değerli kardeşim,otorite problemi genelde var zaten...üzülüyor,huzursuz oluyorsunuz,çünkü 'etrafı aydınlatan mum gibisiniz' ve aydınlattıkça eriyensiniz...bu işin tabiatı icabı böyle...öğretmenlik mesleği,biraz da tecrübeyle öğreniliyor...zamanla yani...külhanbeyi olmaya gerek yok,marifet kılda tüyde olsaydı...!...bendeniz biraz fazla özeleştiri yaparım:şunu gördüm,asla özeleştiri ve empati yapmıyoruz!..bir öğretmenin öğretmenliği en azından 2 döneme ayrılır...çocuğu,öğrencisi olabilecek yaşa gelene kadarki dönem ve sonrası...genelde dersleri 90-100 arası çocuğuna müzikten 70 verilince insan müzik öğretmeni de olsa biraz bakış açısı değişiyor!!mesela yani!!!öğrenci en keskin gözlü müfettiştir!önce kendimize bakacağız!.... yiyecek ekmeği olmayan çocuğa, malzemen nerde dedim!!!daha bir sürü tecrube....sıkmayın çocukları,zorlamayın fazla...üzmeyin...ben yarım dönem resim öğretmeni gördüm hayatımda...yeterli izi bırakmıştı!.....en çok haşladığım öğrenci en çok sevenim olmuştur....herşey resim değil,sanat değil,boya badana değil....bazı arkadaşlar,resmin,resim dersinin,öğretmenliğin  önemiyle kendi önemlerini aynîleştiriyor!....toprak gibi olmak lazım...biraz veysel gibi...patlıcan domates resmiyle,bol figür yaptırarak çok şey veremezsiniz...taa ki dersi,konuyu iki tane hikmetli kelamla süslemedikçe!...........

Sn.Necip Hocam 20 değil 25 kişiymiş. Nedenine gelince ; düz lisede görev yapıyorum. 25 kişinin 0 aldığı sınıf iki yıllık öğrencilerden oluşan 55 kişilik bir sınıf. Ne yazık ki bu öğrenciler tüm derlerinden zayıf almışlar. Yani 15 tane dersleri varsa 13, 14 tane zayıfları var. Öğrencilerden malzeme olarak resim defteri o yoksa herjangi bir kağıt ve kalem istiyorum. ( Boya bile istemiyorum). Çalışmaların tamammını derste ben yaptırıyorum. Yeterki derse katılın ve kağıda birşeyler çizin en az 70 alırsınız diyorum. Bir hafta önceden not vereceğimi hatırlatıyorum. Bir hafta daha ekstra süre veriyorum. Buna rağmen gençler maalesef hocam ne verirsen ver diyorlar. Yani gaddar bir hoca değilim. Birbirimizi burada küçümsemenin veya yetersiz olduğumuzu ima etmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Sorunlar hepimizin sorunu, işin kolayına kaçıp hepsine 60, 60 da verebilirdim.

ya hu çok çok özür dilerim okuyanlardan..yukarda bir arkadaş, bana hitaben, kendisine 'gözüm' diye hitap ettiğim için (kimseyede gözüm diye hitap etmem edeninde hocalığından değil saygı ve insanlığından şüphe duyarım...) demiş,benim de gözümden kaçmış...ne kadar gayriinsani bir şey demişim arkadaş))...
şüpheni gidereyim sotak, senle aynı türden olmaktansa eşşek olmayı yeğlerim 'gözüm'...rahat ol sen ))    ....

ne demiş şair:
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
    önce tohumu elde etmek lazım, sonra  uygun yere, uygun şekilde, saçmak lazım...gerisi toprağa kalmış....

bir karadenizli,müdüründen azar iştir mi?))

2. yılımda üç sarı zarf iki soruşturma yiyince artık cevap verecek durumu kalmıyor karadenizlinin...