Kurtuba Alkazarı
Bir kale-saray olarak türünün iyi korunmuş bir örneği değildir. Dolayısıyla, asıl ziyaret edilmesi gereken Alkazar, Sevilla’dakidir.
Calahora Müzesi
Vâdî’l-kebîr köprüsünün camiden karşı taraftaki ayağında, eski bir gözcü kulesinden bozma bir müzedir. Endülüs İslam kültürüne adanmış bir müze olması, bizim açımızdan onu önemli kılmaktadır.
Nâûre
İspanyolca’ya noria şeklinde geçen nâûre, Endülüs’ün meşhur dev su çarklarının adıdır. Kurtuba Ulucamii’nin yanıbaşında bunlardan birini görebilirsiniz. Suyu ileriye doğru pompalayarak kanallara verir, su saray bahçelerine, evlere, hamamlara ve çeşmelere doğru akardı.
Kurtuba Şehir Yapısı
Şehrin ortasında Ulucami. Cami çevresinde pazaryeri. “Funduk” denilen tahıl ambarları da yer alır buralarda. İspanya’ya Müslümanların getirdiği diğer meyve ve sebzeler de eklenince bu pazarın bolluğu görülmeğe değermiş doğrusu.
Pazarın cami çevresinde olması hemen tüm İslam ve Türk şehirlerinin temel özelliklerinden biri. Şehrin planlamasında tüm yollar camiye çıkar. Cami ve pazaryerinden güneş ışınları gibi her yana dağılan yollar, insanı yerleşim mekânlarına götürmekte ve giderek de gözden kaybolmaktadır. Sanki amaç gözden ırak olmak. Darldıkça daralan, çapraşıklaştıkça karmaşıklaşan, içine çekildikçe çekilen sokaklar bunun alâmetleri aslında.
Hânelerin etrafına çekilmiş, bugün patio denen avlularla “mahremlik”i yani kutsallığı gizlenmiş hayatlar barındıran duvarlar ile üst katlardan sokağı seyre imkan veren tel kafes cumbalar hep gözden ırak olma endişesinin ürünleri olsa gerektir. Ayrıca, hemen bütün İslam şehirlerinde görülen bu tarz sokak ve ev yapılanmasının çok sıcak yerlerde sıcaktan koruyucu yanı da vardı.
kaynak: endulus.net