Gönderen Konu: ANADOLU GÜZEL SANATLAR LİSELERİ PROGRAMLARINA ÇAĞDAŞ BİR YAKLAŞIM  (Okunma sayısı 6883 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ilker

  • İlker ÖZTÜRK
  • Administrator
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 8.589
  • Karizma Puanı: 1882
    • GorselSanatlar.NET

ANADOLU GÜZEL SANATLAR LİSELERİ PROGRAMLARINA ÇAĞDAŞ BİR YAKLAŞIM
Doç. Dr. Müzeyyen SEVİNÇ - Yrd. Doç. Dr. Oya ABACI 

Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerde bireyin neler yapabildiğinden çok neler yapabileceği yaklaşımı öne çıkmaya başlamıştır. Bu güne kadar zeka unsurları olarak kabul edilen problem çözme, mantıksal düşünme ve eleştirel becerilerin standardize edilmiş zeka testleri ile derecelendirildiği bir eğitim ortamı ağır basmaktadır.

Geçen yüzyılın bu klasik eğitimsel değerleri artık tek başlarına bu yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlilik göstermemektedir. Bilgi çağında oluşumuz ve teknoloji ile bu bilgilere her an ulaşabilmemiz bizde başka yeteneklerin geliştirilmesini gerektirmektedir.

Bu yetenekler nedir sorusuna vereceğimiz yanıt ise geleneksel zeka unsurları dışında bırakılan yaratıcılık ve ıraksak düşünceyi gerektiren sanatsal bakış açısıdır. Bireyin var olan bilgileri özgün bir şekilde  ilişkilendirebilmesi, sentezleyebilmesi, metaforik düşünceyi geliştirebilmesi çağdaş insanın özellikleri arasında olmalıdır.

Sanatsal gelişim, toplumsal gelişmeye ve toplumsal yaşamın yapısına doğrudan bağımlıdır. Sanatın modern ve post-modern süreçte yönünün değiştiği göz önüne alınırsa, sanat eğitimi veren Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin programlarının da bu anlamda geliştirilmesi gerektiği inancındayız.

Bu anlayışın Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri programlarına yerleştirilmesi, öğrencileri günümüz sanat eğitimine değişik yaklaşımlar sunan kişiler olarak yetişmesi, tümdengelimin ve analitik yaklaşımın kısırdöngüsünden kurtulup bireysel ifadelerin zenginliğine ve çok sesliliğine kavuşmaları mümkün olacaktır.

Çağımızın Eğitim Anlayışı

Bilgi depolamaya karşın anlamaya yönelik eğitim:

Eğitimli insan tarifi yeni bilgileri özümleyebilmesi ve olaylar üzerine yorum yapabilmesidir. Böyle olmakla beraber eğitim tartışmaları çoğunlukla, eğitimli çağdaş insanın bu göstergelerine eğilmemektedir. Yeni yöntemler ele alınıp incelenmesine karşın neyin niçin öğretilmesi konusunda açıklık ve fikir birliğine yönelik tartışmalara gereken önem verilmektedir.

 Çağdaş eğitim, yaşamımızın farklı kesimlerinin çevresel, fiziksel, biyolojik, sosyal, kişisel daha iyi anlaşılması için bir temel teşkil etmelidir. İnsanın doğasında olan anlam verme, yorumlama özelliği mitoloji, sanat, folklor ve dinleri ortaya çıkarmıştır.

Eğitim sadece teknik öğretim ve bilgi donanımı olmamalıdır. Okur yazarlık temel olguları öğrenmek, temel becerileri kazanmak, disiplin ve belirli alanlarda uzlaşmak eğitimde bir amaç değil sorunları, konu ve ilişkileri anlamaya yönelik araç olarak görülmelidir.

Çağdaş psikoloji anlama olgusunu zihinde ve beyinde gerçekleşen bir olay olarak ele almaktadır. Diğer bir deyişle, bilginin özümsenmesi, bilinç düzeyine erişmesi ve dönüştürülmesinde yaşanılan zihinsel  temsil süreçlerinin önemi üzerinde durmaktadır.

Bu durumda anlama, gözlemlenebilen, eleştirebilen ve geliştirilebilen davranışa bağlıdır. Bu formülün işlemediği durumlarda bizim kişinin bulanık sularda yüzdüğünü gördüğümüz halde olumlu eğitimsel katkıda bulunma olanağımız olmamaktadır. İstenilen etkin performans ise farklı durum ve ortamlarda bireyler arasındaki girift bilişsel şemalardan ortaya çıkabilmektedir.

 

Ancak gözlenebilen, eleştirilebilen, nesnel (objektif) ölçütler çerçevesinde değerlendirme öğrencilerin bildiklerini ve yapabildiklerini ölçmek şeklinde gelişmiştir.

 

Oysa teknoloji çağı ve ileriye dönük yaşam gereksinimleri bizleri, mevcut bilgileri yorumlamaya, dönüştürmeye ve yaratıcı düşünmeye ve sorun çözecek performansları ortaya çıkarmaya zorlamaktadır. Gardner’a (1999) göre zeka, yaşanılan kültürde geçerli olacak problem çözme davranışları ve ürün geliştirmedir. Bu görüşe göre önemli olan sadece bilgileri edinmek değil, onları bir context (bağlam) içinde kullanabilmektedir. Bunu sağlayacak olan eğitimsel yöntemler doğrudan öğretmen merkezli bilgi dağılımı olmamalıdır. Grup (proje) çalışmaları, drama, vaka çalışmaları, sunuşlar çağdaş eğitim kapsamına alınmalıdır.

 

Eğitimde anlamanın karşısına çıkan engeller klasiktir. Öğrenciden beklenen belirli davranış biçimlerini belirli yerlerde kullanmayı öğrenme ve istenilen yerde en etkin şekilde ortaya koymaktır. (Matematikte havuz problemleri formülü sabittir, ancak öğrenciler bu formülü anlamış ve  özümsemiş bile değillerdir. Farklı ortamların gerektirdiği şekilde kullanıma dönüştürme becerileri yoktur.)  ‘Anlamayı hedefleyen öğretim’ performansa dayanan bir yaklaşımdır.’ Burada eğitimcilerin görevi sınırlı sayıda açık anlam hedef belirtmeleri ve ilgili anlama performanslarını istemeleridir. Eğitimde bu hedef öğrenciler tarafından da paylaşılmalıdır ( Sevinç, 2003 ).

 

Araştırmalar göstermektedir ki bütün insanların zihinleri aynı şekilde çalışmamakta, güçlü ve zayıf bilişsel yanlar sergilemektedir. Bu gerçek  bizim eğitimciler olarak öğrencilere öğretme ve onların öğrendiklerini değerlendirme tarzımızı etkilemek durumundadır. Farklı yeteneklerden oluşan öğrencilere erişebilmek için çeşitli yöntemler ve yaklaşımlar kullanmamız gerekmektedir.  Bu anlayışla Howard Gardner (1999) insanların en az 8 görece ayrı bilgi işleme alanına oturtmuştur. Bu kuram farklı yeteklere cevap veren belirli yeteneklere sahip geleneksel eğitim çerçevesinde (sözel, mantıksal, matematik) başarı sağlamasının tek bir zeka değeri olmasına karşı gelmektedir.

Gardner farklı zeka alanlarını şu şekilde belirtmiştir:

Sözel

Mantıksal / Matematiksel

Uzaysal / Mekansal

Bedensel / Kinestetik

Müziksel / Ritmik

Sosyal / Kişiler arası

Bireysel / Kendine dönük

Doğacı (Natüralist)

Bunlara ilaveten Manevi / Mistik (Spiritual) zeka da düşünülmektedir.  Hepimiz insan olma durumuyla bu zeka alanlarına az veya çok girmekteyiz. Fakat eşit güçler ve benzer davranışlar göstermemekteyiz.

Biyolojik ve kültürel kalıtımlar, kişisel tarih ve deneyimler bizleri farklı kılar. Bu farklılıkları görmezlikten gelip tek doğrultuda eğitim anlayışı bizleri kısırlaştırır. Kültür zenginliği ve yeniliklere, yaratıcılığa bir engel teşkil eder. İnsanların güçlü zihinsel alanlarına paralel öğrenme ve düşünme tarzları beyin araştırmalarıyla da ortaya konmuştur. İnsanlar bütün beyinleriyle öğrenmelerine rağmen beynin sağ ve sol yarıküresi farklı işlevlerle yükümlüdürler. Erken çocukluktan itibaren çevre ve deneyimler bu iki yarıküre arasındaki dengeyi şekillendirir ve bir çok bireysel davranış farklılıklarını ortaya çıkarır. Araştırmalar her bir yarıkürenin kendine özgü bilgi işleme modüllerine sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sağ yan küre ana hatları ve bütünü (Gestalt) görür, sol yarıküre ise ayrıntıları mantıksal ve zamansal bağlamda  sıraya koyar.

Beynin Bilgi İşleme Dağılımı


Sol (ayrıştırıcı)                                              Sağ (Bütünleştirici )
Analitik – Ardışık                                            Bütünleştirici – Eş Zamanlı - Uygulamaya yönelik
 
Ayrıntı                                                         Bütünsellik
 
Duymak – Konuşmak                                       Bakmak – Yapmak             
Mantıksal düşünme                                        Sezgisel Mantık
Analiz etme-zamanı kavrama                             Tasarım – Üç Boyutlu Mekan Tasarımı 
Dil:Konuşma, ses, gramer, sözel kavramlar          Dil: Sözcük anlama, ses perdeleri,beden dili, sosyal etkileşim metafor, nükte
Hızla değişen motor kalıpları
(Yazmak, piyano çalmak)                                 Elle ilgili yetenekler(Çevreyi elle değiştirme)
Otomatik tekrarlar Yeni davranışlar                    Kısa süreli sözel bellek Duyusal imge belleği
İşitsel kalıpları kavrar  Sezgisel olarak kavrar        Sıraya koyma Eş  zamanlı ele alır


Sağ beyin yarımküresinin

Güçlü Yanları                                                      Zayıf Yanları
 
Büyük kas gerektiren sporlar
(futbol, yüzme)                                                Küçük kalıplı motor sıraları (yazma)


 Mekansal ilişkiler
(yelken, teknik çizim)                                         Sözcüklerle ilgili kısa süreli bellek 

Görsel yaratıcılık
(sanat, tasarım)                                              Birbirini izleyen yönler, takip etme, derli toplu, dakik olma
Yaparak öğrenme                                             Dilsel ifade, gramer, yüksek sesle düzgün okuma, imla
Bütünü görme                                                 Sıraya koyma, matematik denklemlerini çözümleme 
İnsanlara ayak uydurma                                    Ödevlerini hatırlama, yerine getirme   


Sol beyin yarımküresinin 



Güçlü Yanları                                                   Zayıf Yanları 
Ardışık programlama                                      Büyük kas gerektiren sporlar   
Gramer, öykülerin ayrıntıları                           Resmin bütününün kavranması 
Matematik, formüller                                        Geometri, haritalar, grafikler 
Dakiklik                                                   Hayal gücü, yaratıcılık   
Sözcük ve sayılarla ilgili işitsel hafıza              Sosyal algılama, başkasının bakış açısını anlama


Bu bilgiler doğrultusunda hiçbir normal çevrenin kişiyi sağ veya sol beyin yarıküresi işlevlerine mahkum etmediğini kesinlikle söyleyebiliriz. Ancak kişilerin düşünme becerilerini kullanma tarzındaki farklılıklara kalıtımın ve erken deneyimlerin sebep olduğu da bir gerçektir. Bir öğrenci uyarıları bir kaynaktan diğeri ise başka bir kaynaktan alır. Dolayısıyla diyebiliriz ki çoklu zeka kuramı çerçevesinde  insanların öğrenmelerine en uygun güçlü yolu bulacak çeşitli öğretim yöntemlerini bir arada kullanarak güzel sanatlar eğitimin hedefleri arasında olmalıdır. Eğitim programlarındaki amacımız beynin her iki parçasını eşzamanlı kullandırmaya yöneltmektir.


Kaynaklar
 
Atagök, Tomur. ‘Çağdaş Müzecilik Kavramı Doğrultusunda Türk Sanat Müzelerinin Kültürel Etkinliklerinin Saptanması’. Yeterlilik Tezi, M.S.Ü. İstanbul, 1985

Fischer, Ernst. ‘Sanatın Gerekliliği’, Çeviri: Cevat Çapan, (e yayınları), İstanbul, 1979

Gardner, Howard.  ‘Çoklu Zeka’,  (Enka Okulları Yayınları), 1999

Gardner, Howard. ‘The Disciplined Mind’ , (Penguin Books), 2000

Healy, M, Jane. ‘Çocuğunuzun Gelişen Aklı’  (Boyner Holding Yayınları), 1998

Russell, Bertrand. ‘Eğitim Üzerine’, Çeviri: Nail Bezel, (SAY yayınları), İstanbul, 1984

Sevinç, Müzeyyen. 'Gardner'ın Çoklu Zeka Kuramı'. Gelişim ve Eğitimde Yeni Yaklaşımlar, Edt. Sevinç, M., S. 67-83. (Morpa Kültür Yayınları), 2003

Tarlow, Terry. ‘Creativity İnside Out’ Addison_Wesley Publishing Company, 1996

Vergo, Peter. ‘The New Museology’ (Reaktion Books), 1997

Williams, Linda Verlee. ‘Teaching for the Two Sided Mind’,  (A Touchstone Book), 1986
 

Selçuk Üniversitesi - Seramik - 1998
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Resim İş - 2004
Düzce Yunus Emre Ortaokulu


Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.

Çevrimdışı gizmo

  • Üye
  • *
  • İleti: 27
  • Karizma Puanı: 0
merhaba ilker hocam, sizde agsl 11.sınıf 2.boyutlu sanat atölye dersi yıllık planları varmı? rica etsem:) lütfen