Gönderen Konu: EĞİTİCİ HİKAYELER2  (Okunma sayısı 2283 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı **aslı**

  • KENDİSİ
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 4.373
  • Karizma Puanı: 1342
  • ...SENLE BEN, BATI-DOĞU; AMA DÜNYA YUVARLAK...
EĞİTİCİ HİKAYELER2
« : 25 Ekim 2007, 23:13:14 »

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş.Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıstı, belki üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, üzerindeki toprakta biten otları yemek isteyen eşegin ağırlığını çekemedi ve güm diye eşeği yuttu kuyu. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek ve hayvanı kuyuya gömmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu.Köylülerin ağzı açık kalakaldı.
Kıssadan hisse; Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. (Ne bazeni, çoğu zaman.)
Üstümüzü toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile !
__._,_.___
KÖPRÜ
*Bir zamanlar yan yana ciftliklerde yasayan 2 kardes anlasmazliga duserler.
40 yil yan yana yasayan, makinalari paylasan ve is bolumu yapan kardesler
icin bu ciddi bir durumdu. İsler gittikce sarpa sardi ve sonunda karsilikli
kotu sozler sarf edilmeye baslandi ve nihayetinde gunlerce sessizlik takip
etti.

Bir sabah John'un kapisi calindi. Kapiyi acinca John karsisinda alet kutusu
ile bir marangoz buldu. Marangoz "birkac gunluk is ariyorum" dedi. "Belki
buralarda birkac kucuk isiniz vardir. Size yardim edebilir miyim?". "Evet"
der buyuk kardes, "Senin icin bir isim var. Ciftlikteki cayin arkasina bak.
Orada komsum var ama aslinda o kucuk kardesim. Gecen hafta aramizda bir
cayir vardi ama o buldozerini nehrin seddine surdu ve simdi aramizda bir cay
var. Bunu bana ragmen yapmis olabilir ama ben daha iyisini yapacagim. Surada
gordugun kereste yigini var ya, senden bunlarla 2,5 metrelik bir cit insaa
etmeni istiyorum. Boylece onun yerini gormeme gerek kalmayacak.

Marangoz, "Sanirim durumu anladim. Bana gerekli aletleri verin, sizi memnun
edecek bir is cikartacagimi saniyoeum." der. Buyuk kardesin arac gerec icin
kasabaya gitmesi gerekir ve malzemeyi getirdikten sonra gunun geri kalan
kisminda ciftlikten uzaklasir. Marangoz butun gun olcumler ve diger islerle
ugrasir ve isini bitirir. John gelince gozleri acilir ve saskinliktan agzi
acik kalir. Ortada cit falan yoktur. Marangozun yaptigi bir koprudur. Cayin
bir tarafindan diger tarafinda bir kopru. Ve nefis bir iscilik.

Ve John, komsu kucuk kardesinin kollarini acarak kopruden geldigini gorur.

"Sen ne iyi bir dostsun ki tum yaptiklarima ragmen bu kopruyu insaa ettin".
İki kardes koprunun ortasinda bulusur ve birbirlerinin elini tutarlar.
Arkalarina baktiklarinda marangozun alet cantasini alip gitmeye
hazirlandigini gorurler. "Hayir, bekle!" Birkac gun daha kal. Senin icin pek
cok projem var" der buyuk kardes.

"Kalmak isterdim" der marangoz'."ama insaa edecek daha cok kopruler
var".