tanerbey öğretmenim, güzel katılımınız için teşekkür ederim +1 ama 2 saat engeline takıldım sanırım, borcum olsun efendim, 820a

tutku öğretmenim teşekkürler benden de size+1

Tutkucum öncelikle açtığın konu için +1 ini veriim.
MKÜ mezunları daha fena durumdaydılar, hele ilk mezunları. Yeni mezun olmuş idealist asistanlarımız derse girip bizi sanatçı gibi yetiştirmeye çalıştılar. Buna karşılık bölüm kurucumuz sanat eğitimcisi(Türkiye'deki bikaç isimden biridir) Olcay hoca ise öğretmen olacaksınız diye kafamıza kafamıza vurup, açtığımız kişisel sergilere bile kızardı.Öyle bi arada kalmışlık ki bizimkisi..
Aslında size katılıyorum ne sanat eğitimcisi ne de sanatçı eğitimi alabildik.
Çünkü hocalarımız bile net diillerdi ne yetiştirmeleri gerektiği konusunda... tabi bu bencesi.

4. sınıf okulun son günü atölye hocamız topladı hepimizi dedik veda konuşması yapacak hoca bizden özür dileyip şoka soktu bizi özür sebebi kusura bakmayın şartlar dahilinde bende aslında bir sanatçı olarak öğretmenlik eğitiminin verildiği bir kurumda olmamam gerekirken burdayım ve hiç birinizi öğretmen olarak değil sanatçı olarak yetiştirdim herkes hönk nasıl yani diye neyse o sıra dms sınavı konmuştu ya onunderdine düştük durmadık üstünde kendimizce çok şey biliyoz ya,yaz tatili sonu atama başvuruları yapılacak resim öğretmenleri başvuru kağıtlarında resim öğretmeni olarak atanamazsınız iş eğitimi öğretmeni olarakda atanmak istermisiniz diye bir bölüm vardı hocanın okulun son günü şartlar dahilinde böyle oldu lafı aklıma geldi bende şartlar dahilinde açıkta kalmayı göze alamazdım o anda işaretledim tabi ve iş eğitimi kadrosunda atandım öğretmenliğimin ilk yıllarını bende hatırlamak istemiyorum ilçeye atandığım için okulda resim öğretmeni yoktu derslere ben giriyordum ve 1 dönem bitiiğinde dersin ilk günleri renk sıcalalarından falan konulara dalan ben dönem sonu çocuklra üç ana üç ara rengi öğrettiğim için kendimi süper ğretmen olarak adlediyordum çünki çoculara resmen anlatamıyordum gariplerde anlamıyorlarda seviyelerine inmem 2 yılımı aldı derken il merkezine tayin oldum tabi resim dersleride hayal oldu bana öğretmen çokluğunda doğuyu hizmetine tekrar ilçeye gelince 1 yıl daha girdim resim dersine şimdi tt öğretmeniyim bu arada zor bi aile yaşantım oldu bekarlıkta öyle okul dışı falan sanatsal çalışacak mekan ve zamanlara sahip olamadım hiç sonra evlilik çocuk derken

velhasılı diyeceğim ünide hocaların hakkını yemeyim gerçekten iyi bir sanat eğitimi aldımda almasına neye yarar ne uygulayacak alanda çalışıyorum nede artık uyguayacak hevesim kaldı şuanda dersine girdiğim öğrenciler köylerdeki birleştirilmiş sınıflrdan öyle vasat geliyorlarki elimze içler acısı tt dersinde 6. sınıf ilk adım uygulamasında şöyle bir soru var kağıtta oluşan geometrik kavramlar ne diye benim öğrenciler geometriyi 4-5. sınıfta görmüş olmaları gerekirken geometri ne öğretmenim diye bön bön bakıyorlar suratıma valla kimse kusura bakmasın tt dersini bile kalkıp türkiyenin 100 pilot okulunda uyguladık tuttu programı değiştiriyoruz diyen zihniyet gelsin anlatsın benim sınıfta geometri neymiş ben baktım kılavuzda anlatımı yokk eeee nerde kaldı benim sanat eğitimi ben gideyimde matematikçi arkadaşla ya kusura bakma ben sanat eğitimi aldım ama tt dersi öğretmeniyim zamanında aldığım sanat eğitimiylede sınıfta ders anlatamazdı şimdi yeni programlada anlatamıyorum bana geometri bu seviyedeki çocua nasıl anlatılıröğret diyeyim

uzattım arkadaşlar biraz kusura bakmayın burdaki şartların sıkıntısı dilimize vuruyor bizimde ama biz yinede vijdan meselesi gerekirse geometrininde ne olduğunu anlatıyoruz sınıfta malesef

Esra öğretmenim, yazdıklarınızı okurken çektiğiniz sıkıntıları duydum...hala da bu ve buna benzer olayları da yaşamıyoruz desem yalan olur...Ben hem doğu görevimi yaptım hem de güneye geldiğim 1995 yılında bir kasabada çalıştım....Siz geometri bilen yok diye yakınıyorsunuz ,doğru.Katılıyor ve ekliyorum ; maalesef Türkçe konuşuyoruz ama ANLAYAN yok. Türkçesi ve matematiği olmayan çocuklara ne görsel sanatlar ne de tt verilebilir...Sizin de dediğiniz gibi vicdanımızla hareket ediyoruz,ben de. İşte sizin de üniv öğretmeniniz itiraf etmiş,ne demiş...SİZE ÇOK İYİ SANAT EĞİTİMİ VERDİM AMA İYİ BİR ÖĞRETMEN OLARAK YETİŞTİRMEDİM...Bu tablo her şeyi açıklamıyor mu? biz okurken bölümün adı;Resim-İş eğitimi öğretmenliği idi. Şimdi güzel sanatlar olmuş.O yıllarda da çoğu öğretmenimizle yaptığımız sohbet ve tartışmalarda bize ''siz isterse seramik ASD mezunu, ister heykel ASD olun,diplomanızda RESİM-İŞ Öğretmeni yazacak...öyle de oldu...Bizler şimdi bu ortamda özgürce eleştirebiliyoruz, ama sesimizi onlara ulaştıramıyoruz...Bir ara Ankara'dayken elime öğretmen aylık kültür-eğitim dergisi geçmişti ama ne tam olarak adını hatırlayabiliyorum ne de hala sürüp sürmediğini...Arkadaşlar gerekli yerlere şu anda sıkıntılarını bizzat yaşayanlar olarak yazılarımızla ulaşabilsek diyorum, belki bizlerden sonrakiler için yararlı bir iş yapmış olabiliriz, ne dersiniz?
Bu arada Hayalperest öğretmenim, aramıza hoşgeldiniz,değerli katılımınız ve fikirlerinizi paylaştığınız için +1 benden size 820a