Gönderen Konu: Güncel Çizgi Roman Hberleri  (Okunma sayısı 45909 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #20 : 30 Eylül 2012, 11:59:57 »


ÇROP Kurucusu Bilgin Adalı Vefat Etti

ÇROP'un kurucularından ve ilk günden bu yana destekçilerinden çocuk ve gençlik edebiyatı yazarımız, eğitmen, belgesel sinema yönetmeni Bilgin Adalı dün aramızdan ayrıldı. Toprağı bol olsun, nur içinde yat Bilgin Dede...


[/size]
[/font][/color][/size]
[/color][/size]Bilgin Adalı (1944 - .... )[/size]
[/size]

[/size]11 Aralık 1944 tarihinde Safranbolu'da doğdu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda radyo ve televizyon programcılığı konusunda öğrenim gördü. 1968-1976 yılları arasında TRT Ankara Televizyonu’nun ilk yönetmenlerinden biri olarak Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Atatürk devrimlerini konu alan belgesel filmler, kültür ve sanat programları, çocuk ve gençlik programları hazırladı.Daha ilkokul öğrencisiyken öykü ve şiir yazmaya başlamıştı. Lise çağındayken, yazdığı öykü ve şiirler günün edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başladı. 70’li ve 80’li yıllarda o dönemin izlerini taşıyan şiirler yazdı. 1976’da Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Sinema TV Bölümü’nde Öğretim Görevlisi, daha sonra Bölüm Başkanı oldu.1984’te üniversiteden ayrılarak İstanbul’a gelen Bilgin Adalı bir süre çeşitli reklam ajanslarında reklam yazarı olarak çalıştı. Daha sonra, serbest reklam ve senaryo yazarlığı yaptı. Bilgin Adalı halen çocuklar ve gençler için kitaplar yazıyor, çeviri yapıyor.

Kitapları[/b]

Aşık Garip (Halk Hikayesi uyarlaması)
Barışın Tarihçesi (Şiirler)
Yaralı Kuşlar Tanığı (Şiirler)
Bencil Dev (Çocuk Oyunu)
Belgesel Sinema (Araştırma)
Kırlangıçlar Geçiyor Uzaktan (Öyküler)
Güncel Türkçe Yazım Kılavuzu
Havşan Öyküleri (Çocuk Öyküleri - 2 cilt)
Zaman Bisikleti (Çocuk Romanı)
Geçmişten Gelen Konuklar (Zaman Bisikleti- 2 - Çocuk Romanı)
Dünyamızın İlk Şafağı (Çatalhöyük Öyküleri - 1 - Çocuk Romanı)
Ateşin Çocukları (Çatalhöyük Öyküleri - 2 - Çocuk Romanı)
Bolluk ve Savaş (Çatalhöyük Öyküleri - 3 - Çocuk Romanı)
Mavi Gezegenin İlk İnsanları (Çocuk Romanı)
Dünya Artık Daha Güzel (Çocuk Romanı)
Çanakkale Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Dede Korkut Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Troya Savaşı ve İlyada Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Odysseia (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Gılgamış Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Kaledibi Sokağı (Roman)
Oğuz kağan Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan)
Protesto (Çeviri)
İyi Yaşamak İçin Yaratıcı Düşünmek (Çeviri)
İstanbullu Kız (Çeviri)
Beyaz Diş (Çeviri)
Eski Tüfekler (Çeviri)
Kaynak - [/color]Kim KimdirNot - Artık o 1944'ün karşısına 2012 yazmak gerekecek :(
[/size]
[/font][/color][/size]

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #21 : 12 Ekim 2012, 18:09:45 »

The Simurg (Zümrüd-ü Anka) Blue Lantern: Saint Walker

DC Comics okurlarının yakından bildiği gibi duygulardan beslenen güç yüzükleri yakın zamanda DC Evreninde ciddi değişiklere sebep olmuştu. "İrade" gücüyle çalışan yeşil yüzüğe aşina olanlar yeni yüzük ve taşıyıcılarıyla tanışarak yepyeni hikayeler alemine yolculuğa çıkmıştı, yolculuk halen de sürmekte. Yeşil yüzük "irade", Sarı yüzük "korku, Kırmızı yüzük "nefret", Çivit yüzük "merhamet", Turuncu yüzük "açgözlülük", Mavi yüzük "umut", Menekşe yüzük ise "aşk" duygularından beslenmektedir. Bu duyguları içlerinde çok güçlü barındıran seçilmiş kişiler yüzüklerinin güçlerine hükmedebilmektedirer. Her yüzüğün ortaya çıkışı farklı hikayelere sahiptir.
Benim bu yazıda özellikle ele almak istediğim yüzük Mavi olanı. Umut'u temsil eden yüzük ilk ortaya çıkışıyla Pers mitolojisinden esinlenmeler taşıyor gibidir: Simurg - Zümrüd-ü Anka
[/font][/size]

”En kutsal yol kişinin kendi arayışı için çıktığı Yol’dur”

“Her ne istiyorsan kendinde ara. Senin içinde bir can var, o canı ara
Senin dağının içinde hazine var, o hazineyi ara
Eğer yürüyen dervişi arıyorsan; Onu senden dışarıda değil
Kendi nefsinde ara!” Mevlana

“Gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.”

Yıllar önce Leman mizah dergisinde Simurg'u arayan, göklere uçan onlarca insanın hikayesini okuyana kadar bu efsaneyi hiç bilmiyordum. Bu hikayede uçanlar yavaş yavaş arayışlarından vazgeçerken sadece biri en uç noktaya ulaşıyor ve aralanan bulutlardan "Simurg sensin"le aydınlığa eriyordu.

Geriye bakınca bunun harika bir yorum olduğunu görüyorum. Hatta bu hikayenin Blue Lantern yorumunun da harika olduğunu düşünüyorum
  İran - Pers mitolojisine göre Zümrüd-ü Anka (Simurg) kuşa benzeyen, kanatlı, zaman zaman köpek başlı ve aslan pençeli bir yaratık olarak betimlenmiştir. Ölümsüz olduğu ileri sürülen Simurg aynı zamanda Bilgi Ağacı'nda yuva yapmıştır ve kimi kaynaklara göre o kadar yaşlıdır ki üç kez kıyamete şahit olmuştur.

Varlığına ve şekline dair bugün bizlerin daha aşina olduğu ateşten bir varlık oluşu bilgisi daha geçerlidir. Ateşten bir varlık olması ve öldükten sonra kendi küllerinden tekrar dirilmesi hadisesi kimi yorumlara göre sembolik olarak insanın iç yolculuğa çıkmasını, içten içe yanmasını, kendini keşfettiğinde ise küllerinden yeni biri olarak doğmasını temsil eder.
Bununla birlikte birçok yorum sözkonusu olsa da bir tanesi var ki bu yazıya ilham kaynağı olmuştur:
“Sufi Ferîdüddîn-i Attâr bu kuştan kendini aramanın sembolü olarak söz eder. Önemli bir özelliği ölümsüzlüktür. Ayrıca bu kuşlarla ile ilgili anlatımlarda bir yanma motifi bulunur. Bu efsanevi kuş sembolizmlerinde simgelenen başlıca anlamlar, spiritüel aydınlanma ve reenkarnasyon olarak açıklanır. Phoneix sembolizminde kuşun yanması cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halinin elde edilişini simgelemektedir.” “Yer altına inme veya yer altında bulunma bir nevi olgunlaşma sembolü veya gizli sırlara vakıf olma ile eşitlenmiş olarak kullanılmaktadır. Anka’nın arayışı Bir’in arayışıdır. Zümrüd-ü Anka kuşunun Firdevsi’nin Şehname’sinde ve Mevlana’nın Mesnevi’sinde de ilginç öyküleri vardır. Hemen bütün inançlarda insan ruhunun ölüm sırasında bir kuş biçiminde vücuttan ayrıldığı ve uçup gittiği sanılmıştır. Kahramların yer altına inmeleri, onların miracı olarak yorumlanmalıdır. Bu kahramanların yer altına inmeleri de olgunlaşmaları, kâmil olmaları ile doğrudan ilgilidir.”

Yine bir başka yoruma göre de:
İslam tasavvufçusu Feridüddin Attar “Mantık’ut- Tayr” adlı yapıtında Anka’nın hikâyesini anlatır. Anka kuşu ile ilgili bir hikâye şöyledir:
“Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da Phoenix ), Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi… İstek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri…Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş… “Aşk Denizi”nden geçmişler önce…”. “Ayrılık Vadisi”nden uçmuşlar…”. “Hırs Ovası”nı aşıp, “Kıskançlık Gölü”ne sapmışlar… Kuşların kimi “Aşk Denizi”ne dalmış, kimi “Ayrılık Vadisi”nde kopmuş sürüden… Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle…Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp. Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş. Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış. Baykuş yıkıntılarını özlemiş. Balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi “Şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “Yokoluş”ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça “si”, “otuz” demektir… murg” ise “kuş”… Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; “Simurg – otuz kuş” demekmiş. Onların hepsi Simurg’muş. Her biri de Simurg’muş. 30 kuş anlar ki, aradıkları sultan kendileridir ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur…”Hikâyenin bir başka anlatımı ise şöyledir:“… Günlerden bir gün, dünyadaki bütün kuşlar bir araya gelirler. Toplanan kuşların arasında hüthüt, kumru, dudu, keklik, bülbül, sülün, üveyk, şahin ve diğerleri vardır. Amaçları, padişahsız hiç bir ülke olmadığı düşüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padişah seçmektir.Hüthüt söze başlar ve Hz. Süleyman’ın postacısı olduğunu belirttikten sonra; kuşların Sîmurg adında bir padişahları olduğunu söyler. Ama hiç bir kuşun haberlerinin olmadığını, herkesin padişahının daima Sîmurg olduğunu belirtir. Ancak, binlerce nur ve zulmet perdelerinin arkasında gizli olduğu için bilinmediğini ve onun “bize bizden yakın, bizimse uzak” olduğumuzu anlatır. Simurg’u arayıp bulmaları için kendilerine kılavuzluk edeceğini ilave edince; kuşların hepsi de hüthütün peşine takılıp onu aramak için yollara düşerler. Kuşların hepsi de Sîmurg’un sözü üzerine yola revan olurlar…Ama yol çok uzun ve menzil uzak olduğundan; kuşlar yorulup hastalanırlar. Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine rağmen, hüthütün yanına varınca “kendilerince geçerli çeşitli mazeretler söylemeye” başlarlar. Çünkü kuşların gönüllerinde yatan asıl hedefleri çok daha basit ve dünyevî’dir. Bu mazeretleri dinleyen hüthüt, hepsine ayrı ayrı, doğru, inandırıcı ve ikna edici cevaplar verir. Sîmurg’un olağanüstü özelliklerini ve güzelliklerini anlatır.Hüthüt söz alır ve şunları söyler: Söyledikleri, ayna ve gönül açısından ilginçtir: Sîmurg, apaçık meydanda olmasaydı hiç gölgesi olur muydu? Sîmurg gizli olsaydı hiç âleme gölgesi vurur muydu? Burada gölgesi görünen her şey, önce orada meydana çıkar görünür. Simurg’u görecek gözün yoksa gönlün ayna gibi aydın değil demektir. Kimsede o güzelliği görecek göz yok; güzelliğinden sabrımız, takatimiz kalmadı. Onun güzelliğiyle aşk oyununa girişmek mümkün değil. O, yüce lûtfuyla bir ayna icat etti. O ayna gönüldür; gönüle bak da, onun yüzünü gönülde gör. Hüthütün bu söylediklerine ikna olan kuşlar, yine onun rehberliğinde Simurg’u aramak için yola koyulurlar.Ama yol, yine uzun ve zahmetli, menzil uzaktır. Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Hüthüt hepsine, bıkıp usanmadan tatminkâr cevaplar verir ve daha önlerinde aşmaları gereken “yedi vadi” bulunduğunu söyler. Ancak, bu “yedi vadi”yi aştıktan sonra Sîmurg’a ulaşabileceklerdir.Ama pek çoğu, ya yem isteği ile bir yerlere dalıp kaybolur, ya aç susuz can verir, ya yollarda kaybolur, ya denizlerde boğulur, ya yüce dağların tepesinde can verir, ya güneşten kavrulur, ya vahşi hayvanlara yem olur, ya ağır hastalıklarla geride kalır, ya kendisini bir eğlenceye kaptırıp kafileden ayrılır. Bu sayılan engellerin hepsi de Hakikat yolundaki zulmet ve nur hicaplarıdır. Bu hicaplardan sadece otuz kuş geçer. Bütün vadileri aşarak menzil-i maksutlarına yorgun ve bitkin bir halde uzanan bu kuşlar, rastladıkları kişiye kendilerine padişah yapmak için aradıkları Simurg’u sorarlar. Sîmurg tarafından bir görevli gelir… Görevli, otuz kuşun ayrı ayrı hepsine birer yazı verip okumalarını ister. Yazılarda, otuz kuşun yolculuk sırasında birer birer başlarına gelenler ve bütün yaptıkları yazılıdır.Tam bu sırada, Sîmurg tecelli eder… Fakat otuz kuş, tecelli edenin bizzat kendileri olduğunu; yani, Sîmurg’un mana bakımından otuz kuştan ibaret olduklarını görüp şaşırırlar. Çünkü kendilerini Sîmurg olarak görmüşlerdir. Kuşlar Sîmurg, Sîmurg da kuşlardır. Sîmurg’dan ses gelir: “Siz buraya otuz kuş geldiniz, otuz kuş göründünüz. Daha fazla veya daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz. Çünkü burası bir aynadır!” (Kaynak - http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/zumrud-u-anka)


Bu örnekler çoğaltılabilir. Ve belki de çoğalmaz, çünkü Leman'da çizilen yorumu aslında tek sayfada muhteşem bir özet sunmuş gibidir.

Gelelim Blue Lantern Corp'un kurucusu Saint Walker'a... Diğer adıyla Bro'dee Walker


Üstteki resme baktığımızda Mavi yüzük gücünü taşıyan seçilmiş kişilerin hayli dindar tipler olduğuna ulaşır mıyız bilemedim. Farklı dinlerden figürler, ibadet şekilleri ve anagramik olarak türetilen isimler hep bu bir tür evrensel dinlere gönderme görevi görmektedirler.
Bu grubun lideri olan Saint Walker adeta İsa'nın çileli yürüyüşünü temsil etmektedir. Hemen her adımında günah çıkaran ve peygambere öykünerek sırtlarında çarmıhlarıyla Roma'ya yürüyenler gibi. Zaten uzaylı isminde bulunan "Bro'dee" de "brother" - "kardeş" sözcüğünün anagramıdır. Walker kardeş... Bir tür keşiş hitabı gibi.
Diğerleri için de çözümlemeler yapılabilir belki ama bir de Sayd adlı gardiyanın ismi dikkat çekicidir. Bana, doğrudan İslama bir gönderme yapmaktan çekinen yayınevinin "Sayid"i dönüştürerek çözüm bulduğu izlenimini vermiştir bu isim ama bilemiyorum tabii.
Blue Lantern wikiapedia kaynaklarına göre Blue Lantern karakteri  Boston College Chestnut Hill MA'da öğrenim gören Daniel Hatem tarafından 1980-1981 yılları arasında The Boston College Heights Gazetesinde yayınlanmış, 2007 yılında da ikinci kez bu haliyle okura sunulmuş. Bu ekibin denetleyicileri arasında adeta Prometheus'u andıran ve her daim asi ve dikbaşlı olan Ganthet adlı gardiyanla Sayd adlı gardiyan vardır.
Grubun kurucusu ve lideri ise Saint Walker yani Bro'dee Walker vardır.
Beo'dee Walker, Astonia gezegeninin iki çocuklu evli bir ferdidir aslında. Mutlu bir adamdır. Bir gün gezegenlerinin hayat kaynağı olan güneşlerinin artık tükeneceği ve gezegendeki yaşamın sona ereceği haberi gelir. Gezegen halkı kaderine razı olurken o içinde taşıdığı umutla kutsal bir arayışa çıkmaya karar verir. Bunun için o güne kadar kimsenin aşamadığı dağı aşacak, zirvesine ulaşacak, kutsal güçten yardım isteyecektir. Bu yolculuk fikrini duyanlar ona inanmazlar. Sadece çok sevdiği ailesi ona katılır.








Son derece keyifli başlayan ve hayli derin dini sohbetlerin yapıldığı yolculuk çetin ve zor bir sınava dönüşür. Walker'ın tüm ailesi yolda ölür. Büyük bir umutsuzluğa kapılmak üzereyken zirveye ulaşan Walker boş bir zirveyle karşılaştığında kendinden şüpheye düşer ve "işte o güç sensin" sesiyle irkilir. Güç onu sarar ve ölen ailesi ona görünerek "biz seni öteki tarafta bekliyor olacağız" mesajı verir, öte aleme göçene kadar umut dolu bir serüvene atılmasını söylerler. O da atılır, Blue Lantern'ı kurar.
Böyleyken böyle :) Mavi alevlerden doğan bir Zümrüd-ü Anka Blue Lantern... Yoksa değil mi?
Ümit Kireççi
Kaynaklar -
http://en.wikipedia.org/wiki/Saint_Walker
http://en.wikipedia.org/wiki/Blue_Lantern_Corps
http://tr.wikipedia.org/wiki/Simurg
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/zumrud-u-anka
http://dc.wikia.com/wiki/Bro%27Dee_Walker_(New_Earth)
http://league.jmkprime.org/database/profile/saint-walker/
http://jasjuliet.tumblr.com/post/31629114162/brodee-his-wifes-name-is-quanta-his-son-is
http://dc.wikia.com/wiki/Lantern_Corps

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #22 : 16 Ekim 2012, 10:40:37 »

Kahramanlar Sinemada sitesi belki de çizgi roman dünyamızın en istikrarlı haber paylaşım alanlarından biriydi. Hatta belki de en kalitelilerinden biriydi. Çizgi Roman Okurları Ödüllerine okurlarının oylarıyla iki defa "en iyi" olarak adı yazılmış olan siteye son mesaj 10 Eylül 2012 tarihinde eklendi... O da sıkıcı ve üzücü bir veda metniydi:


"Bu bir veda değil, Ayrılık... Dönüşü olur mu? Bilinmez... -------------------------------------------------------- not: "Sosyal medya" denen yozluk ve nefret dolu ortamdan uzaklaşmaya karar verdim... Asıl olan bu topraklardır... -------------------------------------------------------- Facebook sayfasını aktif tutmaya çalışacağım... İletişim için..."

Kahramanlar Sinemada aramızdan ""Sosyal medya" denen yozluk ve nefret dolu ortamdan" diyerek ayrılmış ancak bu gibi sayfalarla yozluk ve nefret dolu ortamlardan uzaklaşarak nefes alabiliyorduk. Kendi ruhuyla kişiliği kadar kaliteli ve dürüst, samimi bir siteyi hazırlayan kişi ne yapılıp da küstürülmüştür bilmiyoruz ama biz ÇROP olarak hızlı bir dönüş bekliyoruz. Bu gibi sayfaların inatla devam etmesi, genç arkadaşlara güzel şeyler yapabileceklerini göstermeleri gerekiyor.

Eminiz çizgi roman okuyan yüzlerce okur da bu sayfanın devamını istiyordur.

Kahramanlar Sinemada sitesinin yorum kısmı kapalı olduğundan bu sayfanın devamını talep eden mesajlarınızı bu haberin altına ekleyebileceğiniz gibi https://www.facebook.com/KahramanlarSinemada?fref=ts
adresine de yazabilirsiniz. Bize gelen mesajları zevkle ileteceğiz. Ancak eminiz facebook sayfasını taciz edersek isteğimizi son derece güçlü bir şekilde gösterebiliriz.

Kahramanlar Sinemada İstiyoruz Kampanyası Başlamış bulunuyor!

İstiyoruz almalıyız, açılırsa yazılarımızla destek verip onu güçlendirmeliyiz!

http://www.kahramanlarsinemada.com/

ÇROP

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #23 : 19 Ekim 2012, 04:32:11 »
Kahramanlar Sinemada sitesi yoğun baskılar karşısında direnemeyerek yazılarına kaldığı yerden devam etme kararı aldı. Her ne kadar "her gün" yazı paylaşılmayacağı söylendiyse de teşekkür yazısının ardından iki günde üç yazıya çıkıldı bile :) Ellerin dert görmesin Hakan T. Kalkan, çizgi roman için direnmeye devam. ÇROP'un seni geri çağırmasının başlıca sebebi sadece tanışıklık değil, çizgi roman adına emek veren, kaliteli işler yapmaya özen gösteren insanların takdir görmesi gerektiğini hatırlatmak, değer yaratmak, hakkını vermek ve sanatın kendisine katkı sağlayacak kişilerin yeri geldiğinde yüceltilmesi gerektiğini hatırlatmaktır. Emeklerine sağlık.


Kahramanlar Sinemada'nın Dönüş Yazısı
http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2012/10/kahramanlar-sinemada-dondu-o.html

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #24 : 20 Ekim 2012, 09:06:56 »
En son 2006 yılında okurlarıyla buluşmuş olan Zahiri Çizgi Roman 6 yıl sonra yeniden raflardaki yerini alıyor. Şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış çizgi romanlarla yazıların yer alacağı derginin satış noktalarını duyurusu buradan yapılacaktır:
[/size]

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #25 : 23 Ekim 2012, 11:07:51 »

Genç ve dinamik bir ekibin editörlüğünde hazırlanan Zahiri Çizgi Roman Dergisi bugün dağıtıldı ve satış noktaları belli oldu:

Zahiri Sayı:1 / Ekim
Kapak: Süleyman Temiz
Grafik: Emrah Çıldır
Zahiri Çizgi Roman Satış Noktaları

 KADIKÖY;

 Büyülü Rüzgar

 Gerekli Şeyler

 Kaan Comic

 Flaneur Comics
[/size]
[/font]

 BEŞİKTAŞ;

Arkabahçe
[/size]
[/font]

 BEYOĞLU;

 Gon
[/size]
[/font]

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #26 : 24 Ekim 2012, 15:04:22 »
Bugün Bob Kane'in Doğum Günü



Batman'in yaratıcısı Bob Kane'i 3 Kasım 1998 yılında kaybettik ve görünen o ki bugün doğum gününü kutlarken haftaya ölüm yıl dönümünü konuşuyor olacağız. İyi ki doğmuşsun Bob Kane, hayatımızı kararttın Kara Şövalyenle :)

[/size]
[/size]
Bob Kane (
Robert Kahn; 24 Ekim 1915 - 3 Kasım 1998) ABD'li çizgi roman yazarı ve çizeridir. DC Comics karakteri Batman'i yaratmıştır.
New York şehrinde doğan Kahn De Witt Clinton High School ve Cooper Union'ta eğitim gördü. 1936 yılında çizgi oman dergilerinde çalışmaya başladı. DcC Comics şirketinde ilk olarak Professor Doolittle karakteri için çizmeye başladı. Yarattığı
Batman karakteri iyi bir satış oranı yakaladı ve yedi sinema filmi çekildi. 1989 yılında çekilen Batman filminde minik bir rol aldı. Aynı yıl otobiyografik bir kitap olan Batman and Me (Batman ve Ben) adlı eseri yazdı. 1996'da ise aynı şekilde Batman and Me, The Saga Continues adlı kitabı yazdı. Bob Kane 3 Kasım 1998 tarihinde eşi Elizabeth Sanders (Kane)'ın yanında öldü. 

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #27 : 25 Ekim 2012, 16:01:46 »

DC Comics'den Bugün Başlayan Anket: Senin Süper Kötün Kim?

DC Nation bugün başlattığı iki anketle hem okurların favori kötü adamını belirlemeye çalışıyor hem de okurların bilgilerini sınamaları için onlarca soruluk bir sınav yapıyor:

Bu arada dileyen aşağıdaki posteri ücretsiz indirebiliyor:

[/font][/size]
Download ve Quiz için link -  http://dcnation.kidswb.com/super-villains

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #28 : 02 Kasım 2012, 02:15:41 »

DC Comics Superman’in mirasçılarını dava edip Çelik Adamın tüm haklarını kazandı

Yaratıcısının torunları 1992 yılında süper kahraman hisseleri için şanslarını kaybettiklerini anlattıDC Comics böylece karaketerin kitapta kullanılma, film ve televizyon haklarının sahibi oldu
[/font][/size]
Ailenin avukatı, ailenin davanın sonucu ile ilgili olarak memnuniyetsizliğini bildirdi
Superman'in yaratıcılarının mirasçılarından biri Çelik Adam’ın telif hakları ile ilgili belgelerin yıllar önce imzalandığını iddia etmiştir Bir yargıç Joe Schuster’in torunlarınının 20 yıl önce haklarından vazgeçtiklerine karar vermiştirBu DC Comics için şu anlama gelmektedir – süper kahraman için 412 milyon dolar ödeyen- karakterin kullanım haklarınının kitaplar, filmler, televizyon ve başka herhangi bir yerde kullanımına devam edecektir.Buna milyonluk komisyonu olan gelecek yılki film de dahildir DC Comics sanatçı Schuster’in mirasçılarını 2010 yılında dava etmiştir. DC Comics’in mahkemeden beklentisi, 1992 yılında ailenin süper kahraman için telif hakkı talep etme şansını kaybetmiş olduklarının onanmasıdır. ABD Bölge Mahkemesi yargıcı Otis Wright II onları hayal kırıklığına uğratmamıştır.Yargıç, Schuster’in kız ve erkek kardeşinin DC’den aldıkları yıllık ödemeler karşılığında Supermen’in telif haklarından feragat ettiklerine karar vermiştir. Schuster, Supermen’in yazar Jerry Siegel ile beraber yaratmıştır. Schuster 1938’de Action Comics’te maceralarına başlamıştır Siegel ve Schuster hayatları boyunca dünyanın en ünlü süper kahramanını hayata geçirmek için oynadıkları rol yerine daha fazla nakit için savaşmışlardır[/font][/size]
[/font][/size]
Kısa özet - Ayhan Keçecioğlu
Kaynak - [/color]Dailymail

Çevrimdışı Vakanuvis

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 224
  • Karizma Puanı: 9
    • Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)
Ynt: Güncel Çizgi Roman Hberleri
« Yanıtla #29 : 06 Kasım 2012, 08:30:13 »

Örümcek Adamın Baş Düşmanı: Venom the Tırtıl...!
[/size]
[/size]
Fazla söze gerek yok... Brahmin aslı güvenin tırtıl haliyle Marvel Comics'in Venom karakteri aslında kardeşmiş ve bunu ancak dünyaca ünlü böcek fotoğrafçısı İgor Siwanowics tırtılı fotoğraflayınca görüyoruz:







[/color][/size]