İçinde müzik olmayan adam,
Ne de tatlı seslerin uyumuyla hareketlenmeyen,
İhanet, hile ve çürüme için uygundur.
Ruhunun hareketleri gece kadar kasvetlidir
Ve hisleri Erebus kadar karanlık
Böyle bir adama güvenilmesin. Müziği seçin.
(Venedikli Tacir, 5. bölüm, 1. sahne)
Ruhun yaşamı, yatay bir şekilde eşit olmayan bölümlere ayrılmış, en dar bölümün en üstte yer aldığı büyük, dar açılı bir üçgen diyagramıyla temsil edilebilir. Bölüm çizgisi ne kadar aşağıdaysa, genişliği, derinliği ve alanı o kadar büyüktür.
Tüm üçgen yavaşça ve neredeyse görünmez bir şekilde ileri ve yukarı doğru ilerler. Üçgenin tepesi bugünse, ikinci bölüm yarındır. Bugün tepe tarafından kavranabilen ve üçgenin geri kalan kısmı için anlaşılmaz olan şey, yarın, ikinci bölümün gerçek duygu ve düşüncelerini oluşturacaktır.
Üstteki bölümün tepesinde çoğu kez tek bir adam durur, yalnızca bir adam. Neşeli görünümü büyük bir hüznü gizlemektedir. En yakınındakiler bile onu anlamazlar. Öfkeyle onun şarlatan ya da deli olduğunu söylerler. Beethoven tüm yaşamı buna maruz böyle kalmıştır: yalnız ve aşağılanmış. Üçgenin daha büyük bir bölümünün bir zamanlar yalnız başına durduğu noktaya ulaşması için daha kaç yıl geçmesi gerekecek. Anıtlara ya da heykellere rağmen, gerçekten bu seviyeye ulaşabilmiş çok kişi var mıdır?
Üçgenin her bölümünde sanatçılar vardır. İçlerinden kendi bölümünün sınırlarının ötesini görebilenler, etrafını çevreleyen diğerleri için birer kâhindirler ve dik kafalı topluluğun ilerleyişine yardımcı olurlar. Oysa insanlar, aslında kör olan ve üçgenin hareketini değersiz nedenler yüzünden geciktirenleri izler, onların dehalarını alkışlarlar. Bölüm ne kadar büyükse (ki bu da onun ne kadar aşağıda durduğuna bağlıdır), sanatçının sözlerini anlayanların sayısı da o kadar fazladır. Her bölüm, bilinçli ya da çoğunlukla bilinçsiz olarak, kendisine karşılık gelen ruhsal gıdanın özlemini çeker. Bu gıda sanatçı tarafından sunulmaktadır ve hemen altındaki bölüm yarın ellerini şevkle bu gıdaya uzatacaktır.
Sanatta ruhsallık üzerine(kandinsky)