
Zeki Faik İzer, Balerin, 1947
Desen, sanatçının el izi gibidir, bir sonuç değil, tükenmeyen özgürlük alanıdır. Bu alanın sınırlarını saptamak bazen son derece zorlayıcıdır. Nelerin özbenliğin işaretleri, nelerin nedensiz gezinmeler olduğunu kestirebilmek için karmaşık bir ikili oyun içine çekilirsiniz. (...)Bir tablo resmi, her zaman sanatçıyı da, izleyiciyi de bilinç sınırlarının seçilmiş, belirlenmiş mesafeleri içinde ölçülü olmaya zorlar. Desen ise; yapıldığı kağıdın boyutlarıyla belirlenmiş görülen-bakılan arasındaki mesafeyi daha da yakına taşıyan, daha dar bir görüş mesafesine indirgeyen bir ilişki gereksinimi yanı sıra, doğrudan sanatçının kendisiyle karşılaşabileceğiniz bir yakınlık tayin eder. Burada sanatçının kendisinin bile ölçülere vuramadığı asıl kimliğiyle yüz yüze gelirsiniz.
Canan Beykal, Mehmet Güleryüz

At, M.Ö. 15.000-10.000
Mağara Resmi
"İnsanoğlu'nun yarattığı ilk sanat yapıtlarında, mağara resimlerinde görmüyor muyuz? Daha işin başında çizgi öne çıkıyor, önem kazanıyor. Örneğin, niçin, hangi gereksinme ile bir hayvan ya da insanı mağaranın duvarına çiziyordu atalarımız? Bunlar arasında bugün ne olduğunu bilmediğimiz biçimler de var. Gerçekten bilmiyoruz, ilkin söz mü vardı, yoksa çizgi mi? Yoksa ikisi aynı anda mı gelişti? Ama benim bildiğim bir şey var: Çizgi de sözcükler gibi, çizmek de konuşmak gibi bir gereksinmedir, kaçınılmaz, hatta organik diyeceğim bir gereksinme."
Abidin Dino, Kısa Hayat Öyküm

Namık İsmail
"Ben gerçekçiyim. Öyle görüyorum kendimi. Yani yaptığım şeyi görerek yapmam lazım. Ve çizmesini bilmem lazım. Çizmesini bilmediğim şeyi yapamam ki ben! Kimse yapamaz zaten. (...) Bence resmin abecesi evvela desendir. Desen çizmeden nasıl resim yapılır bilemiyorum. "Mebani" bilmeden mesela, mimarlık yapmak gibi... Bina bilgisi olmadan mimarlık olur mu? Anatomi bilmeden operatör olunur mu? Bence resmin esası, anası da babası da desen. Ben öyle görüyorum.
Cihat Burak, Simurg-Söyleşi

Sabri Berkel
Otuz sene sol omzumda deri bir çanta ve içinde boyanmaya, çizilmeye hazır bir defter ve malzemelerle gezdim. Coştum mu defter gün ışığına çıkar çantadan. Bazıları buna eskiz defteri filan diye bakarlar . Heyecan burada başlar belki, başka duraklarda devam eder ve bitebilir. (...) Defterden bir resmi bir tuvale, rengiyle biçimiyle-özüyle istesem de getiremem. Çünkü aynı heyecan, aynı tad, imkansız ikinci kez arz-ı endan etmez."
Burhan Uygur, Bir Kitapta Resim Şart

Rembrandt van Rijn, Fil,1637
Kağıt üstüne siyah pastel

Pablo Picasso, Horoz, 1938
Kağıt üstüne kömür