(1960, Istanbul) Istanbul'da ve Paris'te sanat çalismalarini sürdürmektedir. Sanat egitimini Exeter College (1980-82) ve Marmara Üniversitesi Resim Bölümünde tamamladi(1982-84). Türkiye, Fransa, Çekoslovakya, Arjantin ve Ispanya gibi ülkelerde açtigi kisisel sergi ve kataloglarinin sayisi otuzu asmaktadir. 1995 Kwanju Bienali'ne de katilan Selma Gürbüz'ün davetli olarak katildigi uluslararasi sergiler ise çok uzun bir liste olusturmaktadir. Sanatçi son iki yilda Marco del Re ile “Basbasa” adli bir dizi sergi düzenlemistir. Ilki 2002'de Galeri Apel'de gerçeklestirilen sergi farkli çalismalarla baska mekanlarda da yeralmayi sürdürmektedir.
Sanatçı Selma Gürbüz ;resim ve heykelin parça bütün ilişkileriyle kimi zaman yabanıl bir boşluk olarak giydirildiği kimi zamanda yalın bir form diliyle bir patchwork gibi birbirine teyellendiği incelikli bir anlatım dili kullanıyor.pop sanatın aşırı anlam yüklü dominant renk ve biçim dilinin olduğu kadar masalsı bir özün sunduğu hayalgücü avuntusunun hüzünlü etkileri de göze çarpıyor. Kedi, Selma Gürbüz’ün kadın-erkek figürleri kadar sanatında hakim konulardan birisi. Kedi biraz baştan çıkarıcılığı, biraz yırtıcılığı ve romantizmi ile onu erotik bir hayvan olarak gören sanatçının konuları arasına girmesini sağlar.
Eserlerinde kadın ya da erkek figür ayırımı yapmayan Gürbüz, materyal üzerinde yer alan kadın kostümlerinin kadını getirdiğini, işin içine giren gölgenin de kendi ruhunu yansıttığı ve aslında kendini de figür olarak kullandığını anlatıyor.Selma Gürbüz'ün hayvan motifli masallari dünyanin birçok kösesini gezer dolasir kendilerini anlatirken baska dünyalari da tanir, beslenir ve arkasina bir sürü serüven takarak daha da zenginlesir. Sanatçinin aldigi onca yola karsin köklerinden hiç kopmadigi görülür. Örnegin vazgeçemedigi geleneksel gölge oyunlari sanki sanatçinin yolunu aydinlatmaktadir. Göz, el gibi gene geleneksel olan sembollerle iyice ilerleyen Selma Gürbüz'ün görsel masallari izleyiciye, ironiyle safligi, dogu felsefesi mistisizmiyle halk kültürü muzipligini ayni anda yasatir. Selma Gürbüz demirden el yapimi kagida, tuvalden hayvan yününe kadar degisen malzemeleri ifade araci olarak kullanir. Bu kez masallar, hayvan kili ve yününün dogalligina sadik kalinarak incecik kilimlere dokundu.O gün ışığın nereden geldiğini anlamak mümkün değildi. Gölgeler yok olmuştu ve şimdi gördüğüm her şey iki boyutlu bir halde karşımda duruyordu. Hayırdır inşallah dedim, adımımı attım, sanki bir perde oluştu önümde ama içine girilebilecek gibi değildi. Geriye çekildim boşlukta hissettim kendimi birden ve izlemeğe başladım. Ansızın çok iyi tanıdığım kedi insanlar çıktı karşıma. ALINTIALINTIALINTI