Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik'in açıklaması.


Milli Eğitim Bakanlığı, 2009–2010 eğitim öğretim yılı ve sonrası için belirlemiş olduğu “Orta Öğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgesi”nde Beden Eğitimi, Resim ve Müzik derslerini tüm liselerde “Seçmeli zorunlu ders” yaparak ders saatlerini azaltmıştır. Yapılan düzenlemeye göre 9. sınıflarda 2 saat, 10., 11., ve 12. sınıflarda bir saatlik beden eğitimi, müzik ve resim derslerine yer verilmiştir. Yeni çizelgeye göre 9. sınıfta öğrenciler resim, müzik ve beden eğitimi derslerinden sadece birisini “zorunlu” olarak seçip haftada 2 saat okuyacak, öğrenci seçtiği bu dersi üst sınıflarda da haftada birer saat görecektir.

Üç farklı branşı tek ders saati ile karşılamak, bu üç branşa da bakanlık tarafından nasıl bakıldığını anlamak için yeterlidir. Ayrıca bu üç dersten sadece birinin seçilecek olması “ortak derslerin zorunlu olması” ilkesiyle çelişmektedir. 9. sınıfta iki saat zorunlu olan beden eğitimi dersine resim ve müzik öğretmenleri de eklenmiştir. Oysa doğru olan her üç dersin de ayrı ayrı değerlendirilmesidir. Sınıf Geçme Yönetmeliğinin 7. Madde değişik 1. Fıkrasında “Ortak dersler, öğrencilerin okulu bitirinceye kadar almakla yükümlü olduğu derslerdir” demektedir. Bu ifade, ortak derslerin içinde yer alan her dersin zorunlu olduğu anlamına gelir. Bu üç branş da ayrı bir ders olduğundan tek bir dersmiş gibi değerlendirilmesi hukuka da uygun değildir.

Ayrıca birbiri arasında her yönden farklılık gösteren bu derslerin haftalık ders çizelgesinde aynı sütunda gösterilmesi “Ortak Dersler Yönetmeliği”ne aykırı bir durumdur. Bu durum her üç dersin de bakanlık tarafından “önemsiz” görüldüğünü göstermektedir. Dolayısıyla bu uygulama öğrenciler cephesinden çok sayıda olumsuzluk taşımasının yanında, bu branşlarda görev yapan binlerce eğitim emekçisi açısından da ciddi mağduriyetler yaratacak niteliktedir.

Her hafta 5 gün okul, 2 gün dershane kıskacında olan öğrencilerin okulda hafta içinde enerjilerini atabildikleri, becerilerini geliştirebildikleri Beden Eğitimi, Resim ve Müzik derslerinin ders saatlerinin azaltılması kabul edilemez bir uygulamadır. Ders çizelgelerinde yapılan son düzenleme, ortaöğretimin tamamen üniversite sınavına endeksli hale getirildiğinin bir itirafı niteliğindedir. 

Beden Eğitimi, Müzik ve Resim branşları müfredatından uygulanışına, öğrencilere kazandırdıklarından, derse giren öğretmenlerin mezun oldukları bölümlere kadar önemli farklılıklar göstermektedir. Beden eğitimi yetenek, resim ve müzik ise sanatsal derslerdir. Bu branşların ders saatlerini azaltmak öğrenciler ve eğitim sistemi açısından pek çok olumsuzluk ortaya çıkaracaktır. Okullarda şiddet ve çeteleşme olaylarının hız kesmediği bir dönemde öğrencileri spor, resim, müzik gibi etkinliklerden uzaklaştıracak uygulamaların nasıl sonuçlar ortaya çıkaracağını tahmin etmek zor değildir.

Öğrencilerin bu üç dersten birisini seçmesi diğer branşları olumsuz etkileyecek, bunun en somut sonucu bu branşlarda öğretmen ataması ya çok az yapılacak ya da hiç yapılmayacaktır. MEB’in asıl hedefi, beden eğitimi, resim ve müzik gibi branşların ders saatlerini azaltarak bu alanlardaki öğretmen ihtiyacını azaltmak ve daha az sayıda öğretmen çalıştırarak kendince “tasarruf” yapmaya çalışmaktır. Bakanlığın öğretmen atamaları politikası bu görüşümüzü doğrular niteliktedir.

Milli Eğitim Bakanlığı daha şimdiden çok sayıda olumsuzluk yaratmış olan bu uygulamadan derhal vazgeçmeli ve yaşanan mağduriyetlere yenileri eklenmeden bu uygulamadan derhal vazgeçmelidir.

Bu konu da haklı olmaya haklıyız elbette ama resim öğretmeni arkadaşların biraz öz eleştiri yapması gerekiyor. Beden eğitimi öğretmenleri yıllardan beri hiç egzersiz kaçırmaz her sene yaparlar biz ( çoğu resim öğrt. ) yapmayız. Çünkü ya çocuğumuz küçüktür ya dışarıda atelyemiz vardır ya uğraşamayız ya da dersimiz önemsizdir vb. o kadar çok bahanemiz vardır ki yıllardan beri dersimizin önemine bir çoğumuz kendimiz bile inanmazken başkalarından saygı bekleriz. Derslerimizden okulun angarya işleri için öğrenci alımına izin veririz vb. Tüm ihmalkarlıklar konuya gösterilen ilgiden zaten bellidir.
Uygulamaya gelince tabi ki idarecilerin çoğu dersimizi önemsemiyor ve kafasına göre değerlendirerek bizleri pasifleştiriyorlar. Uygulamanın esas mantığı aslında bizim için çok güzel olmasına rağmen yoruma açık bırakılmamalıdır. Mantık aynı sınıf öğrencilerinin o derste ilgi ve yeteneklerine göre istediği dersi 9.sınıfta seçerek 12. sınıfa kadar o dersin tüm genel amaçlarına göre eğitim almasıdır.
Öğrenci sayısı kotasının bu durumla alakası yok çünkü yeni bir sınıf açılmıyor aynı sınıf gruplara ayrılıyor. Bazı iller sınıftan 1 kişi bile resim ya da müzik seçerse o dersin yapılmasıyla ilgili karar aldılar. Tabi ki ilk etapta öğrencilerin neredeyse hepsi bedeni seçecektir ama burada asıl iş gene biz resim öğretmenlerine düşüyor. Tüm sınıfları gezip dersimizin önemini, gerekliliğini ve onlara neler kazandıracağını anlatırsak göreceksiniz ki mutlaka ilgili öğrenciler çıkacak ve dersimizi seçeceklerdir. Okulları resim adına bir şeylerin yapılabildiği, öğrencilerimizin kendilerini resim çalışmalarıyla da ön plana çıkabilecekleri hale getirebilirsek -ki burada asıl iş bizlere düşüyor- her şey çok daha güzel olacaktır bence. Ama ben az ders istiyorum, şu günüm boş olsun, çocuğum küçük, evim uzak, bu sene içimden gelmiyor vb. nedenlerle sadece kendimize değil tüm resim öğretmenlerine zarar vereceğiz. Yılmadan sabırla ama haklı olabilmek adına hep işimizi doğru ve hakkıyla yaparak mücadele vermeliyiz.