Gönderen Konu: "Makineyi boyuna asmakla beyne asmak arasında fark var"  (Okunma sayısı 1843 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ilker

  • İlker ÖZTÜRK
  • Administrator
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 8.584
  • Karizma Puanı: 1877
    • GorselSanatlar.NET

Uluslararası Fotoğraf Federasyonu'nca onur unvanı verilen Tuğrul Çakar, "Fotoğrafın kendini savunması, susmaması gerekir"diyor. Çakar, yazılarında ve konuşma olanağı bulduğu ortamlarda, fotoğrafın sanata hapsedilmek istenmesinden yakınıyor.

Serdar Ağır

Cumhuriyet / Hafta Sonu-Tuğrul Çakar, fotoğrafın teknoloji olduğuna, sanata yaklaşabilmesinin, sanat eğitiminden nasipsiz fotoğrafçılarla olmayacağına, bunun ancak vizörün arkasında bir sanatçının varlığı ile mümkün olabileceğine inanıyor.

Yazılarında ve konuşma olanağı bulduğu ortamlarda, fotoğrafın sanata hapsedilmek istenmesinden yakınıyor. Fotoğrafın sanat dışındaki işlevlerinin önemine değiniyor. Fotoğrafta sanat söz konusu olduğunda, aranması gerekenin, fotoğraf sanatçısı değil sanatçı olması gerektiğine inanıyor.

Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Bilkent Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Fakültelerinde öğretim görevlisi Tuğrul Çakar, Ankara’daki atölyesinde, fotoğraf, fotoğraf yazıları ve öykü denemelerini sürdürüyor.

Susmamalı

Fotoğraflarının aldığı ödül sayısından söz etmiyor bizlere. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor: “Örneğin 60 ödül almış olabilirim. O halde 60 adet iyi fotoğraf yapmış olmalıyım. Oysa, işte oldu diyebildiğim fotoğraflarımın sayısı çok daha az. Öyleyse aldığım ödül sayısının bir ölçüsüymüş gibi sunmaktan kaçınmalıyım.”

Uluslararası Fotoğraf Federasyonu (FİAP) tarafından “AFİAP” unvanı(kurumun verdiği onur unvanı) ile onurlandırılan, İngiltere’de yayınlanan “The Photographer” dergisinde makalesi eşliğinde portfolyosuna yer verilen Tuğrul Çakar’la fotoğraf üzerine tatlı bir sohbet yaptık...

 

- Bir fotoğraf karesi nelere sahip olmalı?

“Fotoğraf bir anlatım aracıdır. Söyleyeceğini izleyiciyi yormadan söyleyebilmelidir. Başka gözlere taşınacak olan görüntü içindeki söylem izleyici ile hemen buluşabilmelidir. Konuyu fotoğrafçı, fotoğraf ve tüketici üçgeni içinde ele alırsak bu üç unsuru bir araya getirmek zordur. Fotoğrafçının fotoğrafını izleyecek olanlarla yüz yüze gelip fotoğrafını savunması her zaman mümkün değildir. Bu durumda da fotoğrafın kendisini savunması, susmaması gerekecektir.”

 

- Fotoğraf  “sanat” mı, yoksa tarihi belgeleyen unsur mudur?

“Fotoğrafın haber, anı, belge, tanıtım aracı olabildiğini, daha da önemlisi neredeyse bütün bilimsel çalışmaların vazgeçilemez yardımcı elemanı olabildiğini biliyoruz. Sanatsal kaygılarla tüketilen fotoğraf sayısı, fotoğrafın diğer işlevleri için tüketilen fotoğraf sayısının binde biri bile değildir. Oysa diğer görsel sanat alanlarında sanatsal işlev ön plandadır. Elbette fotoğraf sanat olamaz demiyorum. Ancak fotoğrafın sanat olabilmesi, vizörün arkasında bir sanatçının varlığı ile mümkündür. Fotoğraf makinenizi boynunuza asmakla beyninize asmak arasındaki farkı kastediyorum. İşte o nedenle aranması gereken fotoğraf sanatçısı değil sanatçıdır.”

 

- Fotoğrafla ölüm arasına bir bağ var mıdır?

“Hem de çok yakın bir bağ var. Canlılar için hayat bitmekle, yani ölümle sonlanır. Fotoğraf çok küçük bir an parçasını dondurmayı becerebilse de zamanı durdurmayı başaramaz. Zaman akıp gidecek ve son gelecektir. İnsan bunun bilincindedir. Hatırlanma, unutulmama isteği de bu yüzden başlar. Fotoğraf bu isteği bir ölçüde karşılayabilecektir. Gülümsemeyi neredeyse unutmuş insanlarımızın bile, fotoğrafları çekilmeden önce gülümsemeye çalışmaları, giysilerini düzeltmeleri, bakımlı görünmeye çalışmaları, hiç kaçamayacakları ölüm gerçeğinden sıyrılamayıp hiç değilse hatırlanmaya sığınmaları belki de bu yüzdendir."

 

- Fotoğraf çekerken neyi arıyor gözleriniz?

“Pek önemseniyor olmasa da bakmakla görmek arasında çok büyük farklar var. Fotoğraf çekerken o farkı başka gözlere de götürebilecek ayrıntılar ararım hep. Görebilmenin insanları yalnızca fotoğrafta değil tüm bir yaşamda olgunluğa - bir anlamda bilgeliğe- götürebileceğine inanırım.”

 

- Fotoğraf kadar gerçek mi hayatımız?

“Fotoğraf değil hayatımız gerçek diye düşünürüm hep. Bir an parçasını yaşam akışının yorucu senaryosundan ayırmak doğru ile tanımlamaz diye düşünüyorum.

14 Mart 2009
www.cumhuriyet.com.tr
Selçuk Üniversitesi - Seramik - 1998
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Resim İş - 2004
Düzce Yunus Emre Ortaokulu


Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.