Gönderen Konu: Otto Dix (1891- 1969)  (Okunma sayısı 3495 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aslîgibi

  • aslî
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 2.304
  • Karizma Puanı: 993
    • asligibi
Otto Dix (1891- 1969)
« : 14 Haziran 2008, 10:00:15 »

Otto Dix (1891- 1969)
Gera yakınlarında Untermhaus’da bir döküm işçisinin oğlu olarak doğdu. 1905-09 yılları arasında Gera ve Püssneck’te dekorasyon ressamlığı konusunda çıraklık eğitimini tamamladık tan sonra, devletten aldığı bir bursla Dresden Uygulamalı Sanat Akademisinde öğrenim gördü. Bu dönemde yaptığı manzara resimlerinde izlenimcilik sonrası ve dışavurumculuğun etkisi görülmektedir. 1912’den sonra yaptığı otoportrelerinde 15. ve 16. yüzyılın resim tekniğini kullandı.

1914’ten Sonra: Bir Temel Serüven Olarak Savaş “Elemanter savaş olayını” kaçırmamak için Dix, savaş başlar başlamaz gönüllü yazıldı ve topçu sınıfına alınarak cepheye gönderildi. Burada siper savaşını bütün dehşetiyle gördü ve birkaç kez yaralandı. 1918 sonbaharında hava kuvvetlerine giren Dix, Schneidemühll Pomeranya eğitim kampında savaş sonunu gördü. Dix cephedeki yaşamı yüzlerce karakalem resminde (eskizinde) ve portresinde gözler önüne serdi. Siperlerdeki perspektifleri en uygun şekilde yansıtabilmek için, kübizme dayanarak betimlenen nesneyi ayrı ayrı parçalara bölen bir “parçalama tekniği” geliştirdi.

1919’dan Sonra Toplumsal/Eleştirel Yapıtları 1919 yılında Dresden Akademisine giren Dix, aynı yıl içinde Dresden Sezesyon Topluluğu 1919’u kurdu. İzleyen zamanda Die Brücke’nin (Köprü) dışavurumcu stilinde, gravürlerle dadaizmin etkisinde materyel resim’e gerçekleşti. 20’li yılların başında realizme yaklaşan Dix, bu sayede savaş sonrası yıllarının sefaletini tüm ayrıntılarıyla betimlemeye fırsat buldu. Karienspielende Kriegsk rüppel (Kağıt Oynayan Savaş Özürlüleri) ve Streichholzhaendler (Kibrit Satıcıları) (her ikisi 1920) adlı tabloları bunlara örnek gösterilebilir.



Bununla beraber Dix kendisini politik bir sanatçı olarak görmeyip “objektif ve duygularını katmadan” resim yapmak istiyordu. Hafif karikatürize portrelerle eski ustaların Lasur tekniği üzerindeki araştırmalarını sürdürdü. 1922’de taşındığı Düsseldorf’ta Der Krieg (Savaş) adlı grafik serisini ve en ünlü yapıtı Der Schützengraben (Siper) (1923) adlı tablosunu gerçekleştirdi.




1923’te Martha Koch ile evlendi ve iki yıl sonra bağımsız çalışan bir sanatçı olarak Berlin’e yerleşti. Burada yaptığı resimler arasında, perspektif deformasyonları ve renk disonanslarıyla objektif betimlemeyi yabancılaştırdığı BiIdnis Sylvia von Harden (1926) adlı tablosu yer almaktadır.  Sanatçı 1927 Dresden Sanat Akademisine profesör olarak atandı. Lüks ve sefalet arasındaki zıtlığı gösterdiği Die Grosstadt (Büyük Kent) (1927/28) adlı triptikte Ortaçağın kanatlı sunak (Flügelaltar) biçimini yeniden ele aldı.



 Der Krieg (Savaş) adlı diğer bir triptiğinde Dix, 40’Iı yıllara kadar tekrar tekrar işleyeceği savaş acıları konusunu ele aldı.

1933’ten Sonra Yozlaşmış Sanatçı : Nasyonal Sosyalistler iktidara geçer geçmez “ahlaksızlığı ve insanları askerliğe karşı kışkırtması” yüzünden profesörlüğünü elinden alarak tablolarını sergilemesini yasakladılar. Alman militarizminin eleştirisi olarak yorumlanan Der Schützengraben (Siper) adlı tablosu Nazi’lerin “yozlaşmış sanat” konusundaki girişimlerinin merkezi saldırı noktası haline getirildi ve 1937’de aynı ad altında yapılan sergiden sonra kayıplara karıştı. Dix ta 1933’de kayınbiraderinin Singen yakınlarında Randegg’de bulunan malikanesine taşındı. Burada yaptığı peysaj tabloları yanı sıra, çağında olup bitenleri şifreli bir biçim de göz önüne serdiği alegorik yapıtlar da gerçekleştirdi.




Bu bağlamda Sieben Todsünden’deki (Yedi Ölümcül Günah) (1933) tiplemelerden biri Hitler’in belirgin yüz hatlarını taşımaktadır, Dix 1936’dan sonra Bodensee kıyısındaki Hemmenhofen’de sayısız göl manzarasında doğa araştırmalarını sürdürdü. Dini konulara da yöneldi (Der Heilige Christophörus III und IV, 1938 ve 1939). (Aziz Krjstofor III ve IV). Hitler’e 1939’da Münih’in Bürgerbraeukejler birahanesinde yapılan suikastten sonra Dix de gözden düşmüş birçok kişiyle birlikte tutuklandıysa da, bir hafta sonra serbest bırakıldı. Kendisine karşı girişilen kışkırtmalara karşın Dix Almanya’da kaldı. Savaşın bitmesine çok az kala Volkssturm’a (Halkın Hücum Kolu) alınan Dix, birkaç gün içinde Fransızlara esir düştü. Alsas’ta bulunan bir kampın sanatçı topluluğuna tayin edilen Dix, burada Charles de Gaulle’ün fotoğraflarını transparanlara uyarladı ve bir küçük kilise için bir Meryem Ana tablosu yaptı.

1946’dan Sonra Geç Dönem Yapıtı Serbest bırakıldıktan sonra birkaç ay Colmar’da otomobil boyacısı olarak çalıştı ve 1946’da Hemmenhofen’e döndü. Bundan Sonraki yapıtlarında eski ustaların Lasur tekniğinin yerini ekspresif bir prima resim tekniği (boyanın yalnız bir kez sürülmesi) aldı. Yıkıntı manzaralarının yanı sıra İncil’den alınma sahnelere de yer verdi; Verspottung (Alay) (1948), Ecco Homo (İşte İnsan) 1949). Yunanistan’da yaptığı yaz tatilinde 1967’de Dix’e ilk, 1969’da ikinci inme indi. Sanatçı ayın yıl içinde 77 yaşında Singen’de dünyaya veda etti. Yüzyılın 100 Ressamı

http://www.mess.net/galleria/dix/
alıntı:felsefeekibi.com