Gönderen Konu: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)  (Okunma sayısı 89123 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #610 : 15 Haziran 2011, 22:47:35 »

neye yarıyor biliyor musun? mutsuz etmeye. 380a  asom zaman oldukça oku .bi yerlerde bişeyler bulunca hemen paylaşıyorum kendime engel olamıyorum ne yapayımmm 570a
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı asumanvedat

  • asuman
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.334
  • Karizma Puanı: 1069
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #611 : 15 Haziran 2011, 23:08:26 »
seninde rehabilite yolun bu olsa gerek...ben bıraktım 330s ..cahil olabilirmiyim diye......belki olur ve etrafımdakileri çözerim. 520a 520a ...aahhhhhhhh......sen oku cakım...bende senden öğreneyim... 380a 380a 380a

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #612 : 16 Haziran 2011, 09:49:23 »
bu şekilde çözülebilse...çözülebilir mi? 520a  hadi bakalım  330s
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı mahmuty

  • mahmuty
  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.584
  • Karizma Puanı: 522
  • Bildiğim herşeyi sevdiğim için biliyorum(L.Tolstoy
    • DOSTLUK
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #613 : 20 Haziran 2011, 07:30:30 »
  dbhi,paylaşımınız için teşekkür ederim.
GÜLMEK GÜZELLİKTİR.

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #614 : 21 Haziran 2011, 17:04:16 »
bende ilginize... :)
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı ...fatoş...

  • Uzman
  • *****
  • İleti: 2.398
  • Karizma Puanı: 385
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #615 : 24 Haziran 2011, 13:31:37 »
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı ....

Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş....

Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş....

Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş....

Köy,kasaba,ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki ....

Tam umudunu yitirmişken bir köyde konustuğu insanlar ona

"Şu karşı ki dağları görüyor musun? orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git,

belki o sana aradığın cevabı verebilir. " demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam.

Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş ....

Bilge :

" sana bunun cevabını söylerim, ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş ....

Adam kabul etmiş....Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağ doldurmuş.

 

" Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel . Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin,

eğer bir damla eksilirse kaybedersin...."

 

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş ....Bilge bakmış:

 

"Evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?"

 

Adam şaşkın....

 

"Ama,"demiş" ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki ....

 

"Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel "

demiş bilge...

Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü....

Geri geldiğinde bilge, adama:

"Bahçe nasıldı?" diye sormuş ....

Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış....

Bilge gülümsemiş ,

"Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış." demiş ve eklemiş

"Hayat senin bakışınla anlam kazanır ; ya sadece bir noktayı görürsün,

hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın .... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında

hayatı yaşarsın akıp giden zamanın anlam kazanır. ...

 

"Hayatının anlamı sizin bakışlarınızda gizli"


Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #616 : 29 Haziran 2011, 20:23:43 »
fatoşum ne güzeldi.teşekkürler....
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #617 : 04 Temmuz 2011, 13:00:25 »
Bu nasıl bir aşktır.."
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister.
Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.
Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır!
Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir.
Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.
Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a.
Cami küçücüktür.
Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır.
İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana.
İşte, aşka adanmış iki eser.
Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin.
Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Göreceğiniz manzaraysa şudur;
Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar!
Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay.
Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır..
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #618 : 05 Temmuz 2011, 10:00:20 »
harikaydı...   321s daha önceden bildiğim bir bilgiydi ancak tekrar okumak yinede güzel...

teşekkürler dolunaycığım paylaşım için...  +1....   340a 340a 340a

Çevrimdışı beruf

  • öğretmen
  • Üye
  • *
  • İleti: 76
  • Karizma Puanı: 14
Ynt: dbhi...hayatın içinden...(ben,siz ve dünya)
« Yanıtla #619 : 05 Temmuz 2011, 11:58:04 »
Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda
ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere
yuvarlanmış ve hafif yaralanmış.
Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın
sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman
yapmışlar, ama 'biraz Beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir
kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler.
Yaşlı bey huzursuzlanmış, 'acelesi olduğunu istemediğini' söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuş.
Adamcağız da 'karım huzur evinde kalıyor her sabah onunla kahvaltı etmeye
giderim, geç kalmak istemiyorum' demiş.
'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde'
Demiş hemşire.
Adam üzgün bir ifade ile 'ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor' demiş.
Hemşireler hayretle 'madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla
kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz' demişler.
Adam buruk bir sesle 'ama ben onun kim olduğunu biliyorum'
demiş.
BaŞaRıNıN SıRRıNı BiLMiYoRuM aMa BaŞaRıSıZLıĞıN YoLu HeRKeZi  MeMNuN eTMeYe ÇaLıŞMaKTaN GeÇeR...