Gönderen Konu: Viyana Sesesyonu  (Okunma sayısı 10615 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Viyana Sesesyonu
« : 05 Nisan 2011, 23:58:14 »

Genç sanatçıların resmi akademilerden ayrılmaları (sesesyon) 1890’larda özellikle Almanca konuşulan ülkelerdeki sanatın bir özelliğiydi. Genç sanatçılar 1892’de Münih’te, 1898’de Berlin’de, daha sonra Dresden, Düsseldorf, Leizpig ve yine Weimar’da büyüklerin sergilerde korudukları hâkimiyete ve bağımsız kuruluşların benimsedikleri sanat politikalarıyla karşı protestolarda bulunmuşlardı. Dönemin Viyana’sı olağanüstü ve radikal bir entelektüel canlılık merkeziydi: Sigmund Freud, bestekâr Arnold Schonberg, romancı Robert Musil ve mimar Adolf Loos’un hepsi o sırada Viyana’da yaşıyorlardı ve başka alanlardaki çağdaşlarından hiç de az radikal olmadıklarını göstermişlerdi.

Viyana

Viyana Sesesyonu 25 Mayıs 1897’de, resmi Viyanalı Sanatçılar Derneği’nden ayrılmaya karar vermiş olan on dokuz sanatçı ve mimardan oluşan bir grupça kuruldu. Kurucu üyelerin en ünlüleri ressam Gustav Klimt (1862-1918), mimar ve tasarımcılar Josef Hoffman (1870-1956), Joseph Maria Olbrich (1867-1908) ve Koloman Moser’di (1868-1918). Grubun ilk resmi başkanı da Klimt olacaktı.

Muhafazakâr akademisyenlerin benimsediği revivalist üslupları reddeden grubun hedefi moderniteyi öne çıkaracak bir sanattı. William Morris ile-üyelerin deklerasyonlarına atıfta bulundukları- İngiltere’deki Sanatlar ve Zanaatlar hareketi gibi daha geniş bir sanat tasarımından yanaydılar ve sanatın toplumun iyileşmesinde temel bir rol oynayabileceğine inanıyorlardı. Grubun ilk açıklamalarından birinde şu satırlar yer alıyordu: “Biz büyük ve küçük sanat arasında, zenginlerin sanatı ile yoksulların sanatı arasında herhangi bir ayrım tanımıyoruz. Sanat herkese aittir. “

Belçika’daki Les Vingt gibi Sesesyon grubu da güzel ve uygulamalı sanatlardaki en yeni uluslararası gelişmeleri öne çıkaracak sergiler düzenliyorlardı. İlk sergide Sesesyon üyelerinin yanı sıra, hepsi de Les Vingt’in eski üyeleri olan Fransız heykeltıraş Auguste Rodin ile Belçikalılar Fernand Khnopff ve Henry Van de Velde’nin son ürünleri de yer almıştı. Sergi, öyle başarı kazandı ki Sesesyoncular Olbrich’e sürekli bir sergi mekânı tasarlaması için sipariş verdiler. Geometrik formlara dayanıp bitki ve hayvan motiflerinden dağınık süslemelerle dekore edilmiş olan modern, işlevsel bina şu yazıyla dikkati çekiyordu: “Her çağa kendi sanatı, sanata özgürlük”. Bu grubun savunduğu yeni sanatın hem idealleri hem de görsel karakteristik özelliklerinin güçlü bir ifadesiydi.”



İlk bakışta Sesesyoncular Art Nouveau ve Jugendstil’e bağlı görünüyorlardı; gerçekten de Avusturya’da Art Nouveau’ya Sezessionestil adı verilmişti. Viyana’nın önde gelen mimarlarından olup daha önce Kartplatz Station (1894) ve Majolica House(1898) binalarıyla Art Nouveau üslubunun savunucusu olarak ortaya çıkan Otto Wagner (1841-1918) 1899’da yeni gruba katılmak üzere mevcut sistemden ayrıldı.



Viyana Sesesyonu 1898’den 1905’e değin yeni binada 23 sergiye ev sahipliği yapıp, Avusturya halkını Empresyonizm, Sembolizm, Post-Empresyonizm, Japon Sanatı, Sanatlar ve Zanaatlar hareketi ve uluslar arası Art Nouveau’nun çeşitli dallarıyla tanıştırdı. 8.Sesesyon Sergisi’nin yapıldığı ve İngiliz uygulamalı sanatının sergilendiği 1900’den itibaren Sezessionstil üstündeki belirleyici etki, Charles R. Mackintosh’un çalışmalarından gelecekti. Mackintosh’un düz çizgili tasarımları ve yumuşatılmış renkleri Avusturyalılar’ca Kıta Art Nouveau’sunun daha rokoko üslubuna tercih edilmişti.

Sesesyon ayrıca, 1898’den 1903’e kadar, Art Nouveau tasarımlarını ve sanatlarda birliğe geriye dönme çağrılarını yaymak amacıyla bir yayın (Ver Sacrum, Kutsal Bahar) çıkarmıştı. Yayının başlığı grubun kuruluş zamanının (Mayıs) yanı sıra, gençliğin sanatları canlandırma ve yeniden doğuş çabalarına atıfta bulunuyordu.



1905’te Sesesyon içinde bir ayrılık yaşandı. Grubun natüralistleri güzel sanatlara odaklanmak isterlerken, Klimt, Hoffman ve Wagner’in dahil olduğu daha radikal sanatçılar uygulamalı sanatları öne çıkarma ve endüstriyle bağları sıklaştırma yanlısıydılar. Sonunda yeni bir grup (Klimtgruppe) kurmak üzere ayrıldılar. 1903’te, İngiltere’deki C.R. Ashbee’nin Elişiçileri Loncası’na araştırma görevi verilmesinin ardından Hoffmann ve Sesesyoncu arkadaşı Moser ile banker Fritz Warndorfer, Art Nouveau tarzı sanatlar ve zanaatlar üretmek üzere bir dekoratif sanatlar stüdyosu olan Wiener Werkstatte’yi (Viyana Atölyesi) kurdular. Hoffmann, Atölye’nin programında amaçlarını şöyle açıklamıştı.

Bizim amacımız kendi ülkemizde, sanatlar ve zanaatların şen vızıltıları arasında Ruskin ve Morris’e inandığını söyleyen herkesin sevinçle karşılayacağı bir sükunet adası yaratmaktır..

Yine de Hoffman ve Moser, ne İngiliz Sanatlar ve Zanaatlar atölyelerinin sosyal reformcu yönleriyle, ne de Alman meslektaşlarının ucuz mobilya üretme çabalarıyla ilgiliydiler. Enerjilerini tasarımın ıslahına yoğunlaştırmışlardı. Werkstatte kısa sürede ilerici tasarımlarıyla uluslar arası üne kavuştu ve Art Deco’nun habercisi olup onu etkiledi. Özellikle Hoffmannn, tasarımlarında, kendisine “doğru açı” lakabını kazandıracak olan küpler ve dikdörtkenler kullanmaktan yanaydı. İki yıl içersinde Werkstatte, aralarında Oskar Kokoschka ve kadın giysileri tasarımları yapan genç Egon Schile’nin de bulunduğu yüzün üzerinde zanaatkârla çalıştı. Atölye 1932 yılında kapanışına değin uluslar arası lüks piyasasına mal üretmeyi sürdürecekti. Werkstatte’nin ilk siparişlerinden birisi, Brüksel’deki bir özel konut olan ve Hoffman’ın yaptığı Palais Stoclet (1905-1911) idi.



Mackintosh’un koyu etkisi binanın geometrik doğası, çarpıcı doğrusal tasarımı ve kısıtlı süslemelerinde görülebilirdi. Klimt’in tasarlayıp Werkstatte’nin başka üyelerince mozaikle uygulanan yemek salonundaki duvar resimleri, onun en ünlü eseri The Kiss’e de yer vermekteydi. Tamamen altın kaplamalarıyla parıldayan soyut tasarımları, sembolistler ya da Dekadanlar olarak nitelenen sanatçıların başka çalışmaları kadar erotizmle bezeliydi.



Klimt, Olbrich, Moser ve Wagner’in hepsi-etkileri devam etmekle birlikte- 1918’de öldüler. İlk dönem Viyana’lı Sesesyoncuların ürünlerinin çoğunun işlevselci yaklaşımı, geometrik bileşimleri ve iki boyutlu niteliği, Bauhaus, Uluslararası Üslup ve Art Deco dahil olarak sanat, mimarlık ve tasarım alanlarında pek çok modernist hareketi öncelemiş ve onlara esin kaynağı olmuştu.

Grubun simgelediği sanatsal özgürlük savunusu da avangardların ortaya çıkmasında güçlü bir örnekti. Grup olarak Nazizmin baskısının artmasıyla birlikte, dağıldığı 1939’a değin varlığını sürürden Sesesyon, 2.Dünya Savaşı’nın ardından hem Sesesyon binaları hem de başka yerlerdeki sergileri desteklemiştir.
Modern Çağda Sanat, Amy Dempsey, Çeviri: Osman Akınhay, Akbank Yayınları

İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #1 : 06 Nisan 2011, 00:10:27 »
teşekkürler arkadaşım.... +1 engel sonrasında inşallah

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #2 : 06 Nisan 2011, 00:12:17 »
sağolasın yoldaşım....
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı asumanvedat

  • asuman
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.334
  • Karizma Puanı: 1069
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #3 : 06 Nisan 2011, 20:42:45 »
teşekkürler....+1

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #4 : 06 Nisan 2011, 23:33:48 »
 570a 340a
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı asumanvedat

  • asuman
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.334
  • Karizma Puanı: 1069
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #5 : 07 Nisan 2011, 23:02:48 »
viyana sesesyonu demek hoşuma gitti... 380a 380a 380a+1 440a

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #6 : 07 Nisan 2011, 23:35:22 »
 570a 340a nasıl oldun canım benim...?
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı asumanvedat

  • asuman
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.334
  • Karizma Puanı: 1069
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #7 : 07 Nisan 2011, 23:39:22 »
senden sonra kuaföre gittim...vedat hocanın zoruyla...iyiyim galiba...dedim ya dinlenirsem iyiyim...... 322s 322s

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Viyana Sesesyonu
« Yanıtla #8 : 07 Nisan 2011, 23:40:47 »
vaavvv kuaför demek...süper 321s sevindim daha iyi olmana canımın içi... 340a 340a 340a
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!