Gönderen Konu: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ  (Okunma sayısı 6326 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« : 11 Nisan 2010, 15:04:01 »






HÜSEYİN AVNİ LİFİJ

(1889 - 1927)



İkinci Meşrutiyet, kısa bir zaman aralığını içermekle birlikte, siyasal ve toplumsal açıdan önemli değişimleri beraberinde getirmiştir. Sosyo- psikolojik açıdan özgürlük ve bireyselleşme eğilimlerinin daha önce olmadığı kadar yaygınlaştığı bu dönemde, sanatçı portresi de çarpıcı bir biçimde farklılaşmıştır. Bu farklılaşma; ağzında piposu, elinde içkisi, eğri kravatı, omzuna attığı yırtık çorabı ve gözlerindeki çapkın ve umursamaz bakışıyla Avni Lifij'in oto-portresinde bütün canlılığıyla izlenebilmektedir. Avni Lifij ve 1914 Kuşağı'nın diğer sanatçıları, hem İkinci Meşrutiyet ruhunu hem de egemenliğin millete ait olduğu Cumhuriyet ruhunu derin bir şekilde hissetmişlerdir. Oysa, tebaa anlayışının ağır bastığı bir önceki kuşak sanatçıları; giyimleri, efendilikleri ve belli ki yaşam biçimleriyle çok daha ağır ve olgun bir görünüm arz ediyorlardı. Şeker Ahmet Paşa'nın; şık kıyafeti ve başında fesi ile kendisini şövale başında gösterdiği portresi, bize dönem farklılıklarının toplumsal boyutu hakkında ipuçları vermektedir. İki oto- portrenin karşılaştırılması, teknik olarak da klasik akademik bir anlayıştan, serbest ve hissedilir fırça darbeleriyle ışık kullanımının ön plana çıktığı izlenimci bir tarza yönelişi işaret eder.



İkinci Meşrutiyet yıllarında saray çevresinden olup sanatçı kimliğiyle sivrilen ve bizzat resimleriyle tanıdığımız Şehzade Abdülmecid Efendi'nin desteği, 14 Kuşağı sanatçıları için bir şans olmuştur. Şehzade, 1909 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin fahri başkanı olmuş, aynı yıl Avni Lifij'i Fransa'ya resim öğrenimine göndermiştir. Avni Lifij, tıpkı Namık İsmail gibi, Abdümecid Efendi'nin sık sık görüşlerine başvurduğu bir ressamdır ve her ikisi de Abdülmecid'in sanatını derinden etkilemişlerdir.



Avni Lifij, 1889'da göçmen bir ailenin çocuğu olarak Kavak (Samsun)'da doğmuş, ancak ailesi kısa bir süre sonra İstanbul'a göç ettiği için bu şehirde büyümüştür. Ailesinin, 93 Harbi döneminde Kafkasya'nın Kuban bölgesinden göç ettiği bilinmektedir. Dil öğrenmeyi seven Hüseyin Avni, Numune-i Terakki'de okurken resme olan yeteneği keşfedilmiştir. Ayasofya'da mimari çizimler yapan Henry Proust ile tanışması, onun Sanayi- i Nefise Mektebi'ne kaydolmasıyla sonuçlanacak sanat tutkusunun gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Osman Hamdi Bey, Lifij'in resimlerini şehzadeye gösterdiğinde Akademi'ye başlayalı henüz bir yıl olmuştu. Bu olayın ardından Şehzade Abdülmecid ona Avrupa öğrenimi için gerekli olan maddi desteği vermeyi kabul etmiş, hatta bunun için Lifij'in birkaç çalışmasını satın almıştır.



Hüseyin Avni Lifij, Paris'te hemen hemen dönemi içerisindeki bütün sanatçıların gittiği Cormon Atölyesi'nde, 1909 yılından 1912'ye dek çalışmıştır. Yaklaşmakta olan Birinci Dünya Savaşı'nın etkisiyle, bu sırada Paris'te bulunan Türk sanatçıların hepsi birer birer yurda dönmeye başlamışlardır. Avni Lifij'in döndükten sonra bir süre öğretmenlik yaptığı bilinmektedir. 1914 yılında çeşitli cephelerde sıcak savaş yaşanırken Osmanlı Devleti de Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan ile birlikte İttifak Devletleri arasındaki yerini almıştır. Savaşın bütün şiddetiyle sürdüğü 1917 yılında, savaş konulu resimler yapılmak üzere Abdülmecid Efendi'nin de desteğiyle Şişli Atölyesi kurulmuştur. Burada üretilen eserler, Türk ressamları tarafından Avrupa'da açılmış ilk sergi olan 1918 Viyana Sergisi'nde yer almıştır. Hüseyin Avni Lifij, atölyede çalışmadığı halde sergiye eserleriyle katılmıştır.









kaynak: turkishpaintings.com
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı ilker

  • İlker ÖZTÜRK
  • Administrator
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 8.584
  • Karizma Puanı: 1877
    • GorselSanatlar.NET
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #1 : 11 Nisan 2010, 17:45:54 »
Teşekkürler.
Selçuk Üniversitesi - Seramik - 1998
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Resim İş - 2004
Düzce Yunus Emre Ortaokulu


Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #2 : 11 Nisan 2010, 22:36:35 »
Ben teşekkür ederim ilginize İlker hocam... :)
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #3 : 12 Nisan 2010, 09:49:53 »
mavi teşekkürler bu güzel paylaşım için...
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #4 : 12 Nisan 2010, 10:15:31 »
ben teşekkür ederim ilginize... :)
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #5 : 12 Haziran 2010, 16:52:08 »
teşekkürler güzel paylaşım için mavi

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: HÜSEYİN AVNİ LİFİJ
« Yanıtla #6 : 12 Haziran 2010, 17:49:51 »
ben de ilginize teşekkür ederim... :)
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana