sahibi  Yusuf Ziya Ortaç’la hastalığım dolayısıyla tanıştım. Yusuf Ziya Bey hasta olduğumu öğrenince beni hastaneye, Ord. Prof. Kazım İsmail Gürkan’a gönderdi. Ortaç Gürkan’a “Bu çocuğu kurtarın, bu çocuğu bana kazandırın” demiş. O hastalığı ve daha nice hastalıkları yaşama hırsım sayesinde atlattım.
• Akbaba’da çizmeye başladıktan sonra hiçbir yere karikatür vermedim. Ben, Zeki Beyner Akbaba’da oldum. Karikatür merakım kendiliğinden oluştu. Belki gizli bir yetenek, bilemeyeceğim. Bir de Orhan Ural’ın etkisi olmuştur sanıyorum. Ural o zamanlar Son Posta Gazetesi’nde çiziyordu. Ben vapurda Son Posta’yı okuyanların gazetelerine dikkatlice bakardım. Ural’ın çizgilerini incelerdim. Ama karikatürde kendi kendimi yetiştirdim. Ustam yok. “Bir ustam var” demek hem ustalara, hem bana haksızlık olur.
• Ben çizgiyle yaşıyorum. Akbaba’da 12 – 13 sene parça başı gerisi kadrolu 25 sene çalıştım. 20 yıl da Hürriyet Gazetesi’nin yayınladığı Çarşaf Dergisi’nde çalıştım. Ankara’da Yeni Tanin ve Bizim Gazete’den başka gazetelerde çalışmadım. Aziz Nesin, Yusuf Ziya Ortaç dışında Rıfat Ilgaz, Mim Uykusuz ve Mıstık’ın ilgisini ve desteğini gördüm.
• Karikatür, çizgiyle yorumdur. Yaşayan karikatüristlerden Cafer Zorlu’yu çok beğenirim. Cafer Çok büyük sanatçıdır, üretkendir. Geçmişte Cemal Nadir var. Kendinizi veremezsiniz karikatür çizemezsiniz.
• Karikatürün estetiğe dayanması gerekir. Güzel karikatürde”Güzel” de olmalıdır. Kadın güzel olduğu için karikatürde ayrı bir yeri var. Kadın güzel yaratık. Kadın olmazsa hiçbir şey olmaz. Kadında hareket ve bereket var.

alıntıdır.

[eklenti yönetici tarafından silindi]

[eklenti yönetici tarafından silindi]

Çevrimdışı Fîģũ®âtĩƒ

  • :)
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.203
  • Karizma Puanı: 1637
**Karikatürist Zeki Beyner ile Röportaj**
« Yanıtla #1 : 07 Mart 2008, 19:56:12 »

Karikatürün estetiğe dayanması gerekir. Güzel karikatürde”Güzel” de olmalıdır. Kadın güzel olduğu için karikatürde ayrı bir yeri var. Kadın güzel yaratık. Kadın olmazsa hiçbir şey olmaz. Kadında hareket ve bereket var.
sözlerıne bakınca zeki beynerin tam da 8 mart kadınlar gunu için harıka bir konu olmus bengulcum karızma engelde ama borcum olsun sana   110b  110b
çarşaf dergılerını çok okurdum eskıden  110b zeki beyner de  Çarşaf dergisinin kapak çizeriydi  110b 110b
« Son Düzenleme: 07 Mart 2008, 19:58:25 Gönderen: Leda »

Çevrimdışı B૯ηбüL

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 4.432
  • Karizma Puanı: 1631
    • seyfullah sünbül
**Karikatürist Zeki Beyner ile Röportaj**
« Yanıtla #2 : 07 Mart 2008, 20:10:31 »
Güzel yorumun ve ilgin için teşekkürler halecim   110b ben kadınlar günü olduğunu unutmuşum iyimi  380a 380a 380a