Gönderen Konu: *EFSaNeLeR*  (Okunma sayısı 2504 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RøDiN_H@CKèR

  • _İLYaS DeNiZ GöKÇe_
  • Onursal
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.155
  • Karizma Puanı: 2448
  • SaNaTÇı oLaCaK iNSaN DoĞuŞTaN BeLLi oLuR...
    • http://deniz_art.sitemynet.com
*EFSaNeLeR*
« : 25 Haziran 2007, 16:41:17 »

Halk edebiyatı ürünlerinden biri olan efsaneler,geçmişle günümüz arasında kültürel aktarımı sağlayan,insanın ve onun oluşturduğu kültürel yapının anlaşılmasına katkıda bulanan alanlardan biridir.

Gerçek ve hayali varlıklara, yer ve olaylara olağanüstü özellikler atfederek oluşturulan,anlatılanların gerçek olduğuna ilişkin inançla birlikte kişinin bireysel - toplumsal yaşamını yönlendiren söyleyeni belli edebiyat türlerinden biridir.Konularına göre şöyle sınıflandırılır;

1)Tarihi yer, kişi ve olaylarla ilgili efsaneler

2)Olağanüstü varlıklarla ilgili efsaneler

3)Hayvanlarla ilgili efsaneler

4)Dinsel konularla ilgili efsaneler

5)Bitki ve ağaçlarla ilgili efsaneler

6)Doğal çevre ve olaylarla ilgili efsaneler

EFSANE ÖRNEKLERİ

Albat Dağı Ejderhası

Eteğinde Ortanca Çeşme'nin bulunduğu Albat Dağı'ndan, bir ejderha çıkmış.Bu çeşmeye kimseyi yaklaştırmayarak,insanları susuz bırakmış.İnsanların çaresizliği karşısında,şehrin beyi eline iki yanı keskin bir kılıç alarak,bu ejderhayı öldürmeye gitmiş.Bey kılıcını iki eliyle ve enine tutmuş.Ejderha burnundan alevler saçarak,derin soluklarla beyi içine çekip yutmuş.

Beyin elinde enine tuttuğu,iki tarafı da kesici kılıç,ejderhayı ağzından,kuyruğuna kadar ikiye parçalayıp öldürmüş.Bey konağına dönünce,bahçesindeki havuzu sütle doldurtup,hemen soyunarak içine girmiş.Havuzdaki süt ejderhanın, beye bulaşan zehiri nedeniyle bir anda kesilip, çökelekleşmiş.Bey, süt kesilmeyene kadar,bu süt banyosunu sürdürerek,ejderhanın zehirinden arınmış.

Kaynakça: Silvan Tevfik Dabakoğlu
Terzi Babasından


Suzan (Suzi) ve Kırklardağı

Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle Nehri kenarında, Kırklardağı vardır.Bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar Ziyareti vardır.Çocuğu olmayanlar,buraya gelip dilek dilerler.Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş.

Kadın,Kırklar Ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış.Bir kızı doğmuş.Adını Suzi (Suzan) koymuşlar.Her yıl doğum gününde, annesi onu süsler,giydirir ve Kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş.

Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp,güzel bir genç kız olmuş.Müslüman komşularının oğlu Adil'le, birbirlerine aşık olmuşlar.Yine bir doğum yıl dönümünde,annesi Suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere,Kırklar Ziyareti'ne göndermiş.

Arkalarından habersizce Adil de gelmiş.Hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan Suzi,Adil'le beraber,dağın arkasına dolanmışlar ve orada sevişmişler.Kırklar Ziyareti,bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret Suzi'yi çarpmış.Kız On Gözlü Köprü'nün orada,Dicle'de boğularak ölmüş.Suzi'nin ölümünden sonra,Adil de aklını yitirmiş.

Suzan - Suzi Türküsü

Kırklardağı'nın yüzü

Karanlık sardı düzü

Ben öleydim

Suzi-Suzi Ziyaret çarptı bizi

Köprüaltı kapkara

Anne gel beni ara

Saçlarım kumlara batmış

Tarak getir de tara

Köprünün orta gözü

Sular apardı düzü

Ben öleydim

Suzi-Suzi Dicle ayırdı bizi