1.AURALARIN RENKLERİ

Hepimiz renklere duygusal tepkiler veririz. Renkler hakkında hiçbir şey bilmeyen kişiler bile canlı renklerin heyecana ve olumlu duygulara neden olduğunu bilirler. Pastel renkler insanları rahatlatır, huzur ve sükunet verir.

Küçük çocuklar bile farklı renklere tepkiler gösterirler. Genellikle kırmızıyı kızgınlık, yeşili de huzur, sakinlik ve yalnızlıkla bağdaştırırlar. 1978 yılında yapılan ilginç bir deneyde çocuklardan hüzünlü ve mutlu resimlere bakarak renkler seçmeleri istenmiş. Mutlu sahneleri izleyen çocuklar turuncu, sarı, yeşil ve maviyi seçerken hüzünlü sahnelerde kahverengi, siyah ve kırmızıyı seçmişler. Kişilerin aurasındaki renkleri açıkça görmeye başladığınız zaman, yalnızca renklerin kalitesine bakarak duygusal durumlarını anlayabilirsiniz.

Duygularımızı ifade etmek için her zaman renkleri kullanırız. Kızgınken “kıpkırmızı oldum”, deriz ya da “gözüm karardı”, “yemyeşil oldum”, “bugün her şeyi pespembe görüyorum”, “o kara bir gününde”.  Bu türden yaygın ifadeler, insanların auralarında duyguların bu yolla ortaya çıkışını gördükten sonra dillendirilmeye başlamış olmalı.

1932 yılında ABD’li bir bilim adamı olan Robert Gerard tutuklularla bir dizi deney yapmıştır. Kırmızı ışığa maruz kalan tutukluların daha fazla heyecanlandıklarını ve saldırganlaştıklarını görmüştür. Daha sonra, Alexander Schauss pembe ışığa maruz kalan tutukluların saldırganlıklarının azaldığını keşfetmiştir. Pembenin, koğuşların içlerinde yaşayanları sakinleştirdiğini ve onların kızmasını olanaksız hale getirdiğini görmüştür.  Amerikan donanması tutuklu koğuşlarını pembeye boyamıştır. Bugün tüm ülkede yüzlerce kurum kızgın suşluları sakinleştirmek için onları pembe hücrelere koymaktadır.

Renk uyumcusu olan Jack Widgerey de, iki tane polis sorgusu odası dekore etmesi istendiğinde başka bir deney yapmıştır. Birinci odayı yumuşak yeşil ve bej tonlarında, ikinci odayı da parlak yeşil ve kırmızı tonlarında boyamıştır. Polis birinci odayı kurbanları ve ailelerini sorgulamakta, ikinci odayı da şüphelileri sorgulamakta kullanmıştır. Şüphelilerin ikinci odada çok daha fazla açıldıkları ve delil elde etmenin daha kolay olduğu ortaya çıkmıştır.

Farkında olsak da olmasak da her zaman renklere tepki veririz. Örneğin hamburgerciler, turuncunun iştah açtığını ve kırmızının zamanı daha çabuk geçermiş gibi hissettirdiğini bilirler. Bunun sonucu olarak da iki renk birleştirildiği zaman müşteri daha çok ve daha hızlı yer, yeni gelecek müşterilere yer açar.



KAYNAK
-Dr.Richard Webster-Aura Okuma sayfa 39